22.03.2018 Views

Evliyalar Ansiklopedisi - Turkiye Gazetesi Yayinlari

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

Talebelerinden Sa'îd bin Sâlim bin Şevvaf hocasına; "Benim ölümümün memleketimde<br />

olmasını temennî ediyorum." dedi. Ahmed bin HüseyinAyderûsî talebesine buyurdu ki: "Sen<br />

Mişkâs adı verilen mahaldeki Verdetü Mesic'de vefât edeceksin." O talebesi denilen yerde<br />

vefât etti.<br />

Ahmed bin Hüseyin bin Abdullah el-Ayderûsî çok ibâdet ederdi.Birisinin hasta olduğunu<br />

işitince hemen ziyâretine giderdi. Kendisinden bir şey istemeye gelenin ihtiyacını derhâl<br />

karşılardı. Dedesi Şeyh Abdullah Ayderûsî'yi sık sık ziyâret eder, onun huzûrunda ve<br />

hizmetinde çok kalırdı. İnsanlara güzel muâmelede bulunur, yaptığı her işte Allahü teâlânın<br />

rızâsını kazanmaya çalışırdı. Tasavvuf yolunda yüksek derece sâhibi olup, keşf ve kerâmet<br />

sâhibiydi.<br />

Bu üstün hâlleri ömrünün sonuna kadar devâm etti. 1560 (H.968) senesinde Cemâziyel evvel<br />

ayının yedinci gününde Terîm'de vefât etti. Zenbil kabristanında defn edildi.<br />

1) Câmiu Kerâmât-il-Evliyâ; c.1, s.329<br />

2) Nûr-us-Safîr; s.244<br />

3) Meşre-ur-Revî; c.2, s.57<br />

AHMED BİN İBRÂHİM MESÛHÎ;<br />

Bağdat'ta yetişen evliyânın meşhûrlarındandır. Künyesi Ebü'l-Esrâr veya Ebû Ali'dir. Lakabı<br />

Ümmüddîn'dir. Bağdat ile Basra arasında bir yer olan "Mesûh"a nisbetle Mesûhî nisbesiyle<br />

meşhurdur. Doğum târihi bilinmemektedir. 893 (H.280) senesinde vefât etti. Kabri<br />

Mesûh'dadır. Tasavvufta yetişmiş üstün hâller ve kerâmetler sâhibi bir evliyâydı. Evliyânın<br />

meşhurlarındanSırrî Sekâtî ile sohbet etmiştir. Sırrî Sekâtî'den ve HasanMesûhî'den bâzı<br />

sözler nakletmiştir.<br />

Bir defâsında hacca gitmek üzere yola çıkmıştı. Yanında ayakkabısı, bir yemek kabı ve<br />

ihramı vardı. Herkes yanına su aldığı hâlde o almamıştı. Bağdat'tan yola çıkarken içtiği bir<br />

bardak su ile çölü aşarak Mekke'ye ulaştı.<br />

Kimseden bir şey istemez, yolda bir şey yemez ve içmezdi. Elinde bulunanı da fakirlere<br />

sadaka olarak verirdi.<br />

Buyurdu ki: "Kime istemeden helâl bir şey verilir de muhtaç olduğu hâlde kabûl etmezse,<br />

Allahü teâlâ o kimseyi almadığı şeyin benzerini istemeye muhtaç eder."<br />

1) Nefehât-ül-Üns; s.95<br />

2) Nefehât-ül-Üns (Osmanlıca); s.146<br />

3) Tabakât-ı Ensârî; s.214<br />

4) Hazînet-ül-Asfiyâ; c.2, s.211<br />

5) Sıfat-us-Safve; c.2, s.275<br />

6) Nesâyim-ül-Mehabbe; s.57<br />

AHMED BİN İBRÂHİM EL-VÂSITÎ;<br />

Hanbelî mezhebi fıkıh âlimlerinden. İsmi, Ahmed bin İbrâhim bin Abdurrahmân bin Mes'ûd<br />

bin Ömer el-Vâsıtîdir. 1258 (H.657) senesinde Vâsıt şehrinin doğusunda bulunan Fânus

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!