22.03.2018 Views

Evliyalar Ansiklopedisi - Turkiye Gazetesi Yayinlari

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

kasabalarını gezip gördü. Tahsîlini tamamlayarak Diyarbakır'da icâzet (diploma) aldı.<br />

Ubeydullah-ı Ahrâr hazretlerinin talebelerinden feyz alarak tasavvufta Ahrâriyye yolunda<br />

kemâle erdi.<br />

Ahmed Cüzeyrî hazretleri ilâhî bir aşk ateşiyle yanmış ve şiirlerinde bunu dile getirmiştir.<br />

Halk arasında bu hâlinin başlangıcı şöyle anlatılır:<br />

Medresede talebe iken bir cumâ günü hastalanır ve medrese odasında hasta yatar. O zaman<br />

âdet olduğu üzere medrese talebeleri cumâ günleri tâtil yaparlar ve kır gezintisine çıkarlardı.<br />

O gün de talebeler kıra çıkarlar. O ise yalnız başına odasında uyumaktadır. Rüyâsında<br />

Peygamber efendimizi ve etrâfında büyük bir kalabalığın toplandığını görür. Geriden seyre<br />

dalar. Peygamber efendimiz ellerindeki kaptan bir bardağa içecek bir şeyi doldurur. Hazret-i<br />

Ebû Bekr de oradakilere birer birer içirir. Sonra da; "Yâ Resûlallah! Ahmed Cüzeyrî'ye<br />

sunulmadı." der. Bunun üzerine Peygamber efendimiz; "Kapta kalanın tamâmını ona ver."<br />

buyurur. Verilir o da alıp tamâmını içer. Bu rüyâdan uyanınca derin bir aşk ateşiyle yanmaya<br />

başlar... Bu uğurda çok çileler çeker, yanık ve derin mânâlı şiirler, kasîdeler söyler. Halk<br />

arasında Şeyh Ahmed Cüzeyrî ve Molla Cüzeyrî ismiyle tanınıp çok sevildi. Bilhassa iki bin<br />

beytlik çok içli ve yanık bir tarzda yazdığı Dîvân'ı meşhûr oldu.<br />

Hakkında pekçok rivâyet ve menkıbe anlatılan Ahmed Cezerî hazretleri zamânında Cizre,<br />

Buhtan emirlerinin elinde bulunuyordu. Ahmed Cezerî, Mîr Seyfeddîn'in yaptırdığı Seyfiyye<br />

Medresesinde; Cizre emîrinin çocuklarına ve akrabâlarına ders verirdi. Önce büyüklüğü<br />

anlaşılamayan Ahmed Cezerî, tasavvuftaki aşkı yanlış yorumlanıp Diyarbakır'a gönderilerek<br />

hapsedildi. Yedi sene orada kaldı. Hapiste iken Emir İkinci Şeref'e bir mektup yazıp, kamış<br />

içine yerleştirdi. Ağzını kapattığı bu kamış çubuğunu Dicle Nehrine bıraktı. Onun bir<br />

kerâmeti olarak kamış, Dicle'nin sularıyla Emirin bahçesine ve eline ulaştı. Mektupta yazdığı<br />

şiirde suçsuz olduğunu dile getirmişti. Bilâhare kıymetli ve velî bir zât olduğu anlaşılıp,<br />

tekrar Cizre'ye dâvet edildi. Bundan sonra hem halk, hem de emir tarafından çok sevilip,<br />

hürmet gördü.<br />

Emir İkinci Şeref, Cizre'de bir medrese yaptırdı. Medreset-ül-Hamrâ (Kırmızı Medrese) adı<br />

verilen bu medresenin masraflarını karşılamak üzere de kendi malından arâzi ve köy vakfetti.<br />

Yine bahçeleri ve meyvesiyle meşhûr güzel bir mesîre yeri olan Andabor'u ve Sarıtarla<br />

denilen Hırbezur köyünü vakfetti. Ahmed Cezerî, bu medresenin müderrisleri arasında yer<br />

aldı. Ömrünü bu medresede ilim öğretmekle geçirdi.<br />

Emir İkinci Şeref, Cizre'yi Akkoyunlulardan aldıktan sonra, Şâh İsmâil'in gönderdiği orduya<br />

karşı gâlib geldi. Üç defâ Şâh İsmâil'in taarruzuna uğradı fakat üçünde de Cizre'yi savunup<br />

muzaffer oldu. Bu durum üzerine İkinci Şeref, hem halk tarafından, hem de zamanın büyük<br />

âlimi ve evliyâsı Ahmed Cezerî tarafından çok sevildi. Ahmed Cezerî onun için medhedici<br />

bir kasîde yazdı.<br />

Ahmed Cezerî hazretleri, Cizre emîri İkinci Şeref'in oğlu Emir İmâdeddîn ile dosttu.<br />

Birbirlerine karşılıklı şiirler yazıp gönderirlerdi. Karşılıklı yazdıkları bu şiirler; "Molla dedi,<br />

Emir dedi" mânâsında Guften Molla Guften Emir adlı kitapta toplanmıştır.<br />

Emir İmâdeddîn ileAhmed Cezerî arasındaki yakınlık mezarda da devâm etmiş, vefât edince<br />

ikisi de, Kırmızı Medresede aynı kubbe altına defnedilmişlerdir.<br />

Hiç evlenmemiş olan Ahmed Cezerî'nin diğer bir eseri olan Guften Molla Guften Faka<br />

(Molla dedi, Fakîh dedi)'dan ve dîvânından başka kitaplarının da olduğu rivâyet edilmektedir.<br />

Fâtih Sultan Mehmed Hanın İstanbul'u fethine dâir de; "Ey Şehinşâh-ı muazzam" diye<br />

başlayan bir kasîde yazmıştır. Bu kasîdesinde şöyle demektedir:<br />

"Ey şehinşah-ı muazzam! Allahü tealâ seni korusun. Sûre-i İnnâfetahnâ senin rehberin<br />

olsun... Şeref Hanın kalesi senin hududunun içinde olsun. Güzel talihler ve güzel bahtlar

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!