22.03.2018 Views

Evliyalar Ansiklopedisi - Turkiye Gazetesi Yayinlari

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

efendimizden saâdet müjdesi aldı. Kendisine hitâben; "Ey oğlum! Sen benim yanımda kal!"<br />

buyuruldu. Bunun üzerine orada kaldı ve 1644 (H.1054) senesinde; Medîne-i münevverede,<br />

çok sevdiği, hiç unutmayıp her an zikrettiği Rabbine, yüksek ceddi olan Resûlullah<br />

efendimize ve diğer sevdiklerine kavuştu. Emîr-ül-mü'minîn hazret-i Osmân-ı Zinnûreyn'in<br />

kabrine çok yakın bir yerde defnolundu. Öyle ki, hazret-i Osman'ın türbesinin gölgesi Seyyid<br />

Âdem-i Bennûrî'nin kabrinin üzerine gelirdi.<br />

Seyyid Âdem-i Bennûrî, daha ilk teveccühde, talebeyi fenâ-i kalb makâmına ve nisbet-i<br />

müceddidiyyeye ulaştırırdı. Allahü teâlâ tarafından ona, müceddidiyyede husûsî bir tarz ve<br />

yol ihsân edildi. Bu yola, "Ahseniyye" denilmektedir. Bu kendi yolu ile insanları Allahü<br />

teâlâya yaklaştırıyordu. Bu hâli, İmâm-ı Rabbânî hazretleri çok önceleri, şu sözleri ile işâret<br />

etmişlerdi: "Size bizden istifâde ettiğinizden daha çoğu gaybî olarak verilecektir. Sizin<br />

yolunuza giren mağfiret olunmuştur. Kıyâmette size yeşil bir sancak verilir. Size tevessül<br />

edenler, yolunuzda gidenler, sizi tâkib edenler kıyâmet gününde o sancağın altında râhat ve<br />

gölgede olurlar."<br />

Seyyid Âdem-i Bennûrî hazretleri, Allahü teâlânın dînine, insanların saâdete, kavuşmalarına<br />

çok hizmet etti. Dört yüz binden ziyâde kimse onun elinde tövbe edip hidâyete kavuştu.<br />

Birçok eser yazdı. Bunlardan Gülzâr-ı Esrâr-ı Sûfiye adlı eseri basılmıştır. Mektupları ve<br />

sözlerinin toplandığı Netâic-ül-Haremeyn adlı yazma eser Pakistan'ın Peşaver<br />

Kütüphânesindedir.<br />

1) Hadarât-ül-Kuds; s.383<br />

2) Tezkire-i İmâm-ı Rabbânî; s.323<br />

3) Persian Literatura; c.2, s.991<br />

4) Hazinet-ül-Asfiyâ; c.1, s.630<br />

5) İslâm Âlimleri <strong>Ansiklopedisi</strong>; c.15, s.153<br />

ADİYY BİN MÜSÂFİR;<br />

Evliyânın büyüklerinden. İsmi Adiyy bin Müsâfir bin İsmâil Hakkârî, künyesi Ebü'l-Fedâil,<br />

lakabı Şerefüddin'dir. Soyu hazret-i Osman bin Affân'a ulaşır. Ba'lebek civarında Beyt-ü Kâr<br />

denilen yerde 1074 (H. 467) senesinde doğdu. 1162 (H 557) senesinde Musul'a bağlı<br />

Hekkâriyye Dağındaki dergâhında vefât etti. Oraya defnedildi.<br />

Adiyy bin Müsâfir hazretleri, zamânın bereketi, hâller ve kerâmetler sâhibi bir zât idi. Akîl<br />

el-Menbecî, Hammâd ed-Debbas, Ebû Necib Abdülkâhir es-Sühreverdî, Abdülkâdir-i<br />

Geylânî el-Ceylî, Ebü'l-Vefâ el-Hulvânî ve Ebû Muhammed eş-Şenbekî ve başkalarından<br />

ilim ve tasavvuf terbiyesi aldı. Kemâle geldi, olgunlaştı.<br />

Ebü'l-Berekât İbn-ül-Müstevfî, Tarih-i İrbil isimli eserinde; "Şeyh Adiyy bin Müsâfir'i<br />

gördüğümde, ben daha çocuktum. O mübârek zât, orta boylu, esmer renkli ve çok fazîletli idi.<br />

Onun üstünlüğü ve güzel ahlâkı ciltlerce yazılsa anlatılamaz." demektedir.<br />

İbn-ül Ehdel; "Onun çok kerâmetleri görüldü. Kükremiş bir arslanın yanında onun ismi<br />

söylense arslan durur, onun duâsı sebebiyle deniz dalgaları, Allahü teâlânın izniyle sükûnet<br />

bulurdu." demektedir.<br />

Adiyy bin Müsafir önceleri dağlarda, ovalarda, sahralarda dolaşır, nefsini ıslâha çalışırdı.<br />

Uzun seneler, böyle yaşadı. Öyle hâl sâhibi oldu ki, vahşî ve yırtıcı hayvanlar kendisine bir<br />

şey yapmazdı. Daha sonra Musul civârında, Hekkariyye Dağı denilen bir yerde, büyük bir<br />

dergâh yaptırdı. Çeşitli yerlerden insanlar akın akın oraya gelip, ilim ve edeb öğrendiler.

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!