22.03.2018 Views

Evliyalar Ansiklopedisi - Turkiye Gazetesi Yayinlari

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

okumak, on gecede bir hatm-i şerîf etmek, Muharrem-ül-haram ayının onunda Müslim-i<br />

şerîf'i hatmetmek, Muharremin ilk on günü ile, Pazartesi, Perşembe ve her ayın on üç, on<br />

dört ve on beşinci günleri oruç tutmak, her gün öğle namazından sonra tefsîr, hadîs ve<br />

Mektûbât-ı İmâm-ı Rabbânî ve diğer tasavvuf kitaplarını okutmak Abdürreşîd Sâhib<br />

hazretlerinin âdet-i şerîfeleri idi.<br />

Mekke-i mükerremede kaldığı sırada pekçok talebe yetiştirdi. Oğlu Şâh Muhammed<br />

Ma'sûm-i Ömerî en ileri gelen talebelerindendir.<br />

1) Hadîkat-ül-Evliyâ; s.144<br />

2) Makâmât-ı Ahyâr; s.86<br />

3) Tam İlmihâl Seâdet-i Ebediyye; s.1034<br />

4) Zikr-üs-Saîdeyn<br />

ABDÜRREZZÂK ALİ EFENDİ;<br />

Anadolu evliyâsından. 1842 (H.1258) yılında Erzurum'da doğdu. Babası Erzurum<br />

Nakîb-ul-eşrâfından olup, seyyidlerden Gadâyîzâde Muhammed Efendidir. Nesebi<br />

Peygamber efendimize ulaşır. İlimde çok kuvvetli olduğundan, İlmî mahlasını kullanırdı.<br />

Abdürrezzâk Efendi tahsil çağına gelince, ilk önce ağabeyi Muhammed Efendiden okumaya<br />

başladı. 14 yaşından îtibâren babası Muhammed Efendinin mânevî terbiyesi altına girdi. Aynı<br />

zamanda medreselerde okunan ilimleri de bitirerek İbrâhim Paşa Medresesi müderrislerinden<br />

Solakzâde Ahmed Tevfik Efendiden icâzet, diploma aldı. Tahsîlini tamamladıktan sonra<br />

Ahmediyye Medresesinde ders okutmaya başladı.<br />

Abdürrezzâk Ali Efendi, Tasavvuf yolunda da ilerlemek için bir mürşid-i kâmilin talebesi<br />

olmak istedi ve Şeyh Hakkı Erzurum'a gelince onun sohbetlerine devâm etti. Şeyh Hakkı<br />

hazretlerinin vefâtına kadar hizmetinde bulundu. Sonra tekrar talebe yetiştirmeye başladı.<br />

Tefsîr ilminde çok derin âlimdi. Rûhul Beyân Tefsîri'ni birkaç defâ baştan sona talebelerine<br />

okuttu.<br />

Abdürrezzâk Ali Efendi, orta boylu, sakalının kırı az, ince, zayıf, sevimli, nâzik, kibâr bir<br />

zâttı. Babasının vefâtından sonra Nakîb-ul-eşrâf oldu. Erzurum'da ikâmet eder, üç-dört<br />

senede bir Ramazan ayında İstanbul'a giderdi. Çeşitli câmilerde vâz ve nasîhatlarda bulundu.<br />

Sümbül Sinan Efendinin mânevî işâreti ile kendisine ayrılan odada elli sene kaldı ve ibâdetle<br />

meşgûl oldu. Sözleri çok tesirli idi. Dinleyenler huzur bulurdu. Kimseye halîfelik vermedi.<br />

1907 (H.1325)'de Erzurum'da vefât etti. Büyük Câminin bahçesine defnedildi. Ali Efendinin<br />

Halal ve Haram Risâlesi, Musâvât-ı Aded-i Hurûfât, Manzûme-i Nüfûs-ı Seb'a adlı<br />

eserleri yanında bir de Dîvân'ı vardır. Hiçbirisi matbû değildir.<br />

Abdürrezzâk Ali Efendi buyururdu ki:<br />

"Kalbi Allahü teâlânın sevgisi ile diri olanın ölümü hayattır. Kalbi nefsin arzuları ile ölmüş<br />

olanın hayâtı ölüdür."<br />

"Ölüm, ölmeden önce ölünüz, sırrına eren âşıklara rahmet, devlet, seâdet, izzettir."<br />

Abdürrezzâk Ali Efendi, Allahü teâlânın aşkı ile çok güzel şiirler söylemiştir.<br />

Bunlardan birisi:<br />

Cemâlullaha olan âşık hevâ ile sivadan geç<br />

Karışma fi'l-i Hakka ey gönül çûn-u-çirâdan geç.

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!