22.03.2018 Views

Evliyalar Ansiklopedisi - Turkiye Gazetesi Yayinlari

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

olan Şeyhûniyye Medresesinde tâliplerine ilim öğretti. İbn-i Mezrûk, Tâcüddîn İshâkî gibi<br />

âlimler talebelerinden idi.<br />

Halîl Cündî, lüzumsuz işlerle uğraşmaz, ibâdet ve ilimden başka şeyle meşgûl olmazdı.<br />

Yirmi sene Kâhire’de kaldı. Çok meşhûr olan Nil Nehri ve kıyısını görmek için gittiği<br />

görülmedi. Müderrislik yaptığı sıralarda, bir gün hocası Abdullah Menûfî’nin ziyâretine gitti.<br />

Evinde bulamadı. Evin helâsında bir ârıza olduğunu, tâmir için işçi aramaya gittiğini<br />

söylediler. O da tereddüd etmeden; “Ona en münâsip işçi benim.” deyip, helâyı temizlemeye<br />

başladı. Çevredeki insanlar başına toplanıp, böyle namlı ve şanlı bir kimsenin helâ temizliği<br />

yapmasını hayretle seyrediyorlardı. Bu sırada Abdullah Menûfî hazretleri geldi. Onu gördü.<br />

Çevredekilere; “Bu kim?” diye sordu. Onlar da; “Halîl!” diye cevap verdiler. O zaman,<br />

Mısır’ın en büyük beş evliyâsından beşincisi olduğu bildirilen Abdullah Menûfî hazretleri,<br />

öyle bir duâ etti ki, Halîl Cündî, bu duânın bereketiyle bir anda pek yüksek derecelere<br />

kavuştu. Allahü teâlâ ömrüne bereket ihsân etti ve İslâm dînine çok hizmetleri oldu.<br />

Halîl Cündî, bir gün bir aşçı dükkânına uğradı. Orada bozuk et satılır, insanlara haram<br />

yedirilir, insanlar kandırılırdı. Dükkân sâhibine emr-i mârûf yaptı. Bu işin kötülüğünü anlattı.<br />

Dükkân sâhibi pişmân olup, bir daha böyle yapmıyacağına söz verdi ve tövbe etti.”<br />

Ziyâeddîn Cündî’nin din ve diyânette, zühd ve salahta, ibâdet ve tâatte, ilim ve amelde<br />

yüksek bir mevkii vardı. Bu yüksekliğine, eserleri delîl oldu. Allahü teâlânın düşmanlarına<br />

karşı çok çetin mücâdeleler verdi. Hıristiyan Avrupa kavimlerinin bir parçası olan Kıbrıs<br />

krallığı ve çapulcu şövalyeleri, zaman zaman Mısır kıyılarını yağmalayıp, müslümanlara<br />

zulmediyorlardı. Ziyâeddîn Halîl Cündî, halktan ve talebelerinden milis kuvvetleri teşkil etti.<br />

Bu kuvvetin adına da, “Halka-i mansûre” adı verildi. Onlarla berâber İskenderiyye’nin<br />

müdâfaası için Kâhire'den gidip savaştı. Allahü teâlânın rızâsı için küfür ehline karşı cihâd<br />

ederken giydiği askerî elbiseyi bir daha çıkarmadı. Bu yüzden Cündî yâni orduya mensub<br />

lakabı verildi. Askeriyeden maaş alır, zarûrî ihtiyâcından fazlasını fakirlere dağıtırdı. Kendisi<br />

az yer, az uyur ve çok ibâdet ederdi. Az mala kanâat eder, eline geçenleri talebesinin<br />

ihtiyâcına harcardı. Geceleri hiç uyumaz, kaylûle vaktinde, öğleden biraz önce vücûdunu<br />

dinlendirmek için çok az uyurdu. Çok merhametli, gurûr ve kibirden arınmış, mütevâzî bir<br />

kimse idi. Kalbi her türlü zulmet pisliklerinden uzaklaşmış, Allahü teâlânın nîmetlerini ve<br />

O’nun rızâsını kazanmaktan başka bir şey düşünmez olmuştu. İşi, insanlara emr-i mârûf<br />

yapıp, Allahü teâlânın emir ve yasaklarını öğretmekten başka bir şey değildi. İbn-i Teymiyye<br />

ve yolunda gidenlere verdiği güzel cevapları ile meşhûrdur.<br />

Halîl Cündî'den sonra gelen âlimler, ona uymakta çok hırslı, ona güvenmekte pek sâdıktılar.<br />

Bu sebeple, Halîl Cündî’nin ifâdesi ile başka birinin ifâdesi arasında bir ayrılık olunca; “Biz,<br />

Halîl’e uyarız. O bu meselede yanılmış olsa bile, ona olan hüsn-i zannımız, bizi ondan<br />

ayrılmaktan men eder.” derlerdi.<br />

Halîl Cündî hazretleri buyurdu ki: “Velî olgunlaşınca kendisine Allahü teâlâ tarafından çeşitli<br />

şekillerde görünme kuvveti verilir. Bu da olmayacak bir şey değildir. Çünkü, başka başka<br />

görünen şekiller rûhâniyettir. Bedeni, cismi görünmemektedir. Rûhlar, madde değildirler,<br />

boşlukta yer kaplamazlar.”<br />

“Allahü teâlâ, evliyânın rûhlarına öyle bir kuvvet verir ki, çeşitli şekillerde<br />

görünebilirler. Bedenleri mezardan çıkmaz. Rûhları şekil alıp görünürler.”<br />

Halîl Cündî çeşitli ilimlere dâir bir çok eser yazmıştır. Bunlardan bâzıları şunlardır:<br />

1)Et-Tevhîd: İbn-i Hâcib’in Usûl-i fıkha dâir Muhtasar adlı eserinin altı ciltlik şerhidir.<br />

Halîl Cündî eserin nikâh bahsine kadar olan kısmını bizzat kendisi yazdı. Ömrü vefa etmediği<br />

için kalan kısmını müsveddelerinden talebeleri tamamladı. 2) Menâkıb-ı Abdullah Menûfî:<br />

Hocasının menkıbe ve kerâmetlerini bu eserde toplamıştır. 3) Menâsik-ül-Hac, 4)<br />

Muhadderât-ül-Fühûm fîmâ Yetealleke bit-Terâcim vel-Ulûm.

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!