22.03.2018 Views

Evliyalar Ansiklopedisi - Turkiye Gazetesi Yayinlari

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

5) Câmiu Kerâmât-il-Evliyâ; c.2, s.134<br />

6) Tam İlmihâl Seâdet-i Ebediyye; 392,393,396,398,422,518,519,526,657,674,750,924,978<br />

7) Fâideli Bilgiler; s.143,147,148,149,155,156,157<br />

8) İslâm Âlimleri <strong>Ansiklopedisi</strong>; c.13, s.191<br />

ABDÜRRAHÎM ARVÂSÎ;<br />

Osmanlılar zamânında Anadolu'da yetişen velîlerden. Seyyid Abdullah Arvâsî hazretlerinin<br />

oğludur. Hazret-i Hüseyin soyundan olup seyyiddir. Nesebi, Abdurrahîm bin Abdullah bin<br />

Muhammed bin Muhammed Şehâbeddîn bin İbrâhim bin Âlim-i Rabbânî Cemâleddîn bin<br />

Kemâleddîn bin Kutub Muhammed bin Kâsım Bağdâdî'dir. Doğum târihi bilinmemektedir.<br />

1786 (H.1200) senesinde vefât etti. Kabri Doğu Bâyezîd'de Ahmed Hânî kabristanındadır.<br />

Abdullah Arvâsî'nin oğlu olan Abdürrahîm Arvâsî, Arvas köyünde babalarının medresesinde<br />

okudu. Aklî ve naklî ilimlerde derin âlim oldu. Ayrıca babasının sohbetlerine de devâm edip,<br />

tasavvuf yolunda olgunlaştı. Zamânının aklî ve naklî ilimlerinde söz sâhibi, tasavufda ise hâl<br />

sâhibi meşhûr bir velî oldu. Şöhreti her tarafa yayıldı. O sırada Doğubâyezîd'deki meşhûr<br />

sarayın bânîsi Çıldıroğullarından İshak Paşa, Seyyid Abdürrahîm Arvâsî'yi dâvet etti. İshak<br />

Paşa Çıldıroğulları âilesinin reisi olup, Osmanlı Devletince, o bölgeye emir tâyin edilmiş<br />

paşalardan biriydi. İlme, ilim ve din adamlarına çok kıymet verir, âlimlerle meclis kurar ve<br />

onların sohbetlerinden zevk alırdı. Meşhûr ediblerden Ahmed Hânî de onun dâveti üzerine<br />

Doğubâyezîd'e gelmişti.<br />

İshâk Paşanın dâveti üzerine Doğubâyezîd'e gelen Abdürrahîm Arvâsî, insanlara Allahü<br />

teâlânın emir ve yasaklarını anlatıp, onların dünya ve âhiret saâdetine kavuşmaları için<br />

pekçok gayret sarf etti. İlimde ve tasavvufta çok talebe yetiştirdi. Aynı zamanda bölgede<br />

yaygın olan Eshâb-ı kirâm düşmanı şiîlerle mücâdele etti. Ehl-i Sünnet îtikâdının yayılması<br />

için çalıştı.<br />

Uzun mücâdelelerden ve münâzaralardan sonra şiî fırkasının bozukluğunu herkese kabûl<br />

ettirdi. Halk, Ehl-i sünnet olup huzûra kavuştuğu gibi aralarındaki ayrılık ve düşmanlıklar<br />

son buldu ve fitne ateşi söndürüldü.<br />

Abdürrahîm Arvâsî bu gayretinin yanında dînî ilimleri öğrenmekten geri kalmıyor<br />

öğrendiklerini yaşamak sûretiyle de insanların ebedî seâdete kavuşmaları için bütün gücünü<br />

harcıyordu. Onun sohbetlerine yüzlerce kimse katılıp faydalanıyordu. Bu sohbetlerinde<br />

Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî hazretlerinin Mesnevî'sinden de parçalar okutuyordu. Böyle<br />

sohbet meclislerinden birinde Mesnevî okunurken, orada bulunan İran ahondlarından<br />

(mollalarından) biri Mevlânâ'yı ve Mesnevî'yi küçültücü ve tahkir edici maksatla, bildiği<br />

hâlde "Ne okuyorsun?" diye sordu. Abdürrahîm Arvâsî hazretleri; "Mesnevî okuyoruz."<br />

buyurdu. İranlı ahond cevap olarak; "Meşnevî (dinlemeye değmez)." dedi. Bu söze din<br />

gayreti kabaran ve son derece hiddetlenen Abdürrahîm Arvâsî hazretleri Mesnevî-yi şerîfi<br />

rastgele açıp İranlı ahonda; "Şu beyti oku!" buyurdu. İranlı ahond;<br />

"Mesnevî ra meşnevî mehan<br />

Ey sek-i gürgîn bed kerdeî"<br />

yâni Mesnevî'yi meşnevî okuma, ey uyuz köpek kötü bir iş yaptın, meâlinde beyti<br />

istemeyerek okuyuverdi. Bu manâlı beyân karşısında ahond ve meclistekiler dehşete<br />

kapıldılar. Ahond söyleyecek söz bulamadı. Arslan yuvasına düşmüş, zavallı tilki gibi<br />

titremeye başladı. Sonra mecliste bulunanlar Mesnevî'den bu beyti aradıklarında<br />

bulamadılar. Bu hâlin Abdürrahmân Arvâsî hazretlerinin bir kerâmeti olduğunu anladılar.<br />

Ona karşı daha edepli ve ölçülü davranmaya başladılar. Buna benzer pekçok kerâmetleri

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!