22.03.2018 Views

Evliyalar Ansiklopedisi - Turkiye Gazetesi Yayinlari

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

3) Bergüzâr-ı Ahmed Remzi Dede<br />

4) İslâm Âlimleri <strong>Ansiklopedisi</strong>; c.13, s.171<br />

ZEYNELÂBİDÎN MUHAMMED;<br />

Büyük velîlerden. İsmi, Muhammed bin Muhammed, lakabı Zeynelâbidîn’dir. Mısır’da<br />

doğdu. Doğum târihi bilinmemektedir. 1638 (H.1048) senesinde Mısır’da vefât etti.<br />

Muhammed Zeynelâbidîn, zamânının büyük âlimlerinden Halebî ve başkalarından okudu.<br />

Çeşitli ilimlerde üstün dereceye yükseldi. Câmi-ul-Ezher’de ders okutmaya başladı.<br />

Zamânındaki âlimlerin kavuşamadıkları ilmî üstünlüklere yükseldi. Şam’da da ikâmet etti.<br />

Çok kere Hicâz’a gidip geldi. Mısır, Hicâz ve Şam’daki âlimler, onun ilimdeki üstünlüğünü<br />

söyleyip, medh ü senâ ettiler ve huzûrunda ona karşı çok edebli oldular.<br />

Muhammed Zeynelâbidîn, Şâziliyye yolunun edebini insanlara öğretip yaydı. Çok<br />

kerâmetleri görüldü. Keşfleri pekçoktur. Zamânın büyüklerinden bir zât idi.<br />

İbrâhim Ubeydî, hocası Muhammed Zeynelâbidîn hakkında; Umdet-üt-Tahkîk fî Beşâiri<br />

ales-Sıddîk isimli bir eser yazdı. Kitabında hocasının fazîletlerini, kerâmetlerini ve âlimlerin<br />

onun hakkındaki medhedici sözlerini bildirdi.<br />

Âlimlerin büyüklerinden olan Şeyh Yûsuf Feyşî, onun hakkında şöyle dedi: “Muhammed<br />

Zeynelâbidîn Bekrî, âlim, kâmil bir zât idi. İlm-i tevhîde dâir çok güzel sözleri vardır. Baba<br />

ve dedelerinden daha üstün dereceye yükseldi.”<br />

Remle müftîsi Şeyh Hayreddîn ise onun hakkında; “Şam’daki âlimler onun ilim meclisine<br />

toplanmıştı. O, hikmet dolu sözler söylüyordu. Âlimler; “Ey Muhammed Bekrî! Sözleriniz<br />

bizim anlayışımızın üzerindedir. Anlamakta zorluk çekiyoruz” dediler.” diye bildirmektedir.<br />

Mısır’daki âlimlerin büyüklerinden Şeyh İbrâhim Memûnî şöyle dedi: “Baba ve dedelerinin<br />

bütün fazîletleri, Muhammed bin Zeynelâbidîn Bekrî’de toplanmıştır.”<br />

İbrâhim Ubeydî şöyle anlatır: “Allahü teâlânın ihsânı ile yüz büyük zâtın hizmetinde ve<br />

derslerinde bulunmakla şereflendim. Fakat Muhammed Zeynelâbidîn Bekrî'den daha fazla<br />

Allahü teâlâyı tanıyanı görmedim.”<br />

Yine İbrâhim Ubeydî anlatır: “Üstad Muhammed Alevî ile Muhammed Zeynelâbidîn bir<br />

yerde konuşuyorlardı. Konuşmalarından bir şey anlamadım. Zeynelâbidîn, Muhammed<br />

Alevî’ye Peygamber efendimizden bahsetti ve; “Vallahi O şimdi kabrinde, bizim<br />

bilmediğimiz bir şekilde diridir. Sizin de Muhammed aleyhisselâm katında üstün bir yeriniz<br />

var” buyurdu ve oradan ayrıldı.”<br />

Muhammed Zeynelâbidîn, bir sene, haccı edâdan sonra, Medîne-i münevvereye gidip,<br />

Resûlullah’ın kabr-i şerîfini ziyârette bulundu. Ziyâretini tamamlayınca, vedâ için tam bir<br />

edeb içinde kabr-i şerîfe dönmüş iken birden karşısında Resûlullah efendimizin, hazret-i Ebû<br />

Bekr’in ve hazret-i Ömer’in mübârek cemâllerini gördü. Edeble başını önüne eğdi ve öyle<br />

kaldı. O sırada bir kısım talebeleri gelip kâfilenin hareket ettiğini ve gitmek arzu ettiklerini<br />

söylediler. Huzurda iken onların bu acele edişlerine taaccüb edip, keşf hâliyle onlara; “Siz<br />

beni çağırıyorsunuz. Hâlbuki şimdi karşımda Resûlullah efendimizin mübârek cemâli,<br />

bulutun altında ayın kayboluşu gibi kaybolup gidiyor. Hazret-i Ebû Bekr'in ve Ömer’in<br />

mübârek cemâlleri de kaybolup gittiler.” dedi.<br />

Muhibbî onun hakkında dedi ki: “O, Kâhire’de zamânındaki âlimlerin en büyüğüydü. İlim ve<br />

edeb sâhibiydi. Amcası Muhammed Ebi'l-Mevâhib’in vefâtından sonra, evinde tefsîr dersleri<br />

verdi. Âlimler gelir, dersini dinlerlerdi. Çok kerâmetleri görüldü. Çok defâ haccetti.<br />

Herkesten hürmet ve îtibâr gördü. Tefsîr ilminde üstün derecedeydi.”

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!