22.03.2018 Views

Evliyalar Ansiklopedisi - Turkiye Gazetesi Yayinlari

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

iz seni mahrûm etmedik!” buyurup duâ etti.<br />

İbn-i Münâvî mânen üstün bir derecedeydi. Âhirete intikâl etmiş olan, bâzı velîlerin rûhları<br />

hânesine gelir, onunla olurlar, bâzı işlerden haber verirlerdi. Şeyh Şâh Veliyyüddîn<br />

Acemî’nin rûhu çok defâ onu ziyâret eder, onunla birlikte olurdu. Daha küçüklüğünde nûrlar<br />

görür, sesler duyar ve haberler dinlerdi. Çok güzel rüyâlar görürdü.<br />

Zeynelâbidîn Münâvî, İmâm-ı Şâfiî hazretlerinin kabrine gittiğinde, İmâm-ı Şâfiî, kabrinden<br />

ona seslenir, bâzan da kabri yarılır, içinden elini uzatır ve ona bir şey verirdi.<br />

Zeynelâbidîn, dedesi Yahyâ Münâvî’nin kabrini ziyârete gittiğinde, onu, üzerinde siyah bir<br />

elbise ile kabrinin üstünde oturmuş bir hâlde bulurdu. Onunla uzun uzun konuşur ve duâ<br />

ederdi.<br />

Âriflerin büyüklerinden olan Himsânî anlatır: “İlm-i ervâh’dan haberi olan evliyânın büyüğü,<br />

Tarme Sa’dî Mısrî’yi gördüm. Önünde nûr gibi bir zât vardı. Bu kimdir? diye sordum. O da<br />

Zeynelâbidîn Münâvî’dir. O kabir ehline vekil kılındı.” dedi.<br />

Muhibbî şöyle anlatır: “Şeyh Abdülkâdir Feyyûmî’nin oğlu hastalanmıştı. Bu sırada<br />

Zeynelâbidîn Münâvî ile karşılaştı. Ona oğlunun hasta olduğunu arz etti. Zeynelâbidîn<br />

Münâvî, oğlunun yanına gitti. Bir müddet sohbet etti. Sonra duâ edip ayrıldı. Ondan sonra<br />

Şeyh Abdülkâdir Feyyûmî'nin oğlu, hastalıktan kurtulup şifâ buldu.<br />

Zeynelâbidîn, Saîd denilen yerde bulunan babasının yanına gidiyordu. Yolda birisi, hiçbir<br />

suçu olmadığı hâlde mızrağı ile ona vurdu. Fakat Zeynelâbidîn’e bir şey olmadı. Bir müddet<br />

sonra, başka birisi gelip, Zeynelâbidîn’e mızrağı ile vuran o şahsın boynunu hiç sebeb<br />

yokken kesti. Böylece Allahü teâlânın sevgili kuluna el kaldırmanın cezâsını çekti.<br />

Yine bir defâsında, babasının alacağını almak için birisinin yanına gitmişti. Yanına gittiği<br />

şahıs Zeynelâbidîn’e hakâret edip vurdu. Aradan kısa bir müddet geçmişti ki, bulunduğu<br />

şehrin vâlisi, ona büyük bir borç yükledi. Ayrıca çok da hakâret etti.<br />

Bir defâsında o şöyle buyurmuştu: Yanıma hiçbir kimse oturmasın ki, Allahü teâlânın izniyle<br />

onun kalbinden geçenleri bilmeyeyim. Eğer Allah korkusu olmasaydı, düşmanların<br />

ekseriyetinin ayıplarını ortaya çıkarırdım.<br />

İbn-i Münâvî’nin yazdığı eserlerden bâzıları şunlardır: 1) Şerh-ul-Meşâhid li-İbn-i Arabî,<br />

2) Hâşiyetün alâ Şerh-il-Minhâc lil-Celâlüddîn-i Mahallî, 3) Şerhun alâ<br />

Mukaddimet-ül-Ezheriyye, 4) Şerh-üt-Tâiyye İbn-i Fârid, 5) Hâşiyetün alâ Ravd-il-Ünf.<br />

DEDİĞİ GİBİ<br />

Zeynelâbidîn bin Abdürraûf, bir gün otururken, talebelerinden birisi kapıyı çaldı. Zeynelâbidîn kapıya<br />

çıktı. Kapıyı çalan talebesi ile bir şeyler konuştuktan sonra geri döndü ve buyurdu ki: “Bu gelen<br />

falanca zâttı. Memleketinde çocuğu varmış, hastalandığını haber vermişler. Çocuğunun şifâ bulması<br />

için kâğıda bir şeyler yazıvermemi istedi. Bir şey yazmadım. Çünkü çocuğu bugün vefât etti.” Birkaç<br />

gün sonra o şahsın oğlunun Zeynelâbidîn hazretlerinin dediği günde vefât ettiği haberi geldi.<br />

1) Mu’cem-ül-Müellifîn; c.4, s.196<br />

2) Hulâsât-ül-Eser; c.2, s.193<br />

3) Esmâ-ül-Müellifîn; c.1, s.379<br />

4) El-A’lâm; c.3, s.65<br />

5) Câmiu Kerâmât-il-Evliyâ; c.2, s.18

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!