22.03.2018 Views

Evliyalar Ansiklopedisi - Turkiye Gazetesi Yayinlari

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

kurtuldun?” dediler. “Siz orada olsaydınız da, benim yanımdan nasıl gittiklerini bir<br />

görseydiniz. Bana, “Rabbin kimdir?” dediler. “Rabbim öyle birisidir ki, size, bütün<br />

meleklerle birlikte babamın önünde secde etmenizi emretti; biz onda babamın sülbünde,<br />

bütün kardeşlerimle birlikte sizi görüyorduk.” dedim. Melekler; “Biz buradan çekilip<br />

gidelim. Biz ona suâl soruyoruz, o ise hazret-i Âdem’in bütün zürriyetinin cevâbını veriyor.”<br />

dediler.<br />

Ey insan, bir gün sabahtan akşama kadar nefsinle harb et. Neler zâhir olacağını bir gör. Merd,<br />

nefsinde bir eksik görüp de onunla harb edendir.<br />

Cüneyd-i Bağdâdî hazretlerini vefâtından sonra rüyâda görüp; “İşin nereye vardı?” dediler.<br />

“Âhiret işi, bizim dünyâda zannettiğimizden daha zordur.” buyurdu.<br />

KAVUŞMAK İSTERSEN<br />

Ziyâeddîn Nahşebî hazretleri buyurdu ki: Dinle, iyi dinle! Büyüklerden biri, hiç sağına soluna<br />

bakmazdı. Bir gün Kâbe’yi tavâf ederken, birisi ona seslendi. Onun tarafına bakmak istedi. Gâibden<br />

bir ses işitti: “Bizden başkasına bakan, bizden değildir.” Kardeşim, bu yolda bin sene yürüsen ve<br />

hâtırından; “Bunu kabûl ederler.” düşüncesi geçse, hâlâ makam arzusunda olup, hâlâ istek yolunun<br />

yolcusu olduğun anlaşılır. Ey kardeşim, eğer bu yoldan menzile kavuşmak istersen, sakın kendini<br />

arada görme! Tâat zenginliğine kavuşmuş olan büyükler, kendilerini dâimâ müflis olarak,<br />

düşünmüşlerdir. Her zaman müflis olanlar ise, kendilerini nasıl zengin yaparlar.<br />

Dinle, iyi dinle! İbrâhim aleyhisselâm ateşe eriştiğinde, ateş ona selâmet oldu. Zîrâ onun<br />

kalbi, hakîkî ateşle yanmıştı. Bunun içindir ki, “Sen olmasaydın, sen olmasaydın kâinâtı<br />

yaratmazdım.” makâmının sâhibi, yâni Resûl-i ekrem efendimiz; “Benim kadar hiç kimse<br />

eziyet çekmedi. Hazret-i İbrâhim’in ateşe atılması belâ değildi. Hazret-i Zekeriyyâ’nın<br />

parça parça edilmesi sıkıntı değildi. Belâ ve sıkıntı, bizim başımıza dökülendir. Bizi,<br />

gök ve yer ehlinin önüne geçirdiler ve Âdem aleyhisselâmın zürriyetinin günahlarını,<br />

benim şefâat eteğime bağladılar.” buyurdu.<br />

1) Ahbâr-ul-Ahyâr; s.111<br />

2) Hediyyet-ül-Ârifîn; c.1, s.429<br />

ZİYÂEDDÎN NURŞÎNÎ;<br />

Osmanlı âlim ve velîlerinden. İsmi Muhammed Ziyâeddîn’dir. Nurşînî nisbesiyle meşhûr<br />

olmuştur. Babası büyük velî Abdurrahmân Tâgî (Tâhî) hazretleridir. 1855 (H.1272)<br />

senesinde Bitlis’in Hizan ilçesine bağlı Usba köyünde doğdu. 1923 (H.1342) senesinde<br />

Bitlis’in Nurşin köyünde vefât etti. Kabri Nurşin’de babasının türbesinin yanındadır.<br />

Ziyâeddîn Nurşînî’nin âile çevresi ilim ve fazîlet sâhibi dindâr insanlardan meydana<br />

geliyordu. Dînî ilimler sâhasında söz sâhibi olmuş büyük âlim ve velîler onun yakın<br />

çevresinde yaşıyordu. Zâhirî ve mânevî ilimleri tahsîl etmeye çok müsâit bir ortamda<br />

dünyâya gelen Muhammed Ziyâeddîn Efendinin çocukluğu böyle bir çevrede geçti. İlk<br />

tahsîlini babası Abdurrahmân Tâgî’den aldı. Zamânında medreselerde okutulan dersleri<br />

tamamlayarak ilimde yükseldi ve mollalık pâyesine ulaştı. Babasının ilim meclislerine ve<br />

tasavvufî sohbetlerine devâm ederek zâhirî ilimlerde âlim, tasavvuf yolunda yüksek derece<br />

sâhibi oldu.<br />

Babası Abdurrahmân Tâgî hazretleri vefâtına yakın onu en büyük halîfesi Fethullah-ı<br />

Verkânisî’ye emânet etti. Ziyâeddîn Nurşînî babasının hastalığı sırasında yanında duruyordu.<br />

Üzülüyor ve ağlıyordu. Bir ara gözlerini açan Abdurrahmân Tâgî hazretleri oğluna baktı ve;

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!