22.03.2018 Views

Evliyalar Ansiklopedisi - Turkiye Gazetesi Yayinlari

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

dedi. O da bu yakınlıkla söyleneni yaptı. Hasan Efendi okuyup duâ etti veFâtiha dediler. Bir<br />

mikdâr daha teselli verip; "İnşâallah bir daha gelmemize hâcet kalmaz." buyurdu ve oradan<br />

ayrıldı. Hasan Efendi odanın kapısından çıktığında hemen hasta ayağa kalkıp gezinmeye<br />

başladı. Birkaç gün sonra da pâdişâhın huzûrunda yürür oldu. Bunun üzerine Pâdişâh Sultan<br />

Dördüncü Mehmed Han çok sevindi. "Varın haber verin. Şeyh Hasan Efendi, sarayda vâz<br />

eylesin." dedi. Haber iletildikte Hasan Efendi; "Hocamdan izin almadıkça imkânı yok. Saraya<br />

bile onun izniyle gelmişiz." dedi. Bunun üzerine Pâdişâh, Karabaş Ali Efendiden izin<br />

isteyince, o da, vâz etmesine izin verdi.<br />

Hasan Efendi iki sene sarayda vâz etti. Sarayda kim varsa, Enderûn ağaları dâhil hepsi Hasan<br />

Efendinin talebesi oldular. Sonraları bunların da birçok talebe ve vekilleri oldu.<br />

Hasan Efendi, hocası Ali Efendi hazretlerinden 1664 senesi icâzet, diploma alıp vekîli oldu.<br />

Hocası ona; "Sen İstanbul yakasına var. Her nerede dilersen orada ikâmet et. Allahü teâlânın<br />

kullarını irşâd eyle!" buyurdu. Ona duâlar etti.<br />

Hasan Efendi hocasının bu emri üzerine İstanbul Yakasına geçip Ayasofya yakınındaki<br />

Acemağa Câmiine geldi. Oraya yerleşti ve talebe yetiştirmeye başladı. Çok talebesi oldu.<br />

Lâkin kimseye vekillik, icâzet vermezdi. Etraftan; "Şeyh Hasan Efendinin âşık talebeleri<br />

olduğu halde onlara niçin icâzet vermiyor." dediler. Herkes bu hâle şaşar, taaccüp ederdi.<br />

Bir gün Şeyh KarabaşAliEfendi hazretlerine; "Efendim! Ünsî Hasan Efendi bir türlü<br />

talebelerine icâzet verip vekil yapmıyor. Halbuki buna hak kazanmış çok talebesi var. Eğer<br />

siz bir haber gönderirseniz icazet verir, vekil yapar." dediler. O zaman Karabaş Ali Efendi<br />

yanındaki asâdâr Osman Efendiye; "İstanbul'a var. Hasan Efendiye selâm söyle ve; "Yavru<br />

çıkarsın. Yavru çıkarsın de!" buyurdu. Osman Efendi İstanbul'a gelip Hasan Efendiyi buldu<br />

ve Karabaş Ali Efendinin selâmını söyledi. Sonra; "Yavru çıkarsın. Yavru çıkarsın." dediler."<br />

dedi. Hocasının selâmını alan Hasan Efendi; "Gezenler gibi mi? Gezenler gibi mi?" diye<br />

karşılık verdi. O zaman Osman Efendi vedâ edip Üsküdar'a geçti. Karabaş Ali Efendiye onun<br />

bu sözlerini söyledi. Karabaş Ali Efendi hazretleri bunun üzerine tekrar duâ edip; "Ünsî<br />

Hasan Efendi, bütün icâzetli talebelerimin en üstünüdür ve hepiniz ona muhtaçsınız."<br />

buyurdu.<br />

Şeyh Karabaş Ali Efendi 1685 senesinde deniz yoluyla hacca gitmek için hazırlıklarını<br />

yaptığında bütün talebelerini topladı ve; "Bizler hac etmeye niyetlendik. Sizler burada<br />

kalıyorsunuz. Olur ki bir daha görüşmeyiz. Bâzılarınızın bir mürşide, yol göstericiye ihtiyâcı<br />

vardır. Hepinizi Ünsî HasanEfendiye havâle ettim. Danışacağınız bir şey olursa, Hasan<br />

Efendiye danışın. Biz yerimize onu bıraktık." buyurup duâ ettiler ve yola çıktılar. Bundan<br />

sonra bütün talebeler Hasan Efendiye tâbi oldular.<br />

Ünsî Hasan Efendi,Acemağa Câmiinde senelerce hak yolun bilgilerini anlattı. Orada<br />

riyâzetle, nefsin isteklerini yapmamakla ve mücâhede ile, nefse zor gelen şeyleri yapmakla<br />

meşgûl oldu. Çok az yer, bâzan günlerce ağzına bir şey koymazdı. Halbuki ahbapları ve çok<br />

zengin talebeleri vardı. Hiç birinden bir şey istemezdi. Bir ara namazı ayakta kılamaz hâle<br />

gelmişlerdi. O zaman raftaki kuru birkaç lokma ekmek parçasını yiyerek açlığını giderdiler<br />

ve ibâdetine devâm ettiler.<br />

Çetin nefis mücâdelelerinden geçtikten sonra, Allahü teâlâ ona çok ihsanlarda bulundu.<br />

Kendisine; "Nefsinle nasıl mücâdele ettin?" denildikte, o; "Ömrüm nefsimle uğraşmak, onu<br />

terbiye etmeye çalışmakla geçti. Uzun zaman açlık çektim. Yirmi yaşımdan beri yanım<br />

üzerine yatmadım. Ayaklarımı uzatmadım. Daha başka çektiğim riyâzetlerimi size anlatsam<br />

inanmazsınız. Sizler ise; "Rahatta olalım Hakk'ı bulalım." dersiniz." buyurdu.<br />

Ünsî Hasan Efendi, zamânında İstanbul'da bulunan evliyânın önde gelenlerinden idi. Her<br />

hâliyle İslâmiyetin emirlerine uyardı. Tasavvuftaki yolları Halvetî olup, Kastamonu<br />

evliyâsının büyüklerinden Şeyh Şâbân-ı Velî hazretlerine uzanmakta idi. Ömrünü mürşidi,

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!