22.03.2018 Views

Evliyalar Ansiklopedisi - Turkiye Gazetesi Yayinlari

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

AHMED NAHLÂVÎ;<br />

Şam evliyâsından. İsmi Ahmed, babasının ismi Murâd'dır. Nisbeti Nahlâvî ve Dımeşkî'dir.<br />

1670 (H. 1081) senesinde doğdu. Küçük yaşta âilesini kaybeden Nahlâvî anneannesinin<br />

yanında yetişti. 1744 (H.1157) senesi Temmuz ayının yirmi sekizinde Salı günü vefât etti.<br />

Şam Hâtuniyye Medresesinin bahçesine defnedildi. Kabri ziyaret mahallidir.<br />

Nahlâvî tahsil çağına geldiğinde ilk olarak Kur'ân-ı kerîm okumayı öğrendi.<br />

Mektebe gidip gelirken, edeb ve terbiyesinin güzelliği ve derslerine çok gayretli çalışmasıyla<br />

dikkat çekmeye başladı. Emsâl ve akranından ileri geçti. Küçük yaşta, büyüklük, üstünlük<br />

hâlleri kendisinde görülmeye başladı. On yaşında iken, diğer çocuklar gibi koşup oynamaz,<br />

bir kenarda sessizce oturup, başını önüne eğerek tefekkür ederdi. Fıkıh ilmini Şeyh Ahmed<br />

Düsûkî'den okudu. Şam'da Nûriyye ve Hâtuniyye medreselerine devâm etti. Bir müddet ev<br />

işleri ile meşgûl oldu. Bu arada ibâdetlere devâm etmeyi ihmâl etmedi.<br />

Bir gün zeytin toplamak üzere, merdivenle zeytin ağacına çıkıyordu. O sırada kendisini,<br />

evliyânın, tasavvuf büyüklerinin sohbetlerinde bulunmaya teşvik eden bâzı sesler duymaya<br />

başladı. Bunun üzerine tasavvuf yolunda bulunmak arzu ve isteği belirdi. Bütün varlığı ile bu<br />

yola yöneldi. Dünyâlık olarak ne varsa, hepsini Allahü teâlânın rızâsı için ihtiyaç sâhiplerine<br />

dağıttı ve cezbeye kapılarak, sahrâlara düştü. Zaman zaman Bab-üs-sagîr denilen yere gidip,<br />

orada ellerini açarak Allahü teâlâya duâ ederdi.<br />

Kardeşi Şeyh Muhammed birgün eve geldiğinde, kardeşi Ahmed'i evde bulamadı. Nerede<br />

olduğunu sordu. Bir müddet önce çıkıp Sâlihiyye mahallesine doğru gittiğini söylediler.<br />

Hemen o tarafa gitti. Çok aradı ise de izini bulamadı. Yedi gün sonra Şeyh Muhammed'e bir<br />

kimse gelerek, kardeşi Ahmed'in Sâlihiyye'de bir yerde olduğunu söyledi. Süratle oraya gitti.<br />

Târif edilen yerde, bir dağ eteğinde durduğunu gördü. Aç ve bitkin bir halde idi. "Ey Ahmed!<br />

Neredesin?" diye sordu. Bunun üzerine; "Bâzı büyük zâtlar beni alıp Bağdat'a, Allahü<br />

teâlânın ism-i şerîfinin zikredildiği bir meclise götürdüler." dedi. Devamla; "Beni yalnız bir<br />

yere bırakıp; burada zikirle meşgûl ol! dediler. Daha sonra bir kimse şerbet getirerek, içmemi<br />

söyledi. İçtim. Sonra beni buraya (Şam'a) getirdiler." dedi. Ondan bunları dinledikten sonra;<br />

"Haydi kalk. Eve gidelim." dedi. Gitmek istemedi. Fakat zorla kabûl ettirip bir hayvana<br />

bindirdi. O da bindi. Bâb-üs-Serâyâ denilen yere geldiklerinde, evliyânın büyüklerinden Şeyh<br />

Halîl ile karşılaştılar. O büyük zâtı görünce iki kardeşi de bir cezbe aldı ve ikisi de<br />

hayvandan düştüler. Ahmed Nahlâvî bundan sonra, o zâtın talebesi oldu.<br />

Tasavvuf yolunda kendisini mânevî yönden terbiye edip, bu yolda yetiştirecek ve kâbiliyeti<br />

nisbetinde yüksek makamlara kavuşmasına vesîle olacak bir rehbere de kavuştuktan sonra, bu<br />

yolda ilerleyen Ahmed Nahlâvî, yüksek dereceler sâhibi oldu. Üstünlüğü her tarafa yayıldı.<br />

Etrafta onun yüksekliği konuşulur oldu.<br />

Ahmed Nahlâvî'nin Sâlihiyye, Meydân ve Bâb-ı Tûmâ mahallelerinde oturan üç talebesi<br />

birgün bir araya gelmişlerdi. Onlardan birisi, neşe ve sürûr ile ve diğerlerine güzel bir haber<br />

vermek için; "Elhamdülillah dün akşam hocamız bize teşrif etti ve bizde kaldı." dedi.<br />

Talebelerin ikincisi dedi ki: "Hayır. Hocamız dün akşam benim yanımdaydı." Bunları<br />

hayretle dinleyen üçüncü talebe; "Sizin ikinizin söylediği de doğru değil, Çünkü dün akşam<br />

hocamız benim yanımdaydı." dedi. Bundan sonra her üçü de yemin ederek kendi sözlerinin<br />

doğru olduğunu iddiâ etti. Bunun üzerine talebelerin hepsi, bu hâlin hocalarının bir kerâmeti<br />

olduğunu, evliyânın, Allahü teâlânın izni ile bir anda çeşitli yerlerde görülebileceğini, buna<br />

benzer menkıbelerin başka büyük zâtlardan da nakledildiğini, hepsinin söylediklerinin doğru<br />

olduğunu anladılar.<br />

Ahmed Nahlâvî talebeleriyle birlikte Bâyezîd-i Bistâmî hazretlerinin kabr-i şerîfini ziyârete

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!