22.03.2018 Views

Evliyalar Ansiklopedisi - Turkiye Gazetesi Yayinlari

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

Yazıcızâde Muhammed Efendi ve kardeşi Ahmed-i Bîcân, önce babalarından ders okudular.<br />

Sonra Muhammed Efendi, tahsîlini kemâle erdirmek üzere birçok yerler dolaştı. İran ve<br />

Mâverâünnehr’e giderek, Haydar Hâfî ve Zeynel Arab gibi meşhûr âlimlerden okudu. Arabca<br />

ve Farsçayı iyi öğrenip; tefsîr, hadîs, kelâm, fıkıh ilimlerinde yetişti. Tahsîl hayâtını kendisi<br />

şöyle anlatır:<br />

“Hem üstâdım benim Zeynel Arabdı,<br />

Kim içi dışı ilim ile edebdi.<br />

Çü himmet etti erdim ona ön ben,<br />

Erişdim Haydar-ı Hâfî’ye son ben.<br />

Ara yerde çok etdim istifâde,<br />

Hem ön, son kim ki etdiyse ifâde.”<br />

Yazıcızâde Muhammed Efendi, asıl mânevî feyzi, Hacı Bayram-ı Velî hazretlerinden aldı.<br />

Hacı Bayram-ı Velî, Sultan İkinci Murâd Hânın dâvetine uyarak Edirne’ye gitti ve orada bir<br />

müddet kaldı. Sonra Ankara’ya döndü. Gidiş ve dönüşte uğradığı Gelibolu’da Yazıcızâde<br />

Muhammed Efendi ve kardeşi Ahmed-i Bicân’ı gördü. Onlarla görüşüp, sohbetle irşâdda<br />

bulundu. Kısa zamanda ikisi de velîlik derecelerine kavuştular. Yazıcızâde Muhammed<br />

Efendi, eserinde hocasından hürmetle bahsederek şöyle dedi:<br />

“Cihânın kutb u mâh-ı Hâcı Bayram,<br />

Cihânın şeyhi Şâhı Hâcı Bayram.<br />

Çü Şeyhim bu sözü işrâb kıldı,<br />

Sözünü cânıma mihrâb kıldı.<br />

Selâmullah erişsin size yâ Şeyh,<br />

Tükenmez himmet eylen bize yâ Şeyh.<br />

Yazıcızâde Muhammed Efendi, bir ara Konya muzafferiyetini bildirmek için Sultan Murâd-ı<br />

Hüdâvendigâr Gâzî tarafından sefâretle Mısır’a gönderildi. Sonra Gelibolu’ya dönüp, ömrünü<br />

ibâdet ve tefekkürle geçirdi. Eserler yazdı. Îtikâf ve inzivâ hâliyle yaşadı. Gelibolu’da<br />

namazgâh yöresinde, Hamza köyü sâhillerinde büyük bir kayaya oyulmuş, birbiri içinden<br />

geçilen iki küçük hücrede ibâdet ve tefekkürle meşgûl oldu. Bu hâlini şöyle bildirdi:<br />

“Meğer günlerde bir gün emr-i takdîr,<br />

Oturmuşdum Gelibolu’da sırra.<br />

Elimi çekmiş idim cümle halkdan,<br />

Dilimde zikr idi kalbimde zikrâ.<br />

Yazıcızâde Muhammed Efendi, çok ibâdetle meşgûliyeti yanında, eserler de yazdı. Meşhûr<br />

Muhammediyye adlı eserini yazmadan önce, Arabca olarak Megârib-üz-Zeman’ı yazdı.<br />

Kardeşi Ahmed-i Bicân’a: “Şimdi sen dahî, bu kitab ki Megârib-üz-Zeman’dır, Türkçeye<br />

çevir. Tâ kim bizim ilin kavmi maâriften ve envâr-ı ilimden fayda görsünler.” diye ricâda<br />

bulundu. O da Türkçeye çevirip Envâr-ül-Âşıkîn adını verdi.<br />

Muhammediyye ve Envâr-ül-Âşıkîn, biri nazım ve diğeri nesir, olup her ikisi de Megârib’in<br />

Türkçe’ye tercümesidir. Yazıcızâde Muhammed Efendi, Megârib-üz-Zeman ve<br />

Muhammediyye’sini, rüyâsında Peygamber efendimizi görmesi ve O’nun irşâd ve işâret<br />

vermesiyle yazdı. Bu durumu kendisi şöyle anlattı:<br />

“Sana ol vermiş idi bu kitâbı,<br />

Pes ilt ona geri iş bu kitâbı,<br />

O, cümle kâinâtın âfitâbı (güneşi),<br />

Çün emr etti bana düzdüm kitâbı.”<br />

Yazıcızâde Muhammed Efendi, Muhammediyye’si ile şöhret buldu. Muhammediyye,

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!