22.03.2018 Views

Evliyalar Ansiklopedisi - Turkiye Gazetesi Yayinlari

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

yerleşip Avrupa'ya sıçramasını temin eden ahîlerdendir. On üçüncü yüzyıl ile on dördüncü<br />

yüzyılın başlarında Menteşe Beyliği devrinde yaşamıştır. Türbesi Aydın'ın Eski Çine<br />

köyünde, Ahmed Gâzi Câmii avlusundadır. Türbe yöre sâkinleri tarafından sık sık ziyâret<br />

edilen yerlerdendir.<br />

AHÎ EVRAN;<br />

Büyük velîlerden. Kelam, tefsîr, tasavvuf ve Şâfiî mezhebi fıkıh âlimi, tabib. Anadolu'daki<br />

Ahîlik esnaf teşkilâtının kurucusu. Asıl ismi Mahmûd bin Ahmed'dir. Herkesin korkup<br />

kaçtığı evran denen büyük bir yılanın onu görünce sakinleşmesi ve itâat etmesi dolayısıyla<br />

"Evran" diye anılmıştır.<br />

1171 (H.567) yılında İran'da Batı Âzerbaycan taraflarındaki Hoy kasabasında dünyâya geldi.<br />

İmâm-ı Fahrüddîn Râzî'den çeşitli ilim dallarında dersler aldı. Ahmed Yesevî hazretlerinin<br />

talebelerinin ders ve sohbetlerine devâm ederek tasavvuf yolunda ilerledi. Büyük İslâm âlimi<br />

Şihâbüddîn Sühreverdî hazretlerinin sohbetlerinde bulundu. Hac yolunda Evhadüddîn Hâmid<br />

Kirmânî ile tanışıp, onun talebelerinden oldu. Evhadüddîn Kirmânî'nin vefâtına kadar da<br />

yanından ayrılmadı. Konya'daki Anadolu Selçuklu Devleti idârecileri arasında büyük nüfûz<br />

sâhibi olup, Bağdat'a elçi gönderilmiş olan Sadreddîn-i Konevî hazretlerinin babası,<br />

Mecdüddîn İshak'ın dâveti üzerine, Muhyiddîn ibni Arabî ve hocası Evhadüddîn'le birlikte<br />

Anadolu'ya geldi. Hocasının kızı Fâtıma Bacı ile evlendi. Yazmış olduğu pek kıymetli<br />

eserlerinden Mürşid-ül-Kifâye ve Yezdân-Şinaht adlı kitaplarını Sultan Alâeddîn Keykûbâd'a<br />

takdim etti.<br />

Bundan sonra kayınpederi Evhadüddîn'le Anadolu şehirlerini dolaştı. Esnafa bilhassa<br />

İslâmiyetin alış-veriş bilgileri hakkında vaazlar verdi. Nasîhatlar etti. Kendisine sual sorup<br />

nasîhat isteyenlere:<br />

"Ey Ahî (Kardeşim)! Alış veriş ilmini bilmeyen, haram lokmadan kurtulamaz. Haram lokma<br />

yiyen ise ibâdetlerinin sevâbını bulamaz. Zahmetleri hep boşa gider. Sonunda büyük azaba<br />

yakalanır ve pişman olur." buyururdu.<br />

Ahî Evran ayrıca gittiği yerlerde esnafı bir çatı altında toplayıp teşkîlâtlandırıyordu. Böylece<br />

Anadolu şehirlerinde Ahi teşkilatlarının kurucusu oldu. Hocası Evhadüddîn'in vefâtından<br />

sonra Kayseri'ye yerleşen AhiEvran bütün Anadolu ahilerinin şeyhi kabul edildi.<br />

Ahî teşkilâtına girebilmek için ilim ve sanatla meşgûl olmak lazımdı. Ahî Evran'ın etrafında<br />

ve her şehirde bulunan ahîler her cumâ gecesi aralarında toplanırlar. Kur'ân-ı kerîm, hadîs ve<br />

fıkıh kitapları, menkıbeler okurlar ve ahlâk konularında sohbet ederlerdi.<br />

Ahî Evran hazretleri Kayseri'ye yerleştikten sonra debbâğlık yapmaya ve elinin emeği ile<br />

geçimini temin etmeye başladı. Bu arada halkı irşâd etmeye, bilgi ile yetiştirmeye çok önem<br />

verirdi. Yetiştirdiği talebeleri Anadolu'nun dört bir tarafına gönderirdi. Bu talebeler onun<br />

emriyle gittikleri yerlerde zâviye kurup irşâd halkasını genişletmeye çalışırlardı. Böylece<br />

zamanla sevenleri yüz binlere ulaştı.<br />

Bu sırada Doğudan Batıya bütün Türk alemi Moğol tehlikesi ile karşı karşıya kaldı. Moğollar<br />

geçtikleri her yerde kan, gözyaşı ve parçalanmış cesetler bırakıp, beldeleri ve hâneleri virân<br />

ediyorlardı.<br />

Yaklaşan bu büyük tehlikeye karşı Ahî Evran hazretleri halkı uyandırmaya ve sevenlerini<br />

karşı koymaya çağırdı. Onlara şöyle nasihatlarda bulundu:<br />

"Ey Ahîler! Mücâhitler, yiğit, arslan yürekli olur. Düşmandan korkmaz, kaçmaz ve ona<br />

boyun eğmez. Yağmada kurt gibi saldırsalar hiç sarsılmaz. Atılan oklara ve kılıç darbelerine<br />

metânetle karşı koyar. Savaşırken safta, namazdaki gibi sessiz olup, komutanına itâatte

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!