22.03.2018 Views

Evliyalar Ansiklopedisi - Turkiye Gazetesi Yayinlari

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

emrini dinlemesini söyledi. Seyyid Yahyâ bu hususta; “Bu bir sene, bana öyle zor geldi ki,<br />

helâk olacaktım.” buyurdu. Bir sene sonra Sadreddîn hazretleri, Seyyid Yahyâ’ya baba-oğul<br />

münâsebetlerine göre hareket edip, babasının emrini dinlemesini söyledi. Seyyid Yahyâ<br />

Şirvânî, bir zaman sonra Sadreddîn-i Hamevî’nin dâmâdı oldu.<br />

Seyyid Yahyâ hazretleri, Şeyh Sadreddîn hazretleri hayatta olduğu müddetçe ona canla başla<br />

hizmet etti. Şeyh Sadreddîn hazretleri vefât etmezden önce bütün talebelerini ve sevdiklerini<br />

toplayıp onlardan söz aldı ve Seyyid Yahyâ’ya tâbi olmalarını bildirdi. Seyyid Yahyâ<br />

hazretleri hocasının vefâtından sonra Şirvan yakınındaki Şemâhî’de, sonra da Bakü’ye<br />

giderek orada ikâmet etti. On binden fazla talebesi oldu. Bunlardan üç yüz altmışı velîliğin<br />

yüksek derecelerine çıktı.<br />

İbrâhim Gülşenî anlatır: “Seyyid Yahyâ hazretleri talebeleriyle birlikte Bakü’den Şirvan’a<br />

giderken bir ulak, haberci gelip Seyyid Yahyâ hazretlerinin arabasının atlarını almak istedi.<br />

Oradakiler de mâni olmaya çalıştılar. Lâkin haberci aldırış etmeyip atları arabadan çözmeye<br />

başladı. Talebelerden Baba Kutb adında biri, Seyyid Yahyâ hazretlerine hitâben; “Efendim!<br />

Siz niye seslenmiyorsunuz?” diye söyleyip arabanın bir ağacını aldı ve haberciyi dövmeye<br />

başladı. Seyyid Yahyâ hazretleri bırak dediyse de Baba Kutb aldırış etmeyip haberciyi<br />

dövmeye devâm etti. Netîcede haberci onlara; “Sizin reisiniz kim?” diye bağırınca,<br />

oradakiler; “Seyyid Yahyâ hazretleridir.” dediler. Adam hemen onun yanına koşup pişman<br />

olduğunu arzetti ve af diledi. Seyyid hazretleri affedip, duâ etti. Sonra haberci oradan ayrıldı.<br />

O zaman Seyyid Yahyâ hazretleri, Baba Kutb’a dönüp; “Otuz yıldır yanımıza gelip gidersin.<br />

Lâkin bir kıl ucu kadar bizden istifâde etmemişsin.” buyurarak azarladı. Sonradan Seyyid<br />

Yahyâ hazretleri, sözünü dinlemeyenlere Baba Kutb’un bu işini misâl verirdi.<br />

Seyyid Yahyâ hazretleri çok sıcak aylarda azıksız ve susuz sahralara çıkar, oralarda günlerce<br />

kalır, ibâdetle meşgûl olurdu. Halvet, yalnız olarak tenhâ bir yerde kalmak ve ibâdet yapmak<br />

değişmez husûsiyetlerindendi.<br />

Şeyh Mansûr anlatır: “Bir târihte Seyyid Yahyâ hazretleriyle birlikte kırk günlük yalnız<br />

olarak bir ibâdete başladık. Onun on iki günde bir abdestini yenilediğine ve üç defâ da iftar<br />

ettiğine şâhid oldum.”<br />

Seyyid Yahyâ Şirvânî hazretleri ömrünün sonlarında devamlı Allahü teâlâya ibâdet eder, bir<br />

şeyler yemezdi. Oğlu Emîr Gülle bir gün yemek pişirip getirdi. İftâr etmelerini ricâ etti.<br />

Seyyid Yahyâ hazretleri oradaki talebelerini çağırttı. “Bismillâh deyip başlayın.” buyurdu.<br />

Kendisi bir kaşık aldı, kokladı ve yemeği geri koydu. Kaşık elinde bekledi. Talebeleri yemeği<br />

bitirdi. Yemek bitince; “Elhamdülillah” deyip, kaşığı bıraktı. Talebelerine; “Lokman Hakîm<br />

nice seneler bir yemeğin kokusu ile yetinmişti. Ben de bu bir lokma yemeğin kokusu ile<br />

yetinsem yeridir.” buyurdu.<br />

Kendisine, Allahü teâlânın uzun ömür vermesi için duâ edenlere; “Beyimiz Halîl’e duâ edin<br />

ki, benim ömrüm onun yaşaması iledir.” derdi. Hakîkaten o beldenin beyi Halîl Efendi vefât<br />

ettikten dokuz ay sonra da Seyyid Yahyâ Şirvânî hazretleri vefât etti.Vefâtlarına yakın altı ay<br />

hiç yemek yemedi, su içmedi. Hep ibâdetle meşgûl oldu.<br />

Sevdiklerine; “Üstâd, tâliblere tövbe ve istiğfârı ve yolun edeplerini öğretmek için lâzımdır.”<br />

buyururdu.<br />

Kendisine tasavvuf yoluna nasıl ulaşılır diye sordular. O; “Tasavvuf yoluna açlık, tefekkür ve<br />

hayretle kavuşulur.” buyurdu.<br />

Seyyid Yahyâ hazretleri vefât ettikten sonra sevdikleri onu rüyâda gördüler ve; “Allahü teâlâ<br />

size ne muâmele etti.” diye sordular. O da; “Allahü teâlâ beni arş-ı âlâ altında bir yaygı<br />

üzerine oturmamı nasîb edip etrâfıma iyi kimselerin rûhlarını topladı ve bana hitâb edip; “Ey<br />

Yahyâ! Dünyâda talebelerin ile toplanıp okuduğun dersleri şimdi bu Cennetliklerle oku.

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!