22.03.2018 Views

Evliyalar Ansiklopedisi - Turkiye Gazetesi Yayinlari

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

istifâde ederdi. Baştan sona kadar, hidâyet ve istikâmet üzere ve sünnet-i seniyyeye tam<br />

bağlıydı. Evliyâdan birçokları ondan hep medh ile bahsedip, onu övmüşlerdir. Bu yolda<br />

kerâmetlerin en yükseği olarak bilinen sünnet-i seniyyeye tam bağlı olmakta eşi yoktu.<br />

İnsanlara çok faydalı oldu. Birçok kimsenin hidâyete kavuşmasına, Ehl-i sünnet âlimlerinin<br />

gösterdikleri doğru yola girmesine vesîle oldu. Evliyânın büyüklerinden olan Hâce<br />

Muhammed Pârisâ hazretleri, Zeyneddîn-i Hâfî’den medh ve senâ ile bahseder, onun için;<br />

“Efendimiz, büyüğümüz.” derdi.<br />

Zeyneddîn-i Hâfî hazretleri şöyle anlatır: “Dervişâbâd şehrinde bulunuyordum. Rüyâmda<br />

Resûlullah efendimizi gördüm. Bana Füsûs-ül-Hikem kitabını okumamı işâret buyurdu.<br />

Bundan sonra Füsûs kitabındaki birçok meseleyi sordum, lutfedip îzâh buyurdular.”<br />

Hayâtının sonlarına doğru, Zeyneddîn-i Hâfî hazretlerinde çok cezbe, kendinden geçme<br />

hâlleri görüldü. Bir defâsında, üç gün üç gece kendinden geçmiş hâlde kaldı. Bundan sonra<br />

sessizliği, susmayı tercih etti. Çok az konuştu.<br />

Bir gün talebelerinin yükseklerinden olan Ahmed Semerkandi’ye; “Birbiri ardınca gelip hiç<br />

kesilmeyen ve açıkça görülen cezbelerin bulunduğunu hiçbir kitapta gördün mü veya hiçbir<br />

kimsede rastladın mı?” diye sordu. Bu söz, Zeyneddîn-i Hâfî’nin durumunu anlatıyordu.<br />

Derviş Ahmed çok kitap okumuş ve dervişlerden çok zâtın sohbetlerinde bulunmuştu. Öyle<br />

ki, sohbetlerde büyüklerin sözlerini îzâh ederdi. Buna rağmen hocasının bu suâlini; “Hayır,<br />

görmedim efendim.” diye cevaplandırdı.<br />

Zeyneddîn-i Hâfî hazretleri, güzel hâlleri olan fazîletler sâhibi, çok yüksek bir zât idi. Çok<br />

talebe yetiştirdi. Abdüllatîf Kudsî Bursevî, onun yetiştirdiği talebelerinden ve<br />

halîfelerindendir.<br />

1) Ed-Dav-ül-Lâmi’; c.9, s.260<br />

2) El-A’lâm; c.7, s.46<br />

3) Kâmûs-ul-A’lâm; c.4, s.2444<br />

4) Nefehât-ül-Üns Tercümesi (Osmanlıca); s.547<br />

5) Şakâyık-ı Nu’mâniyye (Arabî); s.76<br />

6) Şakâyık-ı Nu’mâniyye Tercümesi (Mecdî Efendi); s.91<br />

7) Tam İlmihâl Seâdet-i Ebediyye (49. Baskı); s.1168<br />

8) İslâm Âlimleri <strong>Ansiklopedisi</strong>; c.13, s.173<br />

9) Vesâyâ, Süleymâniye Kütüphânesi Lâleli Kısmı No: 1515<br />

ZEYNELÂBİDÎN;<br />

Tâbiînin büyüklerinden ve Oniki İmâm’ın dördüncüsü. İsmi, Ali bin Hüseyin bin Ali bin Ebî<br />

Tâlib’dir. Künyesi, Ebû Muhammed ve Ebü'l-Hasan’dır. Lakabı, Şeccâd ve Zeynelâbidîn’dir.<br />

Hazret-i Hüseyin’in oğludur. Annesi, Acem pâdişâhının kızı Şehr-i Bânû Gazâle’dir. 666<br />

(H.46) senesinde Medîne-i münevverede doğdu.<br />

İmamlığı, yâni tasavvufta insanlara feyz vermesi, doğru yola kavuşturması otuz dört sene<br />

sürmüştür. Hadîs, fıkıh ve tasavvuf ilminde âlimdi. Eshâb-ı kirâmdan çoğunu görmüştür.<br />

Hazret-i Abdullah ibni Abbâs, hazret-i Ebû Hüreyre, hazret-i Âişe, babası hazret-i Hüseyin,<br />

amcası hazret-i Hasan, hazret-i Ümmi Seleme ve diğerlerinden hadîs-i şerîfler işitip rivâyet<br />

etmiştir. Rivâyet ettiği bâzı hadîs-i şerîfler, Kütüb-i Sitte adı verilen altı hadîs kitabında<br />

yazılıdır.

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!