22.03.2018 Views

Evliyalar Ansiklopedisi - Turkiye Gazetesi Yayinlari

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

Ezelden ben aşkla yana geldim<br />

Cemalin şemine pervâne geldim<br />

İçüb vahdet şerâbından<br />

Aşkla ben mestâne geldim<br />

Arayı arayı mürşidim buldum<br />

Dergâhına yüzlerim sürdüm<br />

Rızay-ı İlâhîyi mürşidimde buldum<br />

Hak'la ezel devrâna geldim<br />

Yavaş yavaş basar idib<br />

İncinmesün karıncalar<br />

Basdığım hem taş idi<br />

Hak'dan ezel ihsâna geldim.<br />

ZAHÎRÜDDÎN HALVETÎ;<br />

Evliyânın büyüklerinden. İsmi Ali, künyesi Ebü'l-Ferec, lakabı Zahîrüddîn’dir. Harezm’de,<br />

Herat’ta yaşadı. Doğum târihi bilinmemektedir. 1397 (H.800) senesinde Herat civârında<br />

Kazergâh’da vefât etti. Dergâhı bahçesine defnedildi.<br />

Zahîrüddîn Halvetî önce Pîr Seyfeddîn Halvetî’nin sohbetlerine katıldı. On beş sene sonra<br />

hocasının izniyle Pîr Ömer Halvetî hazretlerine talebe oldu. Kendisinden icâzet, diploma aldı<br />

ve insanlara hak yolun bilgilerini öğretmeye memur edildi. Güzel ahlâkı ile meşhur oldu. Çok<br />

güzel Kur’ân-ı kerîm okurdu.<br />

Zeynüddîn Ebû Bekr onun hakkında; “Zahîrüddîn gibi birini bu cihân görmemiştir.” buyurdu.<br />

Kendisi anlatır: “Allahü teâlâ ben âcize kırâat-ı seb’a ile Kur’ân-ı kerîm okumayı nasîb etti.<br />

Bir gece rüyâmda Resûlullah efendimizi gördüm. Bana; “Ey Zahîrüddîn! Gel Kur’ân-ı kerîm<br />

kırâatı nasıl olur sana öğreteyim?” buyurdu. Ben de Efendimizden dinledim.”<br />

Zahîrüddîn Halvetî hazretleri senelerce kimseyle görüşmedi. Bir yere kapanıp başka şeylerle<br />

meşgûl olmaz, ibâdet ederdi. Çok kere su içinde pişmiş birkaç tâne buğday yer, başka bir şey<br />

yemezdi. Ömrünü ibâdetle geçirdi.<br />

1) Lemezât, Üniversite Kütüphânesi, No: 1394, v.132<br />

ZÂKİRZÂDE ABDULLAH EFENDİ;<br />

Anadolu’da yetişen büyük velîlerden. İsmi Abdullah bin Şâban’dır. Mahlası Bîçâre’dir.<br />

Doğum târihi ve yeri bilinmemektedir. 1657 (H.1068) senesinde İstanbul’da vefât etti. Kabri<br />

Üsküdar’daki Karacaahmed mezarlığının ilerisinde bulunan Miskinler kabristanındadır.<br />

Zâkirzâde Abdullah Efendi, Azîz Mahmûd Hüdâyî hazretlerinin talebelerinden Ahmed<br />

Efendiden ilim ve tasavvuf yolunun edebini öğrendi. Tahsîlini tamamladıktan sonra, insanları<br />

doğru yola sevketmek için Manisa’ya gitti. Sonra İstanbul’daki Zeyrek Câmiinde vâz ve<br />

nasîhat etmekle vazîfelendirildi. Bilâhare Ali Paşa Dergâhına şeyh tâyin edildi. Konuşma ve<br />

hitâbet kâbiliyeti çok yüksekti. Tasavvuf yolunun ince meselelerinden bahsederdi. Vâzlarına<br />

uzaktan ve yakından çok kimse gelirdi. Onun zamânında evliyâya dil uzatan çoktu. Zâkirzâde<br />

Abdullah Efendi bir gün kürsîye çıkıp, tenkid edenleri de iknâ edecek tarzda beliğ bir vâz<br />

verdi. Şeyh Osman Fadl ve Selâmi Ali Efendi yetiştirdiği büyük talebelerindendir. Abdullah<br />

Efendinin çok güzel ilâhileri vardır.<br />

İsmâil Hakkı hazretleri, Silsilenâme’sinde, Zâkirzâde Abdullah Efendi hakkında şöyle<br />

anlatmaktadır: “Zâkirzâde Abdullah Efendi, İstanbul’da Ali Paşa dergâhında şeyh, Fâtih ve<br />

Şehzâde câmilerinde Salı vâizi idi. Zeyrek’de bulunan ve kiliseden câmiye çevrilen Zeyrek

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!