22.03.2018 Views

Evliyalar Ansiklopedisi - Turkiye Gazetesi Yayinlari

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

etrâfından uzaklaştırmak istediler. Bu sırada Ravda-i mütahheradan şöyle bir ses duyuldu ki:<br />

"Sakın bu kimseyi incitmeyiniz!O, bize müştâk ve cân atanlardandır. Biz de ona müştâkız."<br />

diyordu. Orada bulunanların hepsi bu sözü duydular.<br />

Hâce Ahmed bin Mevdûd hazretleri, daha sonra Resûlullah efendimizin mânevî müsâade ve<br />

işâretleri ile Bağdât'a dönüp, evliyânın büyüklerinden Şihâbüddîn-i Sühreverdî hazretlerinin<br />

hânegâhına geldi. Şihâbüddîn hazretleri ona çok izzet ve ikrâmda bulunup, hürmet etti.<br />

Bağdât'ta halîfe ile görüştü. Halîfe kendisini dâvet ile, çok iltifât edip, ikrâmlarda bulundu. O<br />

da, halîfeye çok güzel öğütler, hoşa giden nasihatlar ile Allahü teâlânın emirlerini yerine<br />

getirmenin fazîletini, insanlara hizmet etmenin kıymetini anlattı. Bütün nasihat ve tavsiyeleri<br />

kabûl edildi. Gideceği zaman, halîfe kendisine pek çok hediye arzetti ise de, onun hatırı için<br />

az bir mikdârını kabûl etti. Bunları da şehrin dışına çıkınca fakirlere verdi. Kendisi ise,<br />

Horasan'a gidip, orada insanlara İslâmiyeti, Allahü teâlânın emir ve yasaklarını anlattı.<br />

1) Nefehât-ül-Üns Tercümesi; s.368<br />

2) Hadîkat-ül-Evliyâ (2. kısım); s.152<br />

3) İslâm Âlimleri <strong>Ansiklopedisi</strong>; c.6, s.22<br />

4) Sefînet-ül-Evliyâ; s.91<br />

AHMED BİN MUHAMMED;<br />

Evliyânın büyüklerinden. İsmi, Ahmed bin Muhammed bin Kısbet-il-Halebî el-Kâdirî'dir.<br />

Doğum ve vefât târihi kaynaklarda belirtilmemektedir. Mustafa El-Bekrî,<br />

Es-Suyûf-ul-Haddâd isimli eserinde, Ahmed bin Muhammed'in 1710 (H.1122) senesinde<br />

Şam'a geldiğini bildirmektedir. Buradan anlaşıldığı üzere Ahmed bin Muhammed, on<br />

sekizinci asrın ilk çeyreğinde vefât etmiştir.<br />

Şeyh Mustafa El-Bekrî şöyle anlatır:<br />

Görüştüğüm büyüklerden birisi de Şeyh Ahmed bin Muhammed'dir. O yalnızlığı, insanlardan<br />

uzak kalmayı ve devamlı Allahü teâlâ ile berâber olmayı isterdi. 1710 senesinde Şam'a geldi.<br />

Bir grup cemâat ile ziyaretine gittim. Bu sırada elim kalem tutardı. Bâzı kasîdelerim ve<br />

mensûr yazılarım vardı. Bana dönerek; "Allahü teâlâ bir kimseye gerek nazm gerekse nesir<br />

yazma kâbiliyeti verdiği zaman, o kimsenin bunlardan dolayı büyüklenmemesi, kalbini<br />

bunlarla meşgûl etmemesi gerekir. Böyle hâller ve düşünceler meydana gelirse, onları<br />

yakmalı ve parçalamalıdır. Çünkü Allahü teâlânın katında, daha yüksek derecede ve kıymette<br />

olanları vardır." buyurdu. Bu sözleri duyduktan sonra müsâade alıp huzurdan ayrıldım.<br />

Yazdığım kasîdeleri ve tertib ettiğim yazıların hepsini parça parça ettim. Bu sohbetten çok<br />

istifâde ettim. Bu sohbet bana yetti, sonra bir daha Ahmed bin Muhammed hazretlerinin<br />

huzûruna kavuşmak nasîb olmadı. Çünkü insanların arasına çıkmıyordu.<br />

Ahmed bin Muhammed aklî ve naklî ilimlerde çok yüksek derecelere kavuşmuştu.<br />

Konuşurken mânevî hâller içine girer, bu hâli açıkca görülürdü. Onun yanına devamlı gidip<br />

gelen fazîlet sâhibi bir zât şöyle anlattı:<br />

Bir gün onun yanındaydım. Konuşmalarında Arapça gramer hatâları yapıyordu. O zaman<br />

kendi kendime; "Herhâlde Şeyh Efendi Arapçayı iyi bilmiyor, onun için böyle hatâlar<br />

yapıyor." diye düşündüm. Bu sırada bana dönüp; "Allahü teâlâ Ecrûmiyye kitâbının<br />

müellifine rahmet eylesin." buyurdu. O zâtın hayâtı hakkında bâzı şeyler anlattı. Sonra; "Ben<br />

Ecrûmiyye'yi, nahiv âlimlerinin bildirdiği şekilde şerhettim." buyurup, nahiv ilmine dâir ince<br />

bir meseleden bahsetti. Ben onun nahiv ilmine dâir bu îzahlarını dinleyince hayretler

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!