22.03.2018 Views

Evliyalar Ansiklopedisi - Turkiye Gazetesi Yayinlari

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

Vâzlarında, tasavvuf ve tarîkat ehli aleyhinde de konuşuyordu. Bir gün sabah namazında<br />

kürsüye çıkarak; "Burada Bezzâz Ali Rızâ Efendi var, şöyle yapar, böyle yapar." diye<br />

aleyhinde konuştu. Cemâatin içinde Bezzâz Ali Efendinin talebelerinden Börekçi Hasan<br />

Efendi adında biri vardı. Namazdan sonra Bezzâz Ali Rızâ Efendinin yanına gidip durumu<br />

hocasına anlattı. Bezzâz Ali Rızâ Efendi; "Hiç merak etme, çok yakında bizim yanımıza<br />

gelecek." cevâbını verdi. Çok geçmeden Ali Haydar Efendinin gönlüne bir ateş düştü.<br />

Tasavvufa ve tasavvuf erbâbına karşı alâka duymaya başladı. Cübbeyi ve sarığı çıkarıp<br />

câmiden çıktı, pazar yerinde bez satan Bezzâz Ali Rızâ Efendinin yanına giderek,<br />

söylediklerinden pişmanlık duyduğunu bildirip, yalvararak; "Beni evlatlığa kabûl et." dedi.<br />

Bezzâz Ali Rızâ Efendi kolundan tuttu, sırtını okşadı ve; "İstanbul'da Hacı Ahmed Efendi<br />

var, ona git." dedi.<br />

Ahıskalı Ali Haydar Efendi İstanbul'a gelip Hacı Ahmed Efendiyi buldu. O da; "Topkapı'da<br />

Ali Efendi var ona git." dedi. Topkapı'ya giden Ahıskalı Ali Haydar Efendi kendisine<br />

bildirilen köhne bir evin kapısını çaldı. Yarım saat kadar kapıda bekledi. O anda kendisinin<br />

huzur dersleri Baş Mukarrir ve Baş Muhatabı olduğunu düşünüp kendi kendisine; "Böyle bir<br />

adamken bu köhne evin kapısında bekliyorum!" dedi. Daha sonra kapı açılıp, bir kız çocuğu<br />

çıktı ve; "Buyurun içeri." dedi. İçeri girenAli Haydar Efendi bir saat daha bekledi. Bu<br />

bekleyişi sırasında yine makâmını ve mevkıini düşündü. Bu sırada saçı-başı birbirine<br />

karışmış, kambur bir adam içeri girdi. Bu kimsenin Ali Efendi olduğunu anlayan Ali Haydar<br />

Efendi hemen elini öpmek istedi. Fakat o kimse; "Çek, çek elini, ben samîmiyetsizlere el<br />

vermem." dedi. Ahıskalı Ali Haydar Efendi kendisinin sıfatlarını ve makamlarını saymaya<br />

başlayınca o zat; "Sus, sus!" diyerek azarladı. Ali Haydar Efendi ağlamaya başlayınca da;<br />

"Yâ! Amma da cümbüş hocasıymışsın, şaka yaptım." dedi. O anda kendinde bâzı<br />

değişiklikler hisseden Ali Haydar Efendi Ali Efendiye talebe olup sohbet ve derslerine<br />

devâm etti. Tasavvuf yolunda ilerledi. Ali Rızâ Efendinin vefâtı üzerine 1914 senesinde Şeyh<br />

İsmet Efendi dergâhı postnişinliğine, vakıf şartı gereğince, Ali Rızâ Efendinin talebeleri<br />

tarafından seçildi. Fakat iktidarda olan İttihat ve Terakki hükümeti onun bu vazîfeye<br />

getirilmesine mâni oldu. Usulsüz olan bu uygulama dergâh mensupları arasında huzursuzluğa<br />

yol açtı.<br />

Derin bir bilgisi ve kuvvetli bir hitâbet gücü olan Ahıskalı Ali Haydar Efendi, Mart 1915'te<br />

şeyhülislâmlıkta yeni kurulan "Te'lif-i Mesâil Heyeti" reisliğine tâyin edildi. Bu görevi<br />

esnâsında Mecelle'yi ikmâl için kurulan komisyonda vazîfe aldı ve iki senede Kitâb-ül-Büyû'<br />

(Alış-veriş kitabı) ve Kitab-ül-İcâre'yi hazırladı.<br />

Birinci Dünyâ Harbi boyunca bu vazîfeyi devâm ettiren Ahıskalı Ali Haydar Efendi 1916<br />

senesinden îtibâren her ramazan ayında huzur dersleri (pâdişâh huzûrunda yapılan ilmî ders<br />

ve sohbet toplantıları) başmuhâtaplığı vazîfesini yürüttü. Bu vazîfesi 1923 senesine kadar<br />

sürdü ve pâdişâhlığın kaldırılmasıyla son buldu.<br />

Ahıskalı Ali Haydar Efendinin postnişinliğine mâni olunmakla ilgili usulsüz uygulama,<br />

mürîdândan Hâfız Halil Sâmi Efendi tarafından yazılan bir dilekçe ile saraya intikâl ettirildi.<br />

Nihâyet 1919 senesinde Ali Haydar Efendinin postnişinliği pâdişâh tarafından tasdik edilerek<br />

vazîfesi kendisine iâde edildi. Bu vazîfesi tekke ve zâviyeler kapanıncaya kadar devâm etti.<br />

Şeyhülislâmlığın kaldırılması, tekke ve zâviyelerin kapatılmasından sonra açıkta kaldı,<br />

sâdece dersiâm maaşı ile iktifâ etti. Cebecibaşı Mahallesinde bulunan Şeyh İsmet Efendi<br />

dergâhında ikâmet etti.<br />

Dört pâdişâhın zamanında bilfiil vazîfe yapmış olan ve bilhassa Sultan İkinci Abdülhamîd<br />

Hanın iltifatlarına kavuşan Ahıskalı Ali Haydar Efendi, Cumhûriyet devri boyunca dînî<br />

tedrisât ile meşgûl oldu. Yirmi beş yıl boyunca göz hapsinde tutuldu.<br />

Oğlu Hâlid Gürbüzler babasıyla ilgili olarak şunları söylemektedir:

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!