22.03.2018 Views

Evliyalar Ansiklopedisi - Turkiye Gazetesi Yayinlari

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

Sonradan Adiyy bin Müsafir hazretlerinin insanları, irşâd etmekteki yoluna Adeviyye yolu<br />

dendi ve bu isimle şöhret buldu. Çok kimse bu tarîkate girdi. Bu yolun silsilesi Ebû Saîd<br />

Harrâz ve onun vâsıtasıyla da hazret-i Ömer'e nisbet edilir.<br />

Bu yolun da zamanla erbâbı kalmamış sonradan gelen câhil kimseler hem îtikâd hem de<br />

amelde hak yoldan ayrılmışlar sapık yollar tutmuşlardır.<br />

Adiyy bin Müsâfir hazretlerinin yazdığı eserlerden bâzıları şunlardır: 1) İ'tikâdü<br />

Ehl-is-Sünnet vel-Cemâa, 2) Vasâya.<br />

BİZE GEL, BİZE!<br />

Şeyh Lâhık anlatır:<br />

Bir gün Adiyy bin Müsâfir'in huzurunda idik. Bize bir şeyler anlatıyordu. Bir ara batı tarafına<br />

yönelip; "Bize gel, bize gel!" dedi ve konuşmasına devâm etti. Bir müddet sonra ikinci defâ;<br />

"Bize gel, bize gel!" dedi. Bu sırada talebelerinden birisi; "Efendim! Bize gel, bize gel,<br />

buyurdunuz bunun mânâsı nedir?" diye sordu. "Şu anda Kostantiniyye'de (İstanbul'da)<br />

birisine Allahü teâlânın hidâyeti yetişti ve müslüman olmak istiyor. Oradan, kendisine<br />

İslâm'ın emirlerini öğretecek birini aramak için yola çıktı. Oradakiler yolundan çevirmek için<br />

uğraştılarsa da muvaffak olamadılar. İşte bunun için onu yanıma çağırıyorum. Allahü<br />

teâlâdan, onun talebelerimden olmasını istedim. Allahü teâlâdan onun hemen buraya<br />

ulaşmasını diliyorum." buyurdu.<br />

Bu sebeple iki gün Adiyy bin Müsâfir'in yanında kaldık. Üçüncü gün ikindi namazı vaktinde<br />

Şeyh bize döndü; "Kalkınız Konstantiniyye'de Allahü teâlânın hidâyet buyurduğu kardeşinizi<br />

karşılayınız." buyurdu. Zâviyeden dışarı çıktığımızda o zâtın dağdan aşağı doğru inmekte<br />

olduğunu gördük. Üzerinde papaz elbisesi vardı. Adiyy bin Müsâfir'in huzuruna girip<br />

müslüman oldu. Adiyy bin Müsâfir ona; "İsmin nedir?" diye sordu. "Abdulmesîh." dedi. Ona<br />

Abdullah ismini verdi. Adiyy bin Müsâfir'in yanında kaldı. Adiyy bin Müsâfir hazretleri ona<br />

namazın şartlarını ve İslâm'ın diğer emirlerini öğretti. Kur'ân-ı kerîmden bir mikdâr<br />

ezberletti. Nihâyet sâlih bir müslüman oldu. Sonra onu İrşâd etmesi, insanlara doğru yolu<br />

göstermesi, terbiye etmesi, onlara Allahü teâlânın emirlerini ve yasaklarını öğretmesi için<br />

Acem taraflarına gönderdi. Orada hocası Adiyy bin Müsâfir'in ismini koyduğu bir zâviye<br />

yaptı. Pekçok talebe yetiştirdi.<br />

SÛİ ZAN HARAMDIR<br />

Bin yetmiş dört yılında, Musul'da doğan bu zât,<br />

Seksen altı yaşında, bu yerde etti vefât.<br />

Osman ibni Affân'ın, sülâlesinden gelir,<br />

Kerâmetler sâhibi, hâl ehli bir velîdir.<br />

Aslâ dokunmazlardı, ona vahşî hayvanlar,<br />

Duâsıyla sükûnet, buluyordu dalgalar.<br />

Bir gün talebesine, buyurdu ki: "Evladım,<br />

Bir isteğin var ise, edeyim sana yardım."<br />

Dedi: "Ezberlemeyi, istiyorum Kur'ânı,<br />

Lâkin zayıf hâfızam, var mı bunun imkânı?"

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!