22.03.2018 Views

Evliyalar Ansiklopedisi - Turkiye Gazetesi Yayinlari

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

çocukta hastalıktan eser kalmadı. Sevinçle evimize döndük. Lâkin annem evde başka<br />

kadınları güldürmek eğlendirmek için; "Şeyh Efendi şöyle duâ etti. Şöyle üfledi." diye bâzı<br />

şeyler söyledi. Herkes buna güldü. Lâkin akşam annem rahatsızlandı.Sebebini anlayamadık.<br />

Daha sonra annem bize; "Evlâdım. Ben şöyle şöyle yaparak eğlenmiştim. Şeyh Ünsî Efendiyi<br />

bu gece karşımda heybetli bir şekilde gördüm. Bana; "Ben sizin eğlenceniz miyim?" diyerek<br />

azarladı. Feryâd edemedim. Kendimden geçtim." dedi. Sonra daÜnsî Efendiye gidip orada<br />

tövbesini bildirmek istedi. Daha bir şey söylemedenÜnsî Efendi; "Hanım bir daha bizleri dile<br />

almayınız, alay etmeyiniz!" buyurdu ve annemi affetti. Sonra bana; "Zinhâr, sakın kimseyle<br />

eğlenmeyiniz. Bu kişi kâfir bile olsa. Zîrâ bu işin sonu pişmanlıktır." diye nasihat<br />

buyurdular."<br />

Dervişler, Şeyh Ünsî Hasan Efendinin birçok kerâmetlerini bilirler, lâkin söylemezlerdi.<br />

Vefâtlarından sonra ona âid olan güzel hallerini ve kerâmetlerini anlatmışlar, söylemişlerdir.<br />

Hoca Paşa mahallesinde hizmetçi bir kadın vardı. Ücret ile komşuların bâzı işlerini görürdü.<br />

Bir gün bir komşu kadın buna hasta çocuğunu getirip; "Sen bu mâsumu Şeyh Ünsî Efendiye<br />

götür. Duâ eylesin. Ayrıca şu paraları da hediye olarak ona verirsin." dedi. Hizmetçi kadın<br />

hasta çocuğu alıp Şeyh Ünsî Efendiye götürdü ve duâ etmelerini istedi. Paraları da iki altını<br />

eksik olarak onun önüne koydu ve; "Bunu çocuğun annesi gönderdi." dedi. O zaman Ünsî<br />

Efendi çocuğa duâ etti. Çocuk iyileşti.Sonra hizmetçi kadına; "Sakladığın iki altını da koy!"<br />

buyurdu. Kadın inkâr edince; "Bilmez miyim. İki altın sağ cebindedir. Beni yalancı çıkarmak<br />

mı istersin?" buyurdu. O zaman kadıncağız titremeye başladı ve cebindeki paraları çıkarıp<br />

önüne koydu. Ünsî Efendi; "Bunu fakirlik sebebiyle yaptın. Lâkin bir daha yalan söyleme.<br />

Bir kimseyi imtihan etme. Fakirliğe sabret. Allahü teâlâ insanın dünyâlığını çoğaltsın."<br />

buyurdu ve hizmetçi kadına kırk altın ihsân etti. O iki altını da ayrıca verdi.<br />

Ünsî Hasan Efendi hazretleri vefâtına yakın talebelerini toplayıp onlarla helallaştı ve bir<br />

takım nasîhatlerde bulundu. "Sizler yolumuza aykırı hareket eder, İslâmiyetin emirlerinin<br />

dışına çıkar, haram ve mekruhlara meylederseniz, âhiret gününde iki elim yakanızdadır. Bu<br />

Halvetiyye yolu cümlemizeAllahü teâlânın bir emânetidir. Bunu koruyun. Bu sebeple<br />

peygamberler ve evliyâ sizlerden hoşnud olur." buyurdular. Techiz ve tekfinleri için gerekli<br />

siparişleri verip aldırdılar. Sonra yerine vekil bıraktığı MehmedEfendi, Kur'ân-ı kerîm<br />

okurken vefât ettiler. Talebelerinden Seyyid Mustafa Efendi gasledip yıkadı. Arkasından<br />

hemen yetmiş bin kelime-i tevhîd okunup mübârek rûhuna gönderildi. Ayasofya<br />

CâmiindeKara Mustafa PaşaDergâhı şeyhi olan Şeyh Seyyid Nûreddîn Efendi namazını<br />

kıldırdı. Cenâzesinde âlimler, sâlihler hazır olmuşlardı.<br />

Hasan Ünsî Efendinin talebelerinden bâzıları şunlardır: Hacı İbrâhim Efendi, Tatar Selim<br />

Efendi, Kastamonulu Mustafa Efendi, Abdullah Kefevî, Üsküdarlı Ahmed Efendi, Giritli<br />

Ahmed Efendi, Çekmeceli Mahmûd Hilmi.<br />

Hasan Ünsî Efendinin, Arabça, Farsça veTürkçe ile yazılmış bir dîvânı vardır. Bu dîvân,<br />

İbnü'l-Emîn Mahmûd Bey tarafından muhâfaza edilmiştir. Vâz ve nasîhatları ile konuşmaları;<br />

Kelâm-ı Azîz ismindeki kitapta toplanmıştır. Yine Arabça, Farsça ve Türkçe ile nazm ve<br />

nesir olarak buyurdukları sözlerinden bir kısmı, Sırr-ı Ehâdiyyet isimli bir eserde<br />

toplanmıştır.<br />

SENİ KÂDI ZANNETTİM<br />

Talebeleri içinde Sıdkî Abdullah isminde iyi ve güzel hal sâhibi bir derviş vardı. Bir gün<br />

sohbette Ünsî Efendi dergâhın kapısına bakıp; "Şu gelen kâdıyı kim tanıyor ve bu kime<br />

geliyor." dedi. Talebeler gelenin Sıdkî Abdullah Efendi olduğunu gördüler ve; "Efendim bu<br />

Sıdkî Efendidir." dediler. O zaman Ünsî Hasan Efendi; "Kâdı sandım." buyurdular. Talebeler

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!