22.03.2018 Views

Evliyalar Ansiklopedisi - Turkiye Gazetesi Yayinlari

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

Bunun kerametiniz olduğunu anladım. Sen mübârek bir kimsesin."dedi. Abdullah<br />

el-Acemî'nin; "Belki hâyâl gördünüz..." buyurması üzerine;<br />

"Hayır! Vallahi gerçek gördüm. Melik aslında sizsiniz. Biz Melik değil sizlerin<br />

hizmetçisiyiz." dedi.<br />

Bu konuşmalardan sonra Melik Zâhir ona duyduğu yakınlığı daha da artırmak istedi. Ona<br />

ısınmış, kalbi kaynamıştı:<br />

"Benim edebli ve sana lâyık bir kızım var. Onu size nikahlamak isterim." O; "Efendim ben,<br />

malı mülkü olmayan, bir garibim" cevabını verdi.<br />

Fakat Melîk niyetinde kararlı ve çok ısrarlı idi. Abdullah el-Acemî hazretleri onun bu samîmî<br />

ve candan isteği karşısında teklîfini geri çevirmedi. Nikâhları yapıldı.<br />

Melik Zâhir saraya gidip durumu hanımına anlatınca o da memnun olup, kızının çeyizini<br />

düzdü. Sonra, kızını sultan kızına lâyık bir şekilde develer yükü çeyizle gönderdi.<br />

Düğün alayı Abdullah el-Acemî'nin köyüne yaklaşınca haberciler durumu Abdullah Acemî<br />

hazretlerine bildirdiler. Bu haber üzerine düğün alayını karşıladı. Sultanın kızı bir deve<br />

üstünde tahtırevan içinde geliyordu. Peşinde de katar hâlindeki develer üzerinde yükler<br />

dolusu eşyâ vardı. Sultanın kızına yaklaşıp; "Ey Sultân kızı! Benim hanımım olmayı mâdem<br />

ki kabul ettin, şimdi senden bazı isteklerim var!" deyince kız; "Evet, buyurun söyleyin." dedi.<br />

"O halde şimdi, sen üzerinde bulunduğun deveden in! Üzerindeki o süslü elbiselerin yerine<br />

benim vereceğim şu sâde elbiseyi giy. Sonra şuradaki bahçıvan evine gir." buyurdu.<br />

Kız isteğini memnuniyetle yerine getirdi.<br />

Melik Zâhir ile Abdullah el-Acemî hazretlerinin arasında geçen bu hâdise Irak'ta evliyâ bir<br />

zât ve talebeleri tarafından duyulmuştu. Ziyâret etmek için Abdullah el-Acemî'nin köyüne<br />

geldiler.<br />

Köye geldiklerinde, Abdullah el-Acemî bahçede çalışıyor, bahçenin otlarını topluyordu.<br />

Gelen ziyâretçi heyetinin reisi Allahü teâlâya duâ etti ve otlara işaret etti. Allahü teâlânın izni<br />

ile otlar bir yere toplandı. Abdullah el-Acemî hazretleri onları karşıladıktan sonra; "Niçin<br />

böyle yaptınız?" diye sordu. O zât; "Efendim sizin yorulmamanızı, nasihat etmenizi istedim."<br />

deyince de;<br />

"Biz, böyle olmasını isteseydik, Allahü teâlânın izni ile otlar toplanırdı. Lâkin biz alın teri ile<br />

lokma yeriz." dedi ve alnında toplanan terleri sildi. Terleri parmaklarından damla damla<br />

toprağa döküldü. Sonra; "Ey bahçemin otları eski bulunduğunuz yere dönünüz." dedi. Otlar<br />

bahçeye yayılıp eski hallerini aldılar.<br />

Ziyâretine gelen zât onun yanından ayrılmadı. Vefâtına kadar hizmetinde ve sohbetinde<br />

bulundu.<br />

1) Χ®µιυ Κερ®µ®τ−ιλ−Εϖλιψ®; χ.2 σ.113<br />

2) İslâm Âlimleri <strong>Ansiklopedisi</strong>; c.8 s. 12<br />

ABDULLAH BİN AVN;<br />

Peygamber efendimizin arkadaşlarını gören büyük velîlerden. İsmi Abdullah bin Avn bin<br />

Ertabân el-Müzenî'dir. İbn-i Avn diye de bilinir. Basra'da doğdu. Doğum târihi<br />

bilinmemektedir. Hadîs-i şerîf mütehassısı olarak Basra'da şöhret buldu. 768 (H.151)<br />

senesinde vefât etti.<br />

Abdullah bin Avn, devrinin büyük âlimlerinden okudu. Hadîs-i şerîf ilminde zamânın önde<br />

gelen âlimleri arasına girdi. Semâme bin Abdullah bin Enes, Muhammed ibni Sîrîn, İbrâhim<br />

en-Nehaî, Ziyâd bin Cübeyr bin Hayve, Kâsım bin Muhammed, Hasan-ı Basrî, Şa'bî,

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!