22.03.2018 Views

Evliyalar Ansiklopedisi - Turkiye Gazetesi Yayinlari

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

gösterememekten korkuyorum."<br />

Helâl kazanç elde etmenin önemini belirterek buyurdu ki: "Bizim yolumuzda, el helâl kârda,<br />

gönül ise hakîkî yârdadır."<br />

Ubeydullah-ı Ahrâr; bir kimsenin neyi maksad edinirse, ona kavuşacağını bildirerek buyurdu<br />

ki:<br />

"Himmet etmek; Allahü teâlânın isimleri ile münâsebeti olan bir zâtın, kalbinde yalnız bir<br />

işin yapılmasını bulundurması demektir. Bu şeye teveccüh eder. Kalbine bundan başka hiçbir<br />

şey getirmez. Yalnız, o işin yapılmasını ister. Allahü teâlâ da o işi yaratır. Allahü teâlânın<br />

âdeti böyledir. Kâfirlerin himmet ettikleri şeylerin de hâsıl oldukları görülmüştür. Allahü<br />

teâlâ, bana bu kuvveti ihsân etmiştir. Fakat, bu makâmda edep lâzımdır. Edep de, kulun<br />

kendisini Hak teâlânın irâdesine tâbi etmesidir. Kendi irâdesine tâbi olmamak, Hak teâlânın<br />

fermânını beklemek lâzımdır."<br />

Talebelerine şöyle buyurmuştur: "Sizden hanginizin yirmi kere, belki daha fazla tasarruf<br />

edildiği ve nisbet sâhibi kılındığı hâlde, her dışarı çıktığında kaybetmemiş olsun? Size<br />

verilen veriliyor. Fakat siz onu muhâfaza edemiyorsunuz. Eline bir nûr teslim edilen kişi, onu<br />

en kıymetli şeyi bilsin. Fânî varlığını tasfiye etsin, o nûr ile kendini karanlıkta aydınlatsın."<br />

Yine şöyle buyurmuştur: "Benim birkaç günlük hayâtımı fırsat bilip Allahü teâlâya<br />

bağlanmayan sizler, ya benden sonra ne yapacaksınız? Bu fırsatı ganîmet bilin, bu nîmet<br />

elden giderse pişmân olursunuz. Son pişmânlığın faydası olmaz."<br />

"Ubeydullah-ıAhrâr hazretleri zamânındaki tasavvuf ehli geçinenlerin durumunu bildirerek<br />

buyurdu ki: "Zamânımızda ehl-i irâdet, mürîd, talebe olma kâbiliyetine sâhib olanlar azdır.<br />

Bir âlim, büyüklerden birine haber gönderip; "Burada mürîd olacak vasıflı insan azdır; sizin<br />

orada bu vasfı taşıyan kimseler varsa bize gönderiniz!" demiştir. Bu haberi alan büyük zât,<br />

bir mektup yazarak şöyle cevap vermiştir: "Bahsettiğiniz vasıfta insanlar bizim burada<br />

yoktur. Eğer şeyh isterseniz, istediğiniz kadar gönderelim!"<br />

Bir sohbeti sırasında büyüklerin hallerinden anlatarak şöyle buyurdu:<br />

"Evliyânın meşhûrlarından olan Şiblî hazretleri, tasavvuf büyüklerinin yoluna girdiği sırada,<br />

babası Vâsıt şehrinin hâkimi, vâlisi idi. Önce Muhammed Hayr'ın huzûrunda tövbe etti.<br />

Sonra Muhammed Hayr hazretleri onu Cüneyd-i Bağdâdî hazretlerine gönderdi.<br />

Göndermesindeki sebep; Şiblî hazretlerinin, Cüneyd-i Bağdâdî'nin akrabâsı olmasıydı.<br />

Böylece edebe riâyet etmiş oldu.<br />

Şiblî, Cüneyd-i Bağdâdî'ye talebe olunca; önce ona yedi sene ticâret yapmasını ve bu<br />

ticâretten elde ettiği kazancını, o zamâna kadar olan günahlarının affı için sadaka olarak<br />

dağıtmasını emretti. Bunu yaptıktan sonra da, yedi sene de helâ temizliği yapmasını emretti.<br />

Bunu da yaptı. Bu on dört seneden sonra onu tasavvufta yetiştirip, yüksek derecelere<br />

kavuşturdu."<br />

"Sehl bin Abdullah Tüsterî hazretleri, Allahü teâlânın rızâsına kavuşmak için öyle riyâzet<br />

yapıp, zikre dalmıştı ki, bir gün ağzından ve burnundan kan geldi. Yere düşen her damla kanı<br />

"Allah" yazıyordu. Bundan sonra hocası ona, tasavvufta her ân Allahü teâlâyı hatırlamak ve<br />

kendisini gördüğünü düşünmek gibi mânâlara gelen "Yâd-ı daşt" makâmı üzere olmasını<br />

emretti."<br />

Ömrünü İslâm dîninin emir ve yasaklarını öğrenmek, öğretmek, vâz ve nasîhatlarıyla<br />

insanların kurtuluşuna vesîle olmakla geçiren Ubeydullah-ı Ahrâr hazretleri 1490 (H.895)<br />

senesi Muharrem ayının başında hastalandı. Hastalığı seksen dokuz gün sürdü. Vefâtından on<br />

iki gün önce; "Eğer sağ kalırsak, beş ay sonra seksen dokuz yaşım tamam olup, doksana<br />

girerim. Bâzı büyükler, ömrünün yıl sayısı ile hasta yattığı gün sayısı arasındaki uygunluğu;<br />

"Bir günlük hastalık (humma), bir senenin keffâretidir." hadîs-i şerîfinde buyrulan husûsa

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!