22.03.2018 Views

Evliyalar Ansiklopedisi - Turkiye Gazetesi Yayinlari

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

"Yaycıda maya yok!" dediler.<br />

Bir zaman sonra Yaycı Mustafa birisiyle Ünsî Efendinin huzûruna geldi. Bir ara getirdiği kişi<br />

abdest almak istedi.Yaycı hemen kalkıp ona hizmette bulundu. Bunun üzerine onun kim<br />

olduğu kendisinden soruldukta, hal sâhibi biri olduğunu bildirdi. O zaman Ünsî Efendi ona;<br />

"Yaycı senin gönlünde bunun sevgisi var. Bize olan sevgi dışarı çıkmış. Senin arzun kimde<br />

ise onun hizmetine koş!" buyurdu. Yaycı Mustafa üzgün bir şekilde oradan ayrıldı. Bir daha<br />

görünmedi.Ünsî Hasan Efendinin vefâtlarından dört sene geçtikten sonra Yaycı Mustafa'nın<br />

bozuk yollara düştüğü, yüzündeki nûrun gittiği, haşâ Kur'ân-ı kerîme nazîre yazmaya bile<br />

cür'et ettiği görüldü, sonu da helâk oldu.<br />

1) Menâkıb-ı Ünsî Hasan Efendi, Millet Kütüphânesi, Ali Emîrî Kısmı, Şeriyye No: 1081,<br />

SüleymâniyeKütüphânesi Hacı Mahmûd Kısmı, No: 4607, 4718<br />

2) Sefînet-ül-Evliyâ; c.4, s.22<br />

3) İslâm Âlimleri <strong>Ansiklopedisi</strong>; c.17, s.253<br />

4) Osmanlı Müellifleri; c.1, s.28<br />

ÜSTÂD-ÜL-A'ZAM;<br />

Fıkıh âlimlerinden ve evliyânın büyüklerinden. İsmi,Muhammed bin Ali bin Muhammed bin<br />

Ali el-Hüseynî el-Hadramî, künyesi Ebû Ali'dir. Üstâd-ül-a'zam lakabıyla tanınmıştır.Seyyid<br />

olup, hazret-i Hüseyin'in evlâdındandır. 1178 (H.574) senesinde, Arap Yarımadasındaki<br />

Hadramût bölgesinin en meşhûr kasabası olan Terîm'de doğdu. 1256 (H.653) senesinde orada<br />

vefât etti. Bâzı kıymetli risâleleri mevcud olup, Bedâi'u Ulûm-il-Mükâşefât Vet-Tecelliyât<br />

bunlardandır.<br />

Ebû Ali Muhammed bin Ali hazretlerinin, İslâmiyetin inceliklerine bağlılığı ve büyüklük<br />

hâlleri, daha çocuk yaşta kendisinde görülmeye başlamıştı. Diğer çocuklarla birlikte<br />

mektepte okurken bir gün kaylûle, öğleden önce, sünnet olduğundan bir mikdâr uyumak için<br />

yatmıştı. Ezânın okunduğunu duyamadı. Kendisini uyandıran da olmadı. Uyandığında cemâat<br />

farza başlamak üzere idi, müezzin ikâmet okuyordu. Hemen yakındaki kuyuda bulunan<br />

kovaya işâret etti. Kova, Allahü teâlânın izni ile kuyudan içi su dolu çıktı. O da acele ile<br />

abdest alıp, cemâata yetişti.<br />

İslâmın ve müslümanların güzelliklerinin kendisinde görüldüğü, yâni İslâmın ve<br />

müslümanların tam bir nümûnesi ve kıymetli ecdadının büyüklüğünün timsâli olan bu büyük<br />

zât, zamânında bulunan fıkıh âlimlerinin önde gelenlerindendi. Âlimler arasında husûsî bir<br />

yeri vardı. Zâhirî ve bâtınî ilimlerde imâmların imâmı ve velîlik yolunda çok üstün<br />

derecelerin sâhibi idi. İlimde ve tasavvufta çok yüksek olup, engin bir deryâ idi. Kerâmetler<br />

ve fazîletler sâhibiydi. Bir defâ hizmetçisi Afrikiyye'ye uzun bir yolculuğa çıktı. Yolculuğu<br />

çok uzun sürdü.Hattâ âilesine "öldü" haberi geldi. Âilesi, kesin olmayan bu haber karşısında<br />

ne yapacağını şaşırdı. Nihâyet ümidlerini kesip hazret-i Üstâd'ın yanına gelerek, çok zor<br />

durumda olduklarını merâk ettiklerini, ne yapmaları gerektiğini suâl ettiler. Üstâd-ül-a'zam,<br />

başını önüne eğdi. Bir mikdâr tefekkür ve murâkabe ederek, hiç konuşmadı.Sonra başını<br />

kaldırıp; "Hizmetçimiz Afrikiyye'de ölmemiştir." buyurdu. "Fakat öldüğüne dâir haber geldi"<br />

dediler. Bunun üzerine; "Biraz önce Allahü teâlânın izni ile Cennet'i gördüm. Orada<br />

hizmetçimizi göremedim. Bizim hizmetimizde bulunan kimsenin Cehennem'e<br />

gidemeyeceğine ve kendisini Cennet'te de göremediğime göre talebemiz sağdır, ölmemiştir."<br />

buyurdu. Hizmetçinin âilesi, bu zâtın büyüklüğünü ve verdiği haberin yanlış olamayacağını<br />

iyi bildikleri için rahatladılar. Bu hâdiseden az bir zaman sonra, o kimsenin hayatta olduğu

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!