22.03.2018 Views

Evliyalar Ansiklopedisi - Turkiye Gazetesi Yayinlari

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

incelik hissetti. Allahü teâlânın nîmetlerinden gâfil olduğunu düşündü. Tövbe etti. Sabah<br />

olunca, Yûsuf-i Kâmitî bunun yanına geldi. Bu da geceki hâlini anlattı. Yûsuf-i Kâmitî;<br />

“Yalan söyleyen, çirkin ve zelîl olsun!” buyurdu. O zât “Âmin!” dedi. Bir müddet sonra, o<br />

zâtın yanına kötü insanlar geldi. O da bunların tesiriyle, tövbe etmeden önceki hâline döndü.<br />

Sabah olunca, Yûsuf-i Kâmitî gelerek buna; “Ey zavallı! Sana yazıklar olsun. Biz sana, yalan<br />

söyleyen çirkin ve zelîl olsun demedik mi? Sen de buna “Âmin!” demedin mi? Çok zarar<br />

edeceksin. Hüsrâna düşeceksin. Sermâyeni kaybedeceksin. Yatak üzerinde bir sene<br />

kalacaksın.” dedi. Nitekim kısa zamanda bu kimsenin işleri bozuldu. Hanımı vefât etti.<br />

Çocukları onu terketti. Kendisi, hayır sâhiplerinin elinde kaldı. Çok şiddetli bir hastalığa<br />

yakalandı. Bir sene boyunca yataktan hiç kalkmamak üzere hasta yattı. Sonra yakınlarına;<br />

“Beni, Yûsuf-i Kâmitî’nin geçeceği yolun üzerine yatırınız.” dedi. Onlar da, Yûsuf-i<br />

Kâmitî’nin geçeceği yol üzerine bunu yatırdılar. O da, oradan geçerken bunu gördü. Yanında<br />

durup; “Ey filân! Kendini, hâlini nasıl buluyorsun?” dedi. “Ey efendim! Tövbe üzereyim.<br />

Tövbe ettim.” dedi. Yûsuf-i Kâmitî; “Şimdi tövbe ediyorsun. Yine tövbenden döneceksin<br />

değil mi?” buyurunca; “Hayır! Kendisinden başka ilâh bulunmayan Allahü teâlâya yemîn<br />

ederim ki, tövbemden dönmeyeceğim.” dedi. Yûsuf-i Kâmitî; “Allahü teâlâdan dilerim ki,<br />

seni bu hâlden eski sıhhatine kavuştursun ve hâlini hayra tebdîl eylesin (çevirsin!)” buyurup<br />

gitti. Bundan sonra, bir senedir hiç ayağa kalkamamış olan bu kimse ayağa kalkıp evine gitti.<br />

O hastalığından hiçbir eser kalmadı. Yûsuf-i Kâmitî’nin duâsı bereketi ile sayısız nîmetlere<br />

kavuştu ve önde gelen talebelerinden oldu.<br />

İYİLEŞEN ÇOCUK<br />

Sirâc anlatır: “Dedemin yakınlarından birinin bir oğlu vardı. Bu çocuk, yaratılış bakımından<br />

ve ahlâk bakımından çok güzel ve kıymetli idi. Bir zaman bu çocuk, çâresi bulunmayan<br />

şiddetli bir hastalığa yakalandı. Her ne yapıldı ise derdine devâ bulamadılar. Nihâyet bâzıları<br />

bu zâta; “Yûsuf-i Kâmitî'ye git! O belki bir çâre bulur. O çok yüksek bir zâttır” dediler. O da,<br />

kalkıp Yûsuf-i Kâmitî’nin yanına geldi. Onu kalabalık bir cemâatin ortasında buldu. Orada<br />

bulunanlar ona suâller sorup, cevap alıyorlardı. Bu kimse, son tarafta bir yere oturdu. Fakat<br />

onun hâlinden haberdar olan Yûsuf-i Kâmitî, eliyle işâret ederek ve ismi ile hitâb ederek; “Ey<br />

filân! Allahü teâlânın izni ile oğlunuzun yanına varınız. Onu alıp bir ara bize uğrarsınız.”<br />

buyurdu. O çocuğun babası şöyle anlatır: “Yûsuf-i Kâmitî böyle söyleyince hemen geri<br />

evime geldim. Oğlumun sapasağlam olduğunu, eski hastalığından bir şey kalmadığını<br />

gördüm. Öyle ki, neredeyse onu tanıyamayacaktım. Gözlerime inanamıyordum. “Ey oğlum!<br />

Allahü teâlâ, Yûsuf-i Kâmitî’nin bereketi ile bize âfiyet verdi.” dedim. Oğlum da; “Ben de<br />

nasıl iyi olduğumu anlayamadım. Hastalığın verdiği hâlsizlik ile kendimden geçerek<br />

uyumuştum. Uyandığımda hiçbir şeyimin kalmadığını hissettim. Şimdi gördüğünüz gibiyim.”<br />

diyordu. Tanıdıklar ve komşular da gelip bu hâle çok hayret ve teaccüb ettiler.”<br />

1) Câmiu Kerâmât-il-Evliyâ; c.2, s.292<br />

2) Şezerât-üz-Zeheb; c.5, s.289<br />

3) İslâm Âlimleri <strong>Ansiklopedisi</strong>; c.9, s.315<br />

YÛSUF MAHDÛM;<br />

Evliyânın büyülerinden. Künyesi Ebü'l-Füyûzât, lakabı Ziyâüddîn’dir. Babasının ismi Ali<br />

Fâzıl’dır. Doğum târihi bilinmemektedir. 1485 (H.890) senesinde Şirvan’da vefât etti.<br />

Yûsuf Mahdûm’un babası Ali Fâzıl, Şirvan’ın Kâdı’l-Kudâtı ve zamânının önde gelen

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!