22.03.2018 Views

Evliyalar Ansiklopedisi - Turkiye Gazetesi Yayinlari

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

"Dünyânın denî (alçak) dinarına (parasına) kendini ucuza satma! Yûsuf aleyhisselâmı ucuza<br />

satanlar zarar ettiler!"<br />

"Eğer mürit (talebe) sabırlı olursa himmetten mahrum kalmaz. Zîrâ rehberi onun hallerini<br />

bilmekte ve görmektedir."<br />

"Bir eserin meydana gelmesi için onu yapacak birine ihtiyaç vardır. Demirci olmazsa körük<br />

neye yarar. Maksadın hâsıl olması için bir imkanın bulunması lazımdır. Herşeyin bir erbabı<br />

var. Altını ehli çıkarır. Eğer kâbiliyet olmazsa üstadın hikmeti ne yapabilir. Eğer cevher iyi<br />

değilse işleyen ne yapabilir..."<br />

Bir menkıbesi şöyledir:<br />

Ahmed Cezerî, Medreset-ül-hamrâ'da (Kırmızı Medrese) kasîdelerini okurken, bir taşa<br />

yaslanırdı. Yaslandığı taş onun aşk ateşiyle çok ısınırdı. Bunun farkına varan bir ihtiyâr nine,<br />

hamurunu o taş üzerine koyarak taşın ısısı ile ekmeğini pişirirdi.<br />

1) Bütün Yönleriyle Cizre (Abdullah Yaşin, Cizre 1983); s.115<br />

2) Ikd-ül-Cevherî (Beyrut, Târihsiz)<br />

3) Divan-ı Cüzeyrî (Berlin-1904)<br />

4) İslâm Târihi <strong>Ansiklopedisi</strong>; c.9, s.195<br />

AHMED DEDE;<br />

On altıncı asır âlim ve velîlerinden. Kütahya yakınındaki Garbala köyünde doğdu. Doğum<br />

târihi bilinmemektedir. 1570 (H.978) yılında vefât etti.<br />

Küçük yaştan îtibâren Kütahya ulemâsından dersler aldı. Din ve fen ilimlerinde söz sâhibi<br />

oldu. Bundan sonra tasavvuf yolunda ilerlemek üzere büyük velî Şeyh Sinan Karamânî<br />

hazretlerinin sohbetlerine katıldı. Onun kalplere, gönüllere tesir eden bereketli sohbetlerinden<br />

istifâde etti. Yine Şeyh Abdüllatîf Efendi hazretlerinin de derslerinde ve sohbetlerinde<br />

bulundu. Onun mübârek nazarları ile yüksek derecelere kavuştu.<br />

Bir gün yanında bir arkadaşı ile hocalarının yanına vararak, kendisinden, içlerinden geçen<br />

arzu ve isteklerin gerçekleşmesi için duâ etmesini istediler. Bu istek üzerine Şeyh Abdüllatîf<br />

Efendi bir müddet murâkabeye, düşünceye daldı. Daha sonra Molla Ahmed'e dönerek; "Siz<br />

içinizdeki arzuya uygun olarak ilim ve mârifete kavuşup, bitmez tükenmez bir nîmete ve<br />

hayırlı uzun ömre sâhib olacaksınız." dedi. Sonra arkadaşına hitâben; "Siz de içinizdeki<br />

isteğe uygun olarak pâdişâh askerine kumandan olacaksınız." dedi.<br />

Molla Ahmed bundan sonra İstanbul'a geldi. Burada olan büyük âlimlerin derslerinden ve<br />

sohbetlerinden istifâde etti. İcâzet alarak hocalarının tavsiyesi ile Kastamonu'ya geldi. Burada<br />

halka doğru yolu göstermek ve talebelerine ilim öğretmekle meşgûl oldu.<br />

Ahmed Dede daha sonra köyüne dönerek orada bir zâviye inşâ etti. Burada talebelerine ders<br />

verir, gelip gidenleri doyurup misâfirlerine ikrâm ederdi. Hiç kimseden hediye ve sadaka<br />

kabûl etmezdi. Helal rızık kazanmak için zirâatle meşgûl olurdu. Buğday ve çavdar ekimi<br />

yapar, cenâb-ı Hakk'ın bereketiyle kat kat verim alırdı. Hubûbatı doldurduğu ambarların ağzı<br />

açık durur, gelen giden ve ihtiyâcı olan herkes oradan serbestçe alırdı. Buna rağmen<br />

ambardaki hubûbât hiç bitmezdi. Bu sebeple Ahmed Dede'ye Çavdar Şeyhi denmişti.<br />

İkinci Selîm Han şehzadeliğinde kendisini ziyaret ederek duâ istedi. Ahmed Dede ona,<br />

pâdişâh olacağını müjdeledikten sonra pekçok hayır duâ etti. Şehzade Selîm de Ahmed<br />

Dede'nin zâviyesi yanına güzel bir câmi inşâ ettirdi.

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!