22.03.2018 Views

Evliyalar Ansiklopedisi - Turkiye Gazetesi Yayinlari

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

asâsı ile dergâhın avlusunda münâsip bir yeri işâret etti. Orası kazıldığında, fazla derine<br />

inmeden, çok tatlı ve güzel bir su çıktı. Yûsuf Mahdûm, sonra şöyle buyurdu: “Talebeler<br />

belki her zaman su çekecek bir kap bulamazlar, bu sebeple zahmet çekebilirler. Ey su!<br />

Kuyunun ağzına yüksel!” buyurdu. Su, Allahü teâlânın izni ile tam kuyunun ağzına kadar<br />

geldi, fakat bir damla bile taşmadı. Hâlen kuyu, ağızına kadar su dolu hâldedir. Kullanmakla<br />

hiç eksilmeyip, Şirvan halkının îtibâr ettiği ve kıymet verdiği bir sudur.<br />

Yûsuf Mahdûm buyurdu ki: “Tasavvuf büyükleri, Ehl-i sünnet âlimlerinin büyükleridir.<br />

Bunlar, Kitâb ve sünnet ile amel ederler. Hak üzere olmanın iki şâhidi vardır. Biri suverî<br />

diğeri mânevîdir. Suverî olan; emir ve yasakları yerine getirmek sûretiyle İslâm dînine<br />

uymak, Resûlullah efendimizin ahlâkına uymak sûretiyle ahlâkını güzelleştirmektir.<br />

Mânevîsi ise; hocanın, talebeyi suverî mertebesine çıkardıktan sonra, Resûl-i ekreme teslim<br />

etmektir. Hoca, talebesini bâzan rûhânî bâzan cismânî terbiye eder.”<br />

Yûsuf Mahdûm hazretlerinin Âdâb-ül-İrşâd ve Silsilet-ül-Ervâh isminde iki eseri vardır.<br />

Âdâb-ül-İrşâd, yirmi dört fasıldan meydana gelmiştir.<br />

BİR FÂTİHA OKUYALIM<br />

Yûsuf Mahdûm’un evinde, hizmetlerini gören Sucu Muhammed Dede isminde bir zât vardı.<br />

Bunun çocuğu olmuyordu. Birgün Yûsuf Mahdûm’un huzûruna giderek; “Otuz senedir sizin<br />

hizmetinizde bulunuyorum. Bu müddet zarfında, bize hayırlı halef olacak bir oğlumuz<br />

olmadı. Sizden, bir çocuğumuz olması için duâ istirhâm ediyoruz.” dedi. O sırada yağmur<br />

yağıyordu. Yûsuf Mahdûm, ona; “Dede, bize şu yağmur suyundan bir bardak su getir!” dedi.<br />

Muhammed Dede, bir bardak yağmur suyu getirince, Yûsuf Mahdûm hazretleri; “Bir Fâtiha-i<br />

şerîfe okuyalım. Fâtiha-i şerîfe ile nice kapalı kapılar açılır. Murâdlarına kavuşamamış<br />

olanlar, murâdlarına kavuşurlar. Bu sudan üçer yudum içersiniz, inşâallah murâdınıza nâil<br />

olursunuz.” buyurdu.<br />

Dede Efendi ile hanımı, Yûsuf Mahdûm’un Fâtiha-i şerîfe okuduğu yağmur suyundan üçer<br />

yudum içtiler. Bir süre sonra hanımı hâmile oldu. Ancak çocukları âmâ olarak dünyâya geldi.<br />

Çocuğun gözünün açılması için doktorlara mürâcaat ettiler ve çok ilâç kullandılar. Fakat bir<br />

netice alamadılar. Sonra Dede Efendi, doğruca gidip durumu Yûsuf Mahdûm hazretlerine<br />

anlattı. O da; “O çocuk benim oğlumdur. O büyüyünce, inşâallahü teâlâ ilmi ile amel eden<br />

kâmil bir insan olacaktır. Onu bana getirin.” dedi. Muhammed Dede, oğlunu Yûsuf<br />

Mahdûm’a getirdi. Yûsuf Mahdûm, çocuğun sağ kulağına ezân-ı Muhammedî okudu. O ânda<br />

çocuğun sağ gözü görmeye başladı. Sol kulağına ikâmet okuyunca, sol gözü de görmeye<br />

başladı. Çocuk büyüdüğü zaman, Yûsuf Mahdûm hazretlerinin buyurduğu gibi kâmil bir<br />

insan oldu.<br />

FÂTİHA-İ ŞERÎFE<br />

Yûsuf Mahdum adında, vardı ki bir evliyâ,<br />

Duâları müstecap, olurdu ekseriyâ.<br />

Var idi hizmetini, gören bir adamları,<br />

Adı Mehmed Dede'ydi, olmazdı çocukları.<br />

Hem kendi, hem hanımı, buna üzülürlerdi,<br />

"Hak teâlâ bize de, çocuk verse." derlerdi.<br />

Geldi bir gün Yûsuf-ü Mahdum'un huzûruna,<br />

Ve bu üzüntüsünü arz etti şöyle ona:

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!