22.03.2018 Views

Evliyalar Ansiklopedisi - Turkiye Gazetesi Yayinlari

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

"O üç gündür sabah namazına gelmedi. Biz ona tenbih ettik. Lâkin o bu tenbihimizi<br />

dinlemedi. Bu hal yarın hepinize sirâyet eder, bulaşır. Kendi nefsinin rahatını Allahü teâlânın<br />

emri üzerine tercih eden kimse bizim dergâhımıza yakışmaz. Gelmesin." buyurdular. Bundan<br />

sonra Derviş Mustafa dergâha alınmadı.<br />

Ünsî Hasan Efendi başkalarının kendisine îtibâr etmelerinden çok çekinir, şöhretten kaçardı.<br />

Tameşvar Kalesinde Selim Dede isminde hâl sahibi, duâsı makbul velî bir zât vardı. Adı,<br />

şöhreti her yere yayılmış, duyulmuştu. Osmanlı Devletinde kâfir kralları arasında<br />

kerâmetleri, olağan üstü halleri konuşulurdu.<br />

Tameşvarlı Selim Dede'yi bilmeyen yoktu. Bir zaman Selîm Dede hazretleri İstanbul'a geldi.<br />

Halk onu görmek için birbirine girdi. Büyük bir kalabalık oldu. Bu sırada Selim Dede<br />

dervişlerinden birine; "Sen Şeyh Ünsî Hasan Efendiye var. Bizden selâm söyle. Huzûr-ı<br />

şerîflerine varıp mübârek cemâlini görmek ve sohbetleriyle şereflenmek murâdımızdır.<br />

Ziyâret etmemize izinleri olur mu?" diye emredip gönderdi. O da Ünsî Hasan Efendiye Selim<br />

Dede'nin arzusunu bildirdi. O zaman Hasan Efendi; "Selim Dede Efendiye selâmlar ederiz.<br />

Hal ve hatırlarını sorarız. Lutf edip kerem buyurup teşrif etmesinler. Zîrâ onlara izzet ve<br />

ikrâm etmekte kusur ederiz. Eğer nasîb olursa başka bir zaman başka bir yerde görüşürüz.<br />

Kerem buyursunlar. Sakın incinmesinler." diye o dervişi Selim Dede'ye gönderdi. Bu haber<br />

Selim Dede'ye gidince, tekrar Hasan Efendi hazretlerine selâm gönderip; "Özür buyurdukları<br />

candan makbûlümüzdür." dedi. Bu sıralarda Selim Dede'nin yanında bulunan sevdikleri;<br />

"Efendim! Sizinle görüşelim diye herkes kırılıyor. Sizi görmeye can atıyorlar. Acabâ Şeyh<br />

Ünsî Hasan Efendi niçin sizinle görüşmek istemezler." dediler. Selim Dede; "Bizimle<br />

görüşmek istememeleri bizi sevmemekten değildir. Onların murâd-ı şerîflerini biliriz. O<br />

büyük bir zâttır. İnzivâ üzere yalnız bir yerde ibâdetle meşgûldür. Onun yaptıkları bizim<br />

elimizden gelmez. Biz günahkâr sayılırız." diye cevap verdi ve ağladı. Dervişler bu işe bir<br />

mânâ veremeyip hayrette kaldılar. Aradan bir zaman geçtikten sonra dervişlerden birisi Ünsî<br />

Hasan Efendiden bu görüşmemenin sırrını sordu. Hasan Efendi hazretleri; "Selim Dede velî<br />

bir zâttır. Allahü teâlânın sevgili kullarındandır. Onun gibisi az bulunur. Eğer Selim Dede ve<br />

sevdikleri buraya gelseydi, Selim Dede, Hasan Efendinin ayağına varmış diye bütün herkes<br />

bize îtibâr eder, şan şöhret sâhibi olurduk. Neûzü billah, şöhret âfettir. Şöhretten kaçmak<br />

lâzım gelir. Bu ihtiyar hâlimizde nereye gidebiliriz. Selîm Dede olgun, zevk ve vicdan sâhibi<br />

bir zâttır. Niçin görüşmek istemediğimi bilir." buyurdu.<br />

Ünsî Hasan Efendi dâimâ ibâdetle meşgûl olur, inzivâ hâli yaşar, devlet adamlarıyla<br />

görüşmek istemezdi. 1711 senesi Vezîriâzam olan Baltacı Mehmed Paşa bir müddet sonra<br />

Moskova seferine tâyin edilmişti. Sefere çıkmazdan önce duâ için nice kere Şeyh Ünsî<br />

Efendiyi dâvet etti. Ünsî Efendi özürler bildirip, dâvetine gitmedi. Vezir Mehmed Paşa; "O<br />

halde biz onun yanına gideriz. Gece kapısı açık olsun." diye haber gönderdi. O gece tebdîl-i<br />

kıyâfet edip yatsıdan sonra dergâha geldi. Vezir tevâzu gösterip Ünsî HasanEfendinin<br />

ellerinden öptü. Huzûrunda edeb ile oturdu. Sonra da; "Efendim! Benim babam da Halvetî<br />

tarîkatının önde gelen büyüklerindendir. Bana duâ ediniz. Kerem ve himmet ediniz.<br />

Ömrümde sefer nedir, asker idâresi ve sevki nedir bilmem. Sizin duâ ve yardımlarınıza<br />

muhtâcım. Yoksa ben bu işin ehli ve erbâbı değilim. Bu işin hakkından dahi gelemem." dedi.<br />

Bunun üzerine Ünsî Hasan Efendi ona; "Moskof kâfirlerinin mağlub olacağını, aman<br />

dileyeceğini, hor ve hakîr olacağını, sulh isteyeceğini, başından sonuna olacak şeyleri açıkça<br />

bildirdi. Baltacı Mehmed Paşa üç saat kadar orada kalıp, sonra edeb ile ayrıldı. Ertesi gün<br />

evde bulunan hanımlar, Hasan Efendinin vezîriâzama olan sözlerini etrâfa söylediler.<br />

Hakîkaten bir zaman sonra dedikleri meydana çıktı.<br />

Ünsî Hasan Efendinin kerâmetleri pekçoktu. Halvetî dervişlerinden Ömer Efendi anlatır: "Bir<br />

tanıdığımızın evlâdı hastalanmıştı. Tabibler bir çâre bulamadılar. Netîcede onu alıp Ünsî<br />

Efendinin dergâhına götürdük. Ünsî Hasan Efendi çocuğa nazar edip, duâ etti. O dakikada

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!