22.03.2018 Views

Evliyalar Ansiklopedisi - Turkiye Gazetesi Yayinlari

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

vermiştir.<br />

Zühdü, takvâsı, istikâmeti ve doğruluğu ile meşhûr olan Zenbilli Ali Efendi, dîne uymayan<br />

her çeşit hükme ve karara şiddetle karşı çıkardı. Yavuz Sultan Selîm Hânın, şiddetli<br />

hareketlerini bile teskine muvaffak oldu. Bir defâsında Yavuz Sultan Selim Hân Topkapı<br />

Sarayı hazînesi görevlilerinden yüz elli kişinin sorumsuz davranışlarından dolayı îdâmını<br />

emretmişti. Zenbilli Ali Efendi, bu kararı duyunca derhal Dîvân-ı hümâyûn’a koştu. Vezîrler<br />

ayağa kalkıp saygı ile karşıladılar ve baş köşeye oturttular. Şeyhülislâmın dîvâna gelmesi<br />

âdet olmadığından, niçin geldiğini sordular. Pâdişâhla görüşmek istediğini söyledi. Durum<br />

pâdişâha arzedildi. Yavuz Sultan Selîm Han, huzûruna girmesine izin verdi. Arz odasına<br />

girip selâm verdi. Pâdişâhın hürmet göstermesinden sonra, gösterilen yere oturdu. Sonra<br />

pâdişâha; “Fetvâ vazîfesinde (şeyhulislâmlıkda) bulunanların bir işi de, pâdişâhın âhiretini<br />

korumak, onları dînen hatâ olan şeylerden sakındırmaktır. Yüz elli kişinin îdâm edilmesine<br />

pâdişâh fermanı çıktığını duyduk, öldürülmeleri için, dînen bir sebep tesbit edilmiş değildir.<br />

Bunların af buyrulması ricâ olunur.” sözü üzerine kızan pâdişâh; “Bu iş saltanatın gereğidir.<br />

Âlimler böyle işlere karışırsa devlet idâresi kargaşaya uğrar. Sorumsuzluklara göz yummak,<br />

beğenilecek tutum değildir. Bu işlere karışmak sizin vazifeniz değildir.” dedi. Zenbilli Ali<br />

Efendi, Pâdişâhın bu sözleri karşısında; “Bu karar âhiretiniz ile ilgilidir ve buna karışmak da<br />

bizim vazifemizdir. Eğer affederseniz ne iyi ne güzeldir. Yoksa âhirette cezâya müstehak<br />

olursunuz.” Bu sözler, Pâdişâhın kızgınlığını yatıştırdı. “Affettik” diyerek lütuf gösterip, neşe<br />

ile sohbete başladı. Konuşma bittikten sonra, gitmek üzere ayağa kalkan Zenbilli Ali Efendi,<br />

Yavuz Sultan Selîm Hâna; “Âhiretiniz ile ilgili hizmeti yerine getirdim. Mürüvvet ile ilgili<br />

bir sözüm daha var.” dedi. Pâdişâh; “Onu da söyle.” deyince; “O sözüm de şudur ki,<br />

Pâdişâhın affına uğrayan o kişilerin, işlerinden el çektirilip, el açarak sokaklarda dolaşmaları,<br />

Pâdişâhlığın şânına lâyık mıdır?” dedi. Bunun üzerine Padişâh bunu da kabûl etti. Sultan<br />

Selim Hân; “Fakat bunlar vazifelerinde kusur ettikleri için, bunları tâzir edeceğim.” dedi.<br />

Zenbilli Ali buna karşı da; “Tâzir (azarlama) pâdişâhın reyine kalmıştır. Orasını siz bilirsiniz.<br />

Bizim arzumuzu kabûl etmeniz bize yeter.” dedi. Sonra teşekkür ederek pâdişâhın<br />

huzûrundan ayrıldı. Yavuz Sultan Selim Hân da onu medhederek uğurladı.<br />

Yavuz Sultan Selim Hân bir defâsında Edirne’ye gidiyordu. Şeyhülislâm Zenbilli Ali Efendi<br />

de pâdişâhı uğurlamak üzere gelmişti. Pâdişâhı uğurlayıp dönerken dört yüz kişinin elleri<br />

bağlı îdâm edilmek üzere götürüldüklerini gördü. Bunların niçin îdâm edileceklerini sordu.<br />

Pâdişâh, ülkesinde ipek alınıp satılmasını yasaklamıştı. Bunlar bu yasağa uymadıkları için<br />

yakalandılar ve îdâm edilecekler dediler. Zenbilli Ali Efendi derhal geri dönüp, Yavuz Sultan<br />

Selim Hâna yetişti. “Bu elleri bağlı dört yüz kişinin öldürülmesi helâl değildir. Bu hususta<br />

Allah indinde sorumlu olursun. Sakın bunları îdâm ettirme!” dedi. Pâdişâh bu sözler<br />

karşısında kızıp; “Halkın üçte birinin ahvâlini düzeltmek için üçte ikisinin bile öldürülmesi<br />

câiz iken, böyle bir avuç kimsenin kanının dökülmesini çok görmek yersiz değil midir?”<br />

dedi. Zenbilli Ali Efendi; “Bu iş büyük bir kargaşada mübahdır, yapılabilir.” deyince,<br />

Pâdişâh; “Hükümdârın emrine karşı gelmekten daha büyük kargaşa olur mu?” dedi. Zenbilli<br />

Ali Efendi şöyle cevap verdi: “Bunlar senin emrine karşı gelmemişlerdir. Zîrâ senin ipek<br />

emîni tâyin etmen, ipeğin alınıp satılmasını gösterir. Bu bir ruhsattır, açıkça izin vermen<br />

demektir. İpek alınıp satılmayacaksa niye ipek emîni tâyin ettiniz, onun vazifesi nedir?” dedi.<br />

Pâdişâh ona; “Senin saltanat işlerine âit bu gibi şeylerde söz söylemen vazifen değildir!”<br />

dedi.<br />

Zenbilli Ali Efendi; “Bu husus âhiret işlerindendir. Buna karışmak benim vazifemdir.”<br />

diyerek selâm vermeden pâdişâhın yanından ayrılıp gitti. Bu durum pâdişâhı son derece<br />

kızdırdı. Bir müddet atının üstünde sessiz ve hareketsiz kalıp, derin bir düşünceye daldı.<br />

Sonra yürüdü. Yanında bulunanlar, pâdişâhın bu hâline şaşdılar. Pâdişâhın yanına toplanıp<br />

onu tâkib ettiler. Neticenin nereye varacağını düşünüyorlardı.<br />

Pâdişâh Yavuz Sultan Selim Hân yolda meâlen; “Eğer affedersen, bu, takvâya daha

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!