22.03.2018 Views

Evliyalar Ansiklopedisi - Turkiye Gazetesi Yayinlari

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

eyle.”<br />

Zekeriyyâ Ensârî çeşitli zamanlardaki sohbetleri sırasında buyurdu ki: “Hayâ iki çeşittir: Dînî<br />

hayâ, Allahü teâlânın yapılmasını yasakladığı şeyleri yapmaktan duyulan hayâ utançtır. Tabiî<br />

veya nefsî hayâ ise, yapılıp yapılmamasında kişinin kendi reyine bırakılan hususlardır.<br />

Meselâ kişinin kendisine yakışmayan elbise ile sokağa çıkması, şahsî ve nefsî arzûlara<br />

dayanan hayâ, bir çeşit utanç duygusudur.”<br />

“Kelimenin yerini hakkıyla vermeden, o kelimeyi kullanmamalısınız. Zîrâ söz, yayından<br />

çıkan bir oka benzer. İnsandan yerinde olmayan bir söz çıkarsa, insan ona mahkûm, söz<br />

insana hâkim olur.”<br />

“Ey insan! Dilini tut ve ona kement vur. Seni sokmasın. Çünkü o bir yılandır. Kabir,<br />

kendi dillerinin kurbanlarıyla doludur. Bu kurbanlar öyle kimselerdi ki, babayiğitler<br />

bile kendileriyle karşılaşmaktan çekinirlerdi.”<br />

“Evliyânın sohbetlerine katılmayan ve gitmeyen bir fıkıh âlimi, yenen katıksız ekmeğe<br />

benzer.”<br />

“Beni kınayan bir kimse, benim tattığım zevki ve aşkı tatmış olsaydı, benimle birlikte âşık<br />

olurdu. Ne yazık ki, benim tattığımı tatmamıştır.”<br />

Oğluna nasîhat ederken de buyurdu ki:<br />

“Ey oğlum! Şunu bil ki, eski sâlih kişiler açlık yoluyla dillerine hâkim olurlardı. Şimdi evliyâ<br />

olan fakirlerin elinde ve yolunda yetişmeyen kimseler, bu yolu da bir çıkmaza soktular. Ey<br />

evlâdım! Bu yolu ehlinden öğrenmelisin.”<br />

Zekeriyyâ Ensârî çeşitli konulara dâir birçok eser yazdı. Bunlardan bâzıları şunlardır: 1)<br />

Şerhu Muhtasar-ül-Müzenî, 2) Hâşiyetün alâ Tefsîr-il-Beydâvî, 3) Ed-Dürer-üs-Seniyye,<br />

4) Şerhu Minhâc-ül-Vusûl ilâ İlm-il-Usûl, 5) Şerhu Sahîh-i Müslim.<br />

GÖREN GÖZLER<br />

Ramazân-ı şerîfin son on gününde, Zekeriyyâ Ensârî Câmi-ül-Ezher’de îtikâfta bulunurdu. Bu sırada<br />

Şamlı bir tüccar geldi. Zekeriyyâ Ensârî’ye; “Gözlerim görmüyor, herkes, sen duâ edersen, Allahü<br />

teâlânın senin duânı kabûl edeceğini, senin duân hürmetine gözlerimin açılacağını söylediler.” dedi.<br />

Zekeriyyâ Ensârî, Allahü teâlâya onun gözlerinin görmesi için duâ etti. O tüccara da; “Allahü teâlâ<br />

duâmı kabûl etti. Fakat sen buradan ayrıldıktan bir süre sonra gözlerin açılacak.” dedi. Tüccar<br />

kalmakta ısrar edince, Zekeriyyâ Ensârî; “Eğer gözlerinin görmesini istiyorsan buradan gitmen<br />

gerekiyor.” dedi. Tüccar bunun üzerine oradan ayrıldı. Gazze’ye gelince gözleri açıldı. Bir mektup<br />

yazarak gözlerinin açıldığını Zekeriyyâ Ensarî’ye bildirdi. Zekeriyyâ Ensârî ona cevap olarak; “Eğer<br />

Mısır’a gelirsen tekrar gözlerin kapanır.” diye bir mektup yazdı. Tüccar vefât edinceye kadar<br />

Kudüs’te kaldı.”<br />

RÜYÂYI ANLAT<br />

Abdülvehhâb-ı Şa’rânî şöyle anlattı: “Bir gün ben Buhârî Şerhi'ni mütâlaa ediyordum. O sırada<br />

Zekeriyyâ Ensârî; “Dur! Bana bu gece gördüğün rüyâyı anlat bakalım.” dedi. Ben o gece rüyâmda bir<br />

gemide bulunuyordum. Geminin yelkenleri, halatları, yaygıları ve koltukları ipektendi. İmâm-ı Şâfiî<br />

bir koltukta oturuyordu. Zekeriyyâ Ensârî ise İmâm-ı Şâfiî’nin sol tarafında bulunuyordu. İmâm-ı<br />

Şâfiî’nin elini öptüm. Gemi yoluna devâm ediyordu. Gemi nihâyet bir adada durdu. Adadaki<br />

ağaçların meyveleri denize doğru sarkmıştı. Rüyâmı ona anlattığım zaman; “Eğer rüyân doğru ise,<br />

ben İmâm-ı Şâfiî’nin kabrinin yakınında bir yerde defnedilirim.” dedi. Zekeriyyâ Ensârî vefât ettiği<br />

zaman Bâb-un-nasr denilen yerde onun için kabir hazırlattılar ve oraya götürdüler. Benim bu<br />

rüyâmdan haberi olan iki kişi bana rüyân doğru çıkmadı diyorlardı. Biz bu hâlde iken, Mısır’da

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!