22.03.2018 Views

Evliyalar Ansiklopedisi - Turkiye Gazetesi Yayinlari

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

dergâhda kaldılar. Daha sonra memleketlerine döndüler.<br />

Muhammed Reşâ şöyle anlatır:<br />

Birgün bir yere gidiyordum. Geçtiğim yol çok acâib dikenlerle kaplı idi. Kendi kendime;<br />

"Birçok insan buradan atlarla geçerler. Biz de ayakkabı ile geçmemize rağmen bu dikenler<br />

bizi rahatsız ediyorlar, Adiyy hazretleri ise buralardan yalın ayak geçer. Acaba şimdi ne<br />

yapar?" diye düşündüm ve ağladım. O anda Allahü teâlâ benim kalb gözümü açtı. Adiyy<br />

hazretlerinin nurdan bir şeyin üzerinde yürüdüğünü, yerden yedi zırâ kadar yüksekte<br />

olduğunu ve dikenlerin ona zarar vermediğini gördüm.<br />

Şeyh Ebû Hafs Ömer şöyle anlatır:<br />

Birgün Adiyy hazretlerinin yanındaydım. Adiyy hazretlerine; "Bana gâiblerden birşey<br />

göster." dedim. Bunun üzerine bana bir mendil verip; "Bunu gözlerinin üzerine koy ve<br />

gözlerini kapat." dedi. Ben de dediği gibi yaptım. Bir süre sonra; "Gözlerini aç." buyurdular.<br />

Gözlerimi açınca, omuzlarımdaki kirâmen kâtibin melekleri ile amellerimi satır satır gördüm.<br />

Bu hâl üzere üç gün kaldım. Sonra Adiyy hazretlerine, beni bu hâlden kurtarması için<br />

yalvardım. Aynı şekilde yüzümü örtüp, tekrar açtılar. Böylece bendeki bu hâl kayboldu ve<br />

eski hâlime döndüm.<br />

Ebû İsrâil bin Abdülmuktedir şöyle anlatır:<br />

Ben, bir dağda üç sene tek başıma yaşadım. Bu sırada kitabımın ikinci cildini yazıyordum.<br />

Kitabımı yazarken, yanıma kurtlar gelir, beni koklarlar, yalarlar ve hiç zarar vermeden<br />

yanımdan giderlerdi. Bu duruma ben çok şaşırırdım. Kendi kendime; "Eğer bu kurtların<br />

böyle olmasını sağlayan bir velî varsa, o muhakkak Adiyy hazretleridir. Belki şimdi<br />

yanımdadır ve bana selâm da verir." diye düşündüm. O anda selâmının sesi geldi. Gördüm ki,<br />

Adiyy hazretleri yanımda duruyor. Ben, olup bitenleri ona anlattım. Bunun üzerine ayağa<br />

kalktı ve mübârek ayağını yere vurdu. Yerden çok güzel bir su fışkırdı. Sonra ikinci defa<br />

ayağını yere vurdu. Oradan da bir nar ağacı yetişti. Sonra bana dönerek; "Ben Adiyy'im.<br />

Lakin bunların hepsi, Allahü teâlânın izni ile oldu. Yâ İsrâil, buraya gel ve bu ağacın<br />

meyvesinden ye ve bu pınarın suyundan da iç!" buyurduktan sonra oradan ayrıldı. Ben, orada<br />

iki sene daha kaldım.<br />

Musul'da Yûnus isminde birisi vardı. Şehrin en büyük âlimi oydu. İnsanların Adiyy bin<br />

Müsâfir'e yöneldiklerini, ona olan rağbetlerini görüp, hased etti. "Gidip onu imtihan<br />

edeceğim bakalım ilimdeki derecesi nedir?" dedi. Kâdı bin Şehrzûrî ile birlikte yola çıktılar.<br />

Kâdı; "Ben sırf ziyâret için gidiyorum, imtihân etmek için değil." dedi. Yûnus ise; "Benim<br />

maksadım insanlar arasında onu imtihân edip hâlini herkese göstermek. Ziyâret için gittiğim<br />

yok." dedi. Adiyy bin Müsafir'in yanına varınca, Adiyy bin Müsafir, Kâdı'ya iltifât etti fakat<br />

Yûnus adlı zâta iltifât etmedi. O ikisi oturunca Adiyy bin Müsafir Yûnus'a îtikâd ile ilgili<br />

bâzı sualler sordu. İlk suâle cevap verdiyse de diğerlerine cevap veremedi sükût etti. Sonra;<br />

yalnız Kâdı, Adiyy bin Müsâfir'in elini öpüp huzurdan ayrıldılar. Memleketlerine döndüler.<br />

Yolda Kâdı, Yûnus denen zâta; "Hani sen Adiyy bin Müsâfir'i imtihân edecektin? Sana sordu<br />

cevap veremedin. Niçin böyle yaptın?" deyince, o zat; "Adiyy bin Müsâfir'in sağında ve<br />

solunda ağızlarını açmış birer arslanın, konuşacağım sırada beni yemek istediklerini gördüm.<br />

Bu sebeple orada konuşamadım." dedi. Bunun üzerine Kadî; "Elbette, o Allahü teâlânın<br />

velîsidir. Onlara îtirâz etmek uygun değildir." dedi.<br />

Adiyy bin Müsâfir hazretlerinin sohbetleri çok tatlıydı. Sevgi, muhabbet ve teslimiyetten çok<br />

bahsederdi. Buyurdu ki:<br />

"Allahü teâlanın kullarına verdiği ilk ve en büyük nîmeti, onların kalplerini îmâna açması ve<br />

kalblerine îmânı yerleştirmesidir.<br />

Bu nîmetten sonra, Allahü teâlâyı bilmek en büyük nîmettir. Allahü teâlâyı bilmek dînen

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!