22.03.2018 Views

Evliyalar Ansiklopedisi - Turkiye Gazetesi Yayinlari

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

olur. Seâdet-i ebediyyeye uçmak için tayyâre elde edilmiş olur.<br />

"Âkıl isen kıl namâzı, çün seâdet tâcıdır,<br />

Sen namâzı öyle bil ki, mü'minin mi'râcıdır!" (2'nci cild, 20'nci mektup)<br />

"Akıllı kardeşim, ismi gibi temiz olan Molla Tâhir'in kıymetli mektubu geldi. Kardeşim!<br />

Hadîs-i şerîfde; "Allahü teâlânın, bir kulunu sevmemesi, onun faydasız şeylerle<br />

uğraşmasından anlaşılır." buyruldu. Bir farzı yapmayıp, bir nâfile ibâdeti yapmak da,<br />

boşuna uğraşmaktır. Bunun için, ne ile vakit geçirdiğimizi incelemeliyiz. Ne ile<br />

uğraşdığımızı anlamalıyız. Nâfile ibâdet mi, yoksa farz olan ibâdet mi yapıyoruz? Bir nâfile<br />

hac yapmak için birçok yasaklar, haramlar işleniyor. İyi düşünmelisiniz! Aklı olana bir işâret<br />

yetişir. Size ve arkadaşlarınıza selâm ederim." (1'inci cild, 123'üncü mektup)<br />

1) Tam İlmihâl Seâdet-i Ebediyye; (51. Baskı) s.1153<br />

2) Hadarât-ül-Kuds; s.340<br />

3) Tezkire-iİmâm-ı Rabbânî; s.333<br />

4) Zübdet-ül-Makâmât; s.399<br />

5) İslâm Âlimleri<strong>Ansiklopedisi</strong>; c.16, s.233<br />

TÂHİR-İ LÂHORÎ;<br />

Hindistan'ın büyük velîlerinden. İmâm-ı Rabbânî Ahmed-i Fârûkî Serhendî hazretlerinin<br />

halîfelerinden ve çocuklarının hocalarındandır. Büyük bir âlim idi. 1630 (H.1040) senesinde<br />

bir Perşembe günü elli altı yaşında vefât etti. Kabr-i şerîfi Lâhor'da Meyânî tarafındadır.<br />

Tâhir-i Lâhorî, küçük yaşta memleketindeki âlimlerden zâhirî ilimleri tahsîl etmeğe başladı.<br />

Hocalarının verdiği dersleri kısa zamanda eksiksiz olarak yapardı. Çok zekî idi. Derslerini<br />

dinleyenler onun ileride büyük bir âlim olacağını söylerlerdi. Genç yaşta, tefsîr, hadîs, fıkıh<br />

ilimlerinde âlim oldu. Büyük âlim Mevlânâ Tâhir-i Lâhorî'nin kalbine, tasavvuf yolunda<br />

ilerleyip evliyâlıkdan pay almak ve yüksek dereceler sâhibi olmak arzusu, ateşi düştü. Allahü<br />

teâlânın nihâyetsiz ihsânı, kalbinde bu yolun zevkini hâsıl edince, kendini İmâm-ı Rabbânî<br />

hazretlerinin kapısına attı. Senelerce bu kapıda canla-başla çalıştı, hizmet etti. Kendini,<br />

dergâhta bulunan talebe arkadaşlarının en aşağısı olarak görürdü. Çok defâ helâların temizliği<br />

işinin kendine verilmesini ricâ ederdi. Nefsini terbiye etmek için çok zor riyâzetler ve şiddetli<br />

mücâhedeler çekerek, nefsinin istediklerini yapmayıp istemediklerini yapardı. Öyle ki, bir<br />

deri bir kemik kalmıştı.<br />

İmâm-ı Rabbânî hazretleri, Mevlânâ Tâhir'i çok sever ona husûsî muâmelede bulunarak ilgi<br />

gösterirdi. Oğullarının zâhirî ilimlerde yetişmesi için, Tâhir-i Lâhorî'ye vazife verdi. O da<br />

hocasının yüksek oğullarını yetiştirmekte, onlara ilim öğretmekte çok uğraştı. Hattâ hazret-i<br />

İmâm'ın oğulları; "Şeyh Tâhir'in bizim üzerimizde o kadar hakkı var ki, ne kadar şükretsek<br />

yine azdır. Allahü teâlâ ona bizim tarafımızdan en iyi karşılıklar, hayırlar ihsân etsin!"<br />

buyurdular.<br />

Bir gün hazret-i İmâm buyurdular ki: "Muhammed Yahyâ'yı da Şeyh Tâhir'e teslim etmek<br />

isterim. Çünkü, ağabeyleri bu hocanın bereketleriyle ilmi ile âmil oluyorlar." İlimde çok<br />

yüksek mertebeye sâhib olduğu hâlde, İmâm-ı Rabbânî hazretlerinin karşısında edebe<br />

mükemmel riâyet ederdi. Hazret-i İmâm'ın, Mevlânâ Muhammed Tâhir üzerindeki heybeti o<br />

kadar çoktu ki, yazı ile anlatılamaz.<br />

Bir gün hazret-i İmâm, Mevlânâ Tâhir'e imâm olmasını buyurdu. Mevlânâ'nın yüzünün rengi<br />

sarardı. Vücûdu titremeye başladı. Kur'ân-ı kerîmi ezbere bildiği ve derin ilme sâhib olduğu

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!