22.03.2018 Views

Evliyalar Ansiklopedisi - Turkiye Gazetesi Yayinlari

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

hamd ederim." buyurdu.<br />

Ahmed bin İdrîs hazretleri gittiği yerlerde yüzlerce talebe yetiştirdi. Bu talebelerini dünyânın<br />

her tarafına göndererek asrının hidâyet güneşi oldu. Bir çok âlim onun üstünlüğünü<br />

bildirdiler. Talebelerinin en büyüklerinden olan Şeyh İbrâhim Reşid, hocası hakkında şöyle<br />

demektedir:<br />

"Hocamın ilim meclislerinde bulundum. Her gün, biri sabah namazından sonra öğleye kadar,<br />

diğeri ikindiden sonra olmak üzere iki meclis teşekkül ederdi. Hocam âyet-i kerîmelerdeki<br />

esrâr ve incelikleri anlatır, akılları hayrette bırakırdı. Âlimler, müftüler, eşrâf ve pek çok<br />

kimse dersini dinlerdi. Bâzan kısa bir âyet-i kerîmenin tefsîri günlerce sürerdi. Hocam; "Nûh<br />

aleyhisselâmın ömrü kadar ömrüm olsa, bu âyet-i kerîmenin tefsîrini yine bitiremem."<br />

buyururdu."<br />

İbrâhim Reşid hazretleri hocası Ahmed bin İdrîs hazretlerinin pekçok kerâmetini de<br />

anlatmıştır. Nakleder ki:<br />

"Sudan'da idim. Daha o zamanlar babam, Kâdı Sâlih Reşîdî'nin terbiye ve himâyesinde idi.<br />

Büyük kardeşim benim yanıma gelip, gördüğü bir rüyâyı anlattı: "Vefât eden hanımımı<br />

rüyâmda gördüm. Ona; Allahü teâlâ sana ne muâmele yaptı? diye sordum. O da; Allahü teâlâ<br />

biz mevtâları bir yere topladı ve bize, siz sevdiğim bir zât olan Ahmed bin İdrîs'in zamânında<br />

yaşadınız. Onun sebebi ile sizleri magfiret ettim, buyurdu, dedi." Biz o zamanlar Sudan<br />

topraklarında, Ahmed bin İdrîs de Yemen'deydi. Aramızda uzun mesâfeler vardı. Üstelik biz<br />

kendisini tanımıyor ve ona talebe de olmuş değildik. Sâdece ismini duymuştuk. Çok sonraları<br />

kendilerini tanımak ve talebesi olmakla şereflendik. O zaman bu rüyâyı kendilerine arzettim.<br />

Mahcûbiyetle; doğrudur, buyurdu."<br />

Talebeleri anlatırlar: Hocam ve birkaç kişi, bir gün Magrib sokaklarından birinde yürürken,<br />

sultânın adamlarının, bir mazlûmu yakalayıp, ellerini kollarını bağlayarak götürdüğünü<br />

gördük. Mazlumun kurtulması mümkün değildi. Hocam Ahmed bin İdrîs bize dönüp; "Sizde<br />

bunun kurtuluşu için bir yol var mıdır?" diye sordu. Biz de olmadığını söyledik. O zaman;<br />

"Şimdi Allahü teâlâ bakalım ne gösterecek." buyurdu ve sultânın adamlarına dönüp;<br />

"Bağlarını çözünüz." buyurdu. O esnâda o adamcağızın ellerindeki ve boynundaki bağlar<br />

çözülüp yere düştü. Sultânın adamları öteye beriye dağıldılar. Mazlum da böylece kurtulmuş<br />

oldu.<br />

Talebelerinden biri şöyle anlatır: Mekke-i mükerremede hac farîzasını edâ ettikten sonra,<br />

şiddetli bir hastalığa tutuldum. İhtiyâcımı görecek kadar bile ayağa kalkamıyordum. Bu hâl<br />

üzere öleceğimden çok korktum. O hâlde Allahü teâlâya duâ edip, Ahmed bin İdrîs'in<br />

rûhâniyetinden yardım istedim. O anda uyudum. Karşımda Ahmed bin İdrîs'i gördüm. Ben<br />

bir divanda sırt üstü yatıyordum. O yanımda durdu. Bana; "Senin ilâcın Zemzem suyu ve<br />

ameliyat." buyurdu. Tâkatim hiç yoktu. Beni ameliyat etti. Çok terledim. Hattâ divandan<br />

yerlere terler damladı. O esnâda uyandım. Kendimi yokladığımda bir dinçlik hissettim.<br />

Ayağa kalkıp yürümeye başladım. Hocamın bereketiyle şifâ buldum.<br />

Günler sonra tekrar hastalandım. Tekrar hocamı vesîle ederek yardım istedim. Rüyâmda onu<br />

yüksek bir mekânda, büyük bir çadır içinde tek başına oturur gördüm. Selâm verdim. Bana;<br />

"Otur." buyurdu. Huzûrunda oturunca: "Sen ölümden korkuyorsun değil mi?" buyurdu. "Evet<br />

efendim." dedim. Bir kâğıt alıp üzerine iki satır hâlinde, birinci satıra, ömrün seksen seneye<br />

ulaşmadan ölmezsin, ikinci satıra da inşâallah âriflerden bir zât olursun, diye yazdı. Sonra o<br />

kâğıdı bana verdi ve; "Oku." buyurdu. Ben de okudum. Bu hususta Allahü teâlâya şükrettim.<br />

Sonra da Resûlullah efendimizi göremediğimi hatırlayıp, görmekle şereflenmek istediğimi<br />

arzettim. O zaman; "Otur, görmene yardımcı olayım." buyurdu. O esnâda karşımda sırasıyla;<br />

hazret-i Ali, hazret-i Osman, hazret-i Ömer, hazret-i Ebû Bekr ile Peygamber efendimizi<br />

gördüm. Sonra uyandım. Gördüğüm rüyâ sebebiyle çok sevinçliydim. Sonra Mekke-i

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!