22.03.2018 Views

Evliyalar Ansiklopedisi - Turkiye Gazetesi Yayinlari

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

işlerine safretmesi gerekir.<br />

Dünyâ ve içindekilere gönül bağlamamak ve Peygamber efendimize tâbi olmak husûsunda<br />

ise; "İyi bilmelidir ki, dünyâsını âhiretine vesîle eden kimseden başkasına esenlik yoktur.<br />

Çünkü dünyâ meşakkat ve aldanma evidir. Zîrâ hadîs-i şerîfte; "Dünyâ lânetlenmiştir<br />

(kıymetsizdir) ve dünyânın içindeki şeyler de lânetlenmiştir. Ancak Allah'ın zikri ve Allah'ın<br />

sevdiği şeyler bu lânetlenmenin dışındadır." buyrulmuştur. İşte bundan dolayı akıllı kimse<br />

Allahü teâlânın dostu ve sevgilisi olan Muhammed aleyhisselâmın şerîatine, Nakşibendiyye<br />

büyüklerine, fakirlik, zenginlik, rahatlık ve sıkıntılı zamanlarında dahi tâbi olmalı, uymalıdır.<br />

Çünkü onların boyalarıyla boyanmak en üstün maksat ve arzu edilen şeydir. Boyanmayana<br />

pişmanlık vardır. Beyt:<br />

"Ömrünü beyhûde yere geçiren kimse<br />

Allah'ın muhabbetinden bir nasibi olmadığı için ağlasın."<br />

Şeyh Ahmed-i Haznevî hazretleri insanları dünyâ ve âhiret saâdetine kavuşturan<br />

Nakşibendiyye yolunun fazîletiyle ilgili olarak buyurdu ki:<br />

"Hâce Behâeddîn Nakşibendî hazretleri; "Hakîkaten yolumuz, Allah'a giden yolların en<br />

yakını ve en kısasıdır. Allahü teâlâdan kat'î olarak kulu kendisine ulaştırıcı bir yol diledim.<br />

Dileğimi yerine getirip duâmı kabûl etti." buyurdu. Bu tarîkate ilk girişte bir tad ve zevk<br />

olup, sonunda aşk harâreti ve sekr, kendinden geçme hâli vardır. İşte bunun içindir ki, ârif<br />

kimse kendini hiçe sayıp frenk kâfirlerinin bile kendinden daha iyi olduklarını düşünür."<br />

Bir sohbeti esnasında da ramazân-ı şerîf ayının fazîletiyle ilgili olarak buyurdu ki:<br />

"Ramazân-ı şerîf ayında Peygamber efendimizin âdet-i şerîfi, esirleri serbest bırakmak,<br />

istedikleri şeyleri onlara vermekti. Bu ayda akşam olunca orucu acele açmak, sahuru tehir<br />

etmek, terâvih namazı kılıp, Kur'ân-ı kerîm okuyup hatim etmek sünnet-i müekkede olup<br />

birçok iyi neticeler verir.<br />

Bu ayda sâlih ve iyi ameller yapmayı başaran bir kimse o senenin sonuna kadar da iyi işleri<br />

başarmış olur. Bu ayı günâh işlemekle geçse ki (bundan Allahü teâlâya sığınıyorum) o yılı<br />

sonuna kadar günah işlemekle geçirecektir. Öyle ise müslümanın, mümkün olduğu kadar bu<br />

ayda aklını Allah yoluna verip çalışması, bu ayı kendine ganîmet bilmesi gerekir. Bu ayın her<br />

gecesinde, Cehennem ateşine müstehak binlerce kimse âzâd edilip serbest bırakılır.<br />

Cehennem kapıları kapatılıp, şeytanlar bağlanır, rahmet kapıları açılır."<br />

Şeyh Ahmed-i Haznevî hazretleri uzaktan yakından sohbetlerine gelen kimselere İslâm<br />

dîninin emir ve yasaklarını anlatarak kurtuluşlarına vesîle olduğu gibi sevenlerine ve<br />

talebelerine de mektuplar yazarak onlara yol gösterdi. Deyrezorlu Molla Ahmed, Muhammed<br />

ve Hacı Hayreddîn'e yazdığı mektupta buyurdu ki:<br />

"...Arka arkaya gelen kıymetli mektuplarınız bize ulaştı. İçindekilerini anlayınca çok<br />

sevindik. Çünkü onlar, sizin bu yüce Nakşibendiyye yoluna olan şiddetli muhabbetinizin,<br />

samîmi azim ve arzûnuzun çokluğunun habercisidirler. Bu muhabbet ve arzu çok büyük<br />

nîmetlerdir. Nasıl büyük olmasınlar ki, bu yolun büyükleri, müridin, talebenin Allahü<br />

teâlânın mânevî feyz istemesini kendisine verilen manevî nîmetlerin yarısı, arzusunu da<br />

Allah'a kavuşmanın yarısı saymışlardır. Zîrâ istek ve talep ile Allahü teâlâya kavuşmak Azîz<br />

ve Yüce olan Allah'tandır. Kerem sâhibi olan Allahü teâlâ kulun kalbine isteme ve arzuyu<br />

attığında, bu o kula mânevî bir mertebe vermesine ve kendine kavuşmasını irâde ettiğine<br />

delâlet eder.<br />

İşte kardeşlerim! Bu beyandan anlaşıldı ki, sizde hâsıl olan talep sizin için büyük bir nîmet<br />

olup şükretmeniz gerekiyor. Tâ ki içinizdeki talep kuvvetten fiiliyete çıksın. "Nîmetlerimin<br />

kıymetini bilir, emrettiğim gibi kullanırsanız, onları artırırım..." (İbrâhim sûresi: 7)<br />

meâlindeki âyet-i kerîmesi de buna kesin bir delildir. Bununla berâber şunu da ilâve edelim

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!