22.03.2018 Views

Evliyalar Ansiklopedisi - Turkiye Gazetesi Yayinlari

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

Hindistan’ın meşhûr velîlerinden. Hâce Nizâmüddîn-i Evliyânın talebesidir. Hocasına yakın<br />

olmak nîmetine kavuşan seçilmişlerdendi. Gıyâspûr şehrinde otururdu. 1285 (H.684) senesi<br />

civârında doğup, 1357 (H.758) de vefât etti. Vefât târihi, Keşf-üz-Zünûn’da 1493 (H.899)<br />

olarak bildirilmiştir ki, bu mümkün değildir. Babası Müeyyidülmülk Sultan Alâeddîn<br />

Halacî'nin kardeşi Aklî Hanın nâibi idi.<br />

Çok ilim tahsîl eden Ziyâeddîn Bernî'nin hâfızası pek kuvvetli idi. Âlim ve sâlih zâtların<br />

sohbetlerinde bulunmaktan büyük zevk alırdı. Hâce Nizâmüddîn-i Evliyâ hazretlerinin<br />

bereketli sohbetlerine devâm ederdi. Bilhassa Emîr Hüsrev Dehlevî ve Emîr Hasan Sencerî<br />

ile yakınlıkları vardı. Devamlı onlarla berâber bulunurdu.<br />

Güzel huylu, kültürlü, hoşsohbet, güzel latîfeler yapan neşeli bir zât idi.<br />

Sultan Muhammed Tuğluk zamanında 17 sene ve Fîrûz Şâh zamanlarında bir müddet sarayda<br />

vazife aldı. Bu iki sultan devirlerinde, sultânın yakın adamlarından, güvendiği kimselerdendi.<br />

Târih ilminde de söz sâhibi olan Ziyâeddîn Bernî, meşhûr Târih-i Fîrûz Şâh isimli eserin de<br />

sâhibidir. Başka eserleri de vardır.<br />

Tasavvuf yolunda ilerlemek arzusunda bulunan ve bu yolda çok gayretli olan Mevlânâ<br />

Ziyâeddîn Bernî, hiçbir zaman dünyâlık toplamak gayretinde, telâşında olmamıştır.<br />

Kendisine yetecek kadar şeylerle yetinir, daha fazlasını elinde bulundurmazdı.<br />

Hâce Ziyâeddîn Bernî, Hasretnâme isimli eserinde şöyle anlatır: “Bir zaman, hocam Hâce<br />

Nizâmüddîn-i Evliyâ’nın sohbetinde bulunuyordum. O gün rûhlara hayat veren bereketli<br />

sohbetlerinde, sabahtan kuşluk vaktine kadar bulundum. Bu sırada birçok kişi, talebe olmak<br />

üzere geldi. O da gelenlerin hepsini kabûl etti. O esnâda kalbimden; “Eskiden büyük zâtlar,<br />

kendilerine talebe olmak üzere gelenleri kabûl etmekte ihtiyatlı davranırlar, her geleni hemen<br />

kabûl etmezlerdi. Bizim hocamız ise, gelenlerden hiçbirini ayırmıyor, hepsini kabûl ediyor.”<br />

düşüncesi geçti. Ben bu düşünceler içindeyken, bir ara bunu kendisine suâl etmek bile<br />

istedim. Allahü teâlânın izniyle benim bu düşüncelerimi anladı. Bana dönerek tebessüm etti<br />

ve; “Bana istediğini sor ama, gelen herkesi niçin kabûl ettiğimi sorma!” buyurdu. Sonra da<br />

şöyle devâm etti; “Talebe olmak üzere gelenlerin hepsini kabûl ettiğimizi, ihtiyatlı<br />

davranmadığımızı düşünüyorsunuz. Bizim böyle davranmamızın üç sebebi vardır. Birincisi;<br />

tecrübe ile anlıyorum ki, bize talebe olmak üzere gelenlerin hemen hepsi, günah işlemekten<br />

sakınan, namazlarını devamlı cemâatle kılan, emirleri yapmakta gevşek davranmayan, istîdâd<br />

sâhibi kimselerdir. Bunun için onları kabûl ediyorum. İkincisi; mânevî olarak âcizlik ve<br />

ihtiyaç içinde kapımıza gelip; “Bütün günahlarıma tövbe ettim” diyen bir kimseyi geri<br />

göndermek gönlümüze hiç hoş gelmiyor. Bize talebe olanlardan hepsinin, günahlardan uzak<br />

durduğu, tövbesini bozmadığı da meydandadır. Üçüncü ve en mühim sebep de; hocam<br />

Ferîdüddîn Genc-i Şeker, bana icâzet ve hilâfet verirken böyle işâret buyurmuştur.” Bu<br />

açıklamadan sonra, ona olan muhabbetim daha çok arttı."<br />

1) Kâmûs-ul-A’lâm; c.4, s.2981<br />

2) Ahbâr-ul-Ahyâr; s.195<br />

3) Keşf-üz-Zünûn; s.299<br />

4) İslâm Âlimleri <strong>Ansiklopedisi</strong>; c.11, s.206<br />

5) Persian Literatüre; c.1, s.505<br />

6) Siyer-ül-Evliyâ; s.312<br />

7) Hazînet-ül-Asfiyâ; c.1, s.344

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!