22.03.2018 Views

Evliyalar Ansiklopedisi - Turkiye Gazetesi Yayinlari

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

vâcibdir.<br />

Allahü teâlâyı bildikten sonra, O'nun kazâsına, kaderine, hayrına, şerrine, azına, çoğuna,<br />

acısına, tatlısına, mahbûbuna sevgili gelene ve mekrûhuna kötü gelene rızâ gösterip, hepsinin<br />

Allahü teâlâdan olduğuna inanmak ve teslîm olmak büyük nîmettir. Allahü teâlâ Kur'ân-ı<br />

kerîmde meâlen; "Allah, kime hidayet etmeyi dilerse, İslâma onun göğsünü açar, gönlüne<br />

genişlik verir. Her kimi de sapıklıkta bırakmak isterse, onun kalbini öyle daraltır sıkıştırır ki,<br />

îmân teklifi karşısında göğe çıkacakmış gibi olur. Allah, îmân etmeyenler üzerine, böyle âzâb<br />

bırakır."(En'âm sûresi: 125)<br />

Adiyy bin Müsafir hazretlerine; "Âlim kimdir?" denildi. Buyurdu ki:<br />

"İnsanlara doğru yolu gösteren âlim şu kimsedir ki; kendi huzûrunda iken senin kalbini<br />

derleyip toparlayan, yokluğunda seni her türlü kötülüklerden haram, günah ve çirkin<br />

şeylerden koruyan, sâhib olduğu en güzel ahlâk ile seni terbiye eden ve o ahlâkla<br />

ahlâklanmanı sağlayan, kendine mahsus terbiye usûlleriyle terbiye eden, kendi îmân nûrunun<br />

parlaklığıyla talebesinin kalbini parlatan ve kalbini kötülüklerden temizleyendir. Talebe ise;<br />

Allahü teâlânın sevdikleri ile berâber olduğu zaman edebi gözetip, güzel ahlâk sâhibi ve her<br />

işte tevâzu üzere olan, âlimlerin huzûrunda onları can kulağı ile dinleyen kimsedir."<br />

Hikmetli sözleri pekçoktur. Buyurdu ki:<br />

Allahü teâlânın evliyâsı, yemek, içmek ve uyku ile, başkasının hakkında konuşmakla, birisine<br />

vurmakla bu makâma kavuşmadı. Ancak mücahede ve riyâzet çekmekle kavuştu.<br />

Edebini, edeb öğreten hocadan almayan, kendisine uyanları yanlış yola götürür.<br />

En küçük bid'atten bile kaçınmayandan, zararı dokunmasın diye siz ondan kaçın.<br />

İlimden yalnız konuşma ile yetinen ve hakîkati ile sıfatlanmayan helâk olur. İbâdet yaparken,<br />

fıkhın gereğini yerine getirmeyen ibâdet yapmış sayılmaz. Fıkıh bilgisi öğrenirken verâ<br />

sâhibi olmayan aldanır. Kendisine lazım olan işleri yapansa kurtulur.<br />

Elinden hârikalar zuhûr eden birini görürseniz, hemen o hâline aldanmayın. Hak teâlânın<br />

emirlerini yapıp, yasaklarından kaçınmasını görünceye kadar dikkatli olun.<br />

İyi ahlâk; herkese sevdiği şeye göre muâmele etmektir. Konuşurken, otururken hiç kimseye<br />

yabancılık çektirmemektir. Mârifet ehli ile otururken, huzûr içinde bulunmaktır. Gâye bu<br />

zâtlardan istifâde ise, bundan başka yolu yoktur.<br />

Ölüm haktır, öldükten sonra dirilmek haktır. Münker ve Nekir'in suâl sormaları haktır. Allahü<br />

teâlâ Kur'ân-ı kerîmde meâlen; "Allah, îmân edenleri hem dünyâda, hem âhirette (kabirde)<br />

sâbit söz olan şehâdet kelimesi ile tesbit eder. Tevhîde bağlı kılar. Allah zâlimleri (kâfirleri)<br />

şaşırtır ve Allah dilediğini yapar." buyruluyor. (İbrâhim sûresi: 27)<br />

Kabir sıkması, kabir azâbı ve nîmetinin hesâblâ mîzânın hak olduğuna inanmalıdır. Mîzânın<br />

iki kefesi vardır. Burada kulların iyilikleri ve kötülükleri tartılır. İyilikleri hafif gelen<br />

Cehennem'e gider. Muhammed aleyhisselâmın ümmetinden mümin olanlarına şefâatı haktır.<br />

Sırat haktır. Buna inanmalıdır. Kıldan ince, ateşten daha sıcak, kılıçtan keskin, uzunluğu<br />

dünyâ senesiyle otuz altı senedir. Üzerinden salih müminler şimşek gibi geçecek, fâcirler<br />

(günâhkârlar) altındaki Cehennem'e düşeceklerdir. Peygamber efendimize ikrâm olunan havz<br />

haktır. Cennet, iyilere ve Allahü teâlânın dostlarınadır ve ebedîdir. Cehennem ise, fâcir ve<br />

günâhkârlaradır ve ebedîdir. Cennet'le Cehennem arasında, Allah tarafından bir münâdî (nidâ<br />

eden) şöyle seslenir: "Ey Cennet ehli, Cennet'te; ey Cehennem ehli, Cehennem'de ölümsüz<br />

(sonsuz) olarak kalınız."<br />

Kafir olan Cehennem ehli, Cehennem'de ebedî olarak kalıcıdır. Allahü teâlâ hepimizi bundan<br />

muhâfaza buyursun. Âmin.

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!