22.03.2018 Views

Evliyalar Ansiklopedisi - Turkiye Gazetesi Yayinlari

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

ziyârete geldiğin zaman önce bineğini bağla, içeriye öyle gir. Bize eziyet etme!” buyurdu.<br />

Yûsuf el-Gürânî, çeşitli eserler de yazmıştır. Risâletü Rayhânet-il-Kulûp fit-Tevessüli ilel<br />

Mahbûb, Beyânü Esrâr-it-Tâlibîn fit-Tesavvufi, Bedî'ul-İntikâs-fî Şerh-il-Kavâfi fis-Selâs<br />

bunlardan bâzılarıdır.<br />

BİRİSİNİ ÖLDÜRMÜŞSÜN<br />

Yûsuf el-Gürânî'nin yanına gelip, dergâhta üç seneye yakın kalan biri vardı. Bu kimse<br />

devamlı Allahü teâlâya giden yolu taleb ederdi. Yûsuf el-Gürânî ona hiç iltifât etmezdi. Bir<br />

gün o şahsı yanına çağırarak; “Ey benim evlâdım! Ben bu gece bir cana kıydım, onun cesedi,<br />

bu torbanın içindedir. Benim senden isteğim şudur: Bu torbayı alıp, bu gece falan yere götür.<br />

Orada bir tepe vardır. Oraya göm gel. Bu işi yaparsan sana birçok altın veririm.” dedi. O<br />

şahıs da Yûsuf el-Gürânî’nin dediğini yaptı ve torbayı gömdü. Bu durumdan kimsenin haberi<br />

olmadı. İki gün sonra Yûsuf el-Gürânî talebelerine, o şahsı dergâhdan çıkarmalarını emretti.<br />

Bir süre sonra, o şahıs durumu vâliye anlattı. Vâlinin adamları Yûsuf el-Gürânî’nin yanına<br />

gelerek; “Sen birisini öldürmüşsün. Biz öldürdüğün kişiyi gömdürdüğün yeri biliyoruz.”<br />

dediler. Bunun üzerine Yûsuf el-Gürânî talebelerinden bir kısmına; “Siz de onlarla gidin ve o<br />

tepedeki yeri açın, bakalım ne çıkacak?” dedi. Talebeleri ve vâlinin adamları şikâyet edenin<br />

gösterdiği yeri kazdılar. Çıkan torbayı açtıklarında, içinde bir koyun olduğunu gördüler.<br />

Sonra o şahsı, Yûsuf el-Gürânî’nin yanına götürdüler. Yûsuf el-Gürânî ona; “Bir sırrı<br />

saklayamayan, Allahü teâlâya nasıl kavuşur?” dedi.<br />

1) Tabakât-ül-Evliyâ; s.492<br />

2) Câmiu Kerâmât-il-Evliyâ; c.2, s.293<br />

3) Tabakât-üş-Şa’rânî; c.2, s.76<br />

4) Hüsn-ül-Muhâdara; c.1, s.302<br />

5) Dürer-ül-Kâmine; c.4, s.462<br />

6) Mu’cem-ül-Müellifîn; c.13, s.313<br />

7) Nücûm-üz-Zâhire; c.11, s.94<br />

8) Esmâ-ül-Müellifîn; c.2, s.557<br />

9) Keşf-üz-Zünûn; c.1, s.260, 940<br />

10) Brockelmann Gal-2, s.205, Sup.2, s.282<br />

11) İslâm Âlimleri <strong>Ansiklopedisi</strong>; c.11, s.184<br />

YÛSUF BİN ABDÜRRAHÎM AKSÛRÎ;<br />

Evliyânın meşhûrlarından. Künyesi Ebü'l-Haccâc el-Kuraşî el-Mehdevî’dir. Doğum târihi<br />

bilinmemektedir. Mısır'ın Aksûr bölgesinde yerleşmiş ve orada 1244 (H.642) senesinde vefât<br />

etmiştir. Kabri Aksûr’da olup, bilinmekte ve ziyâret edilmektedir. Hocası Şeyh<br />

Abdürrezzâk’tır. Tasavvufta yetişmiş, sözleri ve hâlleri meşhûr bir zât idi. Çok talebesi vardı.<br />

Tasavvuf yolunda ilerlemek isteyenler için şöyle buyurmuştur: “Bu yola girmek isteyenleri<br />

bize gönderiniz. Eğer o kimse sâdık ise, onu maksada kavuştururuz. Şâyet gâfil ise, onu<br />

uzaklaştırırız. Böylece sâdık olanlara da zararlı olmasın. Çünkü böyleleri, başka şeyleri<br />

kendine perde yapmıştır. Mahbûba, Allah’a kavuşamaz.”

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!