22.03.2018 Views

Evliyalar Ansiklopedisi - Turkiye Gazetesi Yayinlari

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

tâyin etti. İbn-i Mülakkın’ın vefâtından sonra, Sâbikiyye Medresesinde fıkıh müderrisi oldu.<br />

Zekeriyyâ Ensârî, ilimde akranları arasında yüksek mertebeye ulaştı. Behce üzerine yaptığı<br />

şerhi, hocasının yanında elli yedi defâ okudu. Vaktini ders okutmak, kitap mütâlaa etmek,<br />

fetvâ vermek, eser yazmak, kâdılık ve mühim vazifelerle meşgûl olmak sûretiyle geçirdi.<br />

Faydasız işlerle hiç meşgûl olmazdı. Vakar sâhibiydi.<br />

Hadîs, fıkıh, tefsîr gibi naklî ilimlerde ve aklî ilimlerde derin âlim olan Zekeriyyâ Ensârî,<br />

tasavvuf yolunda yüksek bir velî oldu. İlmi ve güzel ahlâkıyla insanlara faydalı olmaya<br />

başladı. Bu yüzden her beldeden ilim tâlipleri, ders almak için onun yanına geldiler. Allahü<br />

teâlâ onun ömrünü uzun eyledi. Zekeriyyâ Ensârî’ye, talebelerinin ve onların talebelerinin<br />

şeyhülislâm olduğunu görmek nasîb oldu. Zekeriyyâ Ensârî’den ilim öğrenmiş olan büyük<br />

âlimlerden bâzıları şunlardır: Cemâlüddîn Abdullah Sûfî, Nûreddîn Mahallî, İmâm Meclî,<br />

Fakih Ümeyre Berlisî, Kemâlüddîn ibni Hamza Dımeşkî, Behâuddîn Fâsî, Haleb bölgesi<br />

müftîsi Bedrüddîn ibni Süyûfî, Şihâbüddîn Hımsî, Bedreddîn Alâî el-Hanefî, Şemsüddîn<br />

Şiblî, Abdülvehhâb-ı Şa’rânî, Şihâbüddîn Remlî, Şemsüddîn Remlî, Şihâbüddîn ibni Hacer<br />

Heytemî, Sâlih Cemâlüddîn Yûsuf, Şemsüddîn Hatîb Şirbînî el-Mısrî, Allâme Nûreddîn<br />

Nesefî el-Mısrî ve başka birçok âlim.<br />

İnsanlara İslâmiyetin emir ve yasaklarını anlatıp onların dünyâda ve âhirette saâdete,<br />

kurtuluşa kavuşmaları için çalışan Zekeriyyâ Ensârî hazretleri, herkesle iyi geçinip hizmet<br />

etti.<br />

Kâdı’l-kudât olmadan önce günlük kazancı üç bin dirhemdi. Çok kıymetli kitaplar topladı.<br />

Sohbetlerinden ve sözlerinden çok istifâde edildi. Gece-gündüz ilim ve amelle meşgûl oldu.<br />

Yaşı çok ilerlemiş olmasına rağmen Sahîh-i Buhârî’yi şerh edip, daha önce yapılmış olan on<br />

şerhi de, kendi yazdığı şerhde topladı. Beydâvî Tefsîri’ne hâşiye yazdı. Okudukları<br />

kitaplardan güzel ve mühim mevzûları yazıp getirenlere mükâfât verirdi. Zekeriyyâ Ensârî<br />

çok hayır yapardı. Kendisinden yaşça ve ilimce küçük birisi ona emr-i mârûfta bulunsa<br />

hemen kabûl ederdi. Ömrünü aslâ zâyi etmedi. Her fazîlet sâhibi kimseyi hased eden olduğu<br />

gibi, onu da hased edenler vardı. Zekeriyyâ Ensârî’nin, sâlih ve velî bir zât olarak şöhret<br />

bulması, Sultan Hoşkadem zamânında olmuştur. Bir gün Sultan, Zekeriyyâ Ensârî'yi ziyâret<br />

etti. Bundan sonra herkes Zekeriyyâ Ensârî’yi ziyârete koştu ve onun şöhreti her tarafa<br />

yayıldı.<br />

Sultan Kayıtbay, Zekeriyyâ Ensârî’yi Kâdı’l-kudât yapmak istedi. O, bu görevi kabûl etmedi.<br />

Lâkin fazla ısrarlara dayanamayarak, istemeye istemeye kabûl etti. Bir süre sonra sultânın<br />

yaptığı bir haksızlığı, açıkça söylediği ve bundan menettiği için bu vazifeden alındı.<br />

Zekeriyyâ Ensârî, Kâdı'l-kudât olduğu için çok üzülürdü. Abdülvehhâb-ı Şa’rânî bu durumu<br />

şöyle anlattı: Bir gün bana, Zekeriyyâ Ensârî; “Hatâ ettim.” dedi. Ben nede hatâ ettiğini<br />

sorunca; “Kâdılığı kabûl etmekde. Çünkü ben daha önce herkesin gözünden uzak, kendi<br />

hâlimde yaşıyordum." dedi. Bunun üzerine ben; “Efendi! Evliyâdan olan bir zâttan işittim,<br />

şöyle buyurmuştu: “Velî bir zâtın kâdılık vazîfesine tâyin edilmesi, insanlar arasında iyiliği,<br />

zühdü, verâsı, keşf ve kerâmetleri yayılınca onun hâlini setreder, onu perdeler.” dedim.<br />

Bunun üzerine Zekeriyyâ Ensârî; “Evlâdım! Elhamdülillah benim bu husustaki üzüntümü<br />

hafiflettin.” buyurdu.<br />

Avâmdan olan halka vâz ve nasîhat eden, ilim okutup talebe yetiştirmekle meşgûl olan<br />

Zekeriyyâ Ensârî hazretleri, sultanlara da emr-i mârûf yapıp nasîhat etti.<br />

Sultan Gavrî’nin yaptığı hatâlı bir iş sebebiyle, Zekeriyyâ Ensârî saraya gitmek için yola<br />

çıktı. Bunu işiten Sultan Gavrî sarayın kapılarını iyice kapattı ve zincirlerle bağlanmasını<br />

emretti. Zekeriyyâ Ensârî bineğine binmiş olarak geldi. Elinde bulunan defteri kapının<br />

üzerinde bulunan zincire vurdu. Zincir parçalanarak açıldı. Zekeriyyâ Ensârî yanındakilerle<br />

berâber saraya girdi. Sultâna uzun uzun nasîhatta bulundu. Sultan yaptıklarına pişmân olarak

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!