22.03.2018 Views

Evliyalar Ansiklopedisi - Turkiye Gazetesi Yayinlari

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

Seyyid Matar.<br />

Ebü'l-Vefâ, ilim öğretmekle meşgûl olduğu sırada, bir gece rüyâsında Peygamber efendimizi<br />

gördü. Rüyâsını şöyle anlatır: "Resûl-i ekrem, Eshâbı ile berâber oturuyordu.Ben Eshâbdan<br />

bir zâta; "Bu topluluk nedir?" diye sordum. O zât da; "Seyyid Ebü'l-Vefâ'ya, Allahü teâlâ<br />

yedi yâren verdi. Bu topluluğun gâyesi, onları tâyin etmektir." dedi. Ben bunu duyunca, bir<br />

köşede edeble oturdum. O tâyin olacak kimseleri görmek için beklemeye başladım. Resûl-i<br />

ekrem; İmâm-ı Hasan, İmâm-ı Hüseyin veİmâm-ı Zeynel Âbidîn'e;"Gidin, Tâc-ül-Ârifîn'in<br />

akrabâsındanSeyyid Matar, Seyyid Kâzım, Seyyid Muhammed, Seyyid Ali ibni Kamîs,<br />

Abdurrahmân Tafsuncî, Ali ibni Haytî, Seyyid Askeri-i Şevdî adlı yedi kimseyi alıp getirin."<br />

buyurdu. Onları alıp, Peygamber efendimizin huzûruna getirdiler. Ben bu zâtları görünce çok<br />

sevindim. Peygamber efendimiz; "Yâ Hasan, yâ Hüseyin, yâ Zeynel Âbidîn! Gidiniz,<br />

oğlunuz Ebü'l-Vefâ'yı getirin." buyurdu. Bu emir üzerine onlar gelip, beniPeygamber<br />

efendimizin huzûruna götürdüler. Ben selâm verip, Peygamberimizin mübârek elini öptüm.<br />

Peygamber efendimiz bana; "Merhabâ yâ Ebü'l-Vefâ! Allahü teâlâ sana hem dünyâda hem<br />

âhirette yâren olarak bu yedi kişiyi verdi." buyurdu.Ben; "Yâ Resûlallah, bunların derecesi<br />

nedir?" diye suâl edince; "Yâ Ebü'l-Vefâ! Senin yârenin olan bu yedi kişi dünyâ ve âhirette<br />

saîd kimselerdir. Bunların nesli kıyâmete kadar kesilmeyip, bütün dünyâya yayılsa gerektir."<br />

buyurdu. Sonra o zâtlara dönerek; "Birer ellerinizi Seyyid Ebü'l-Vefâ'nın sırtına, birer<br />

ellerinizi de benim elimin altına koyup bîat ediniz, ona yâren olunuz." diye emir buyurunca<br />

bu emri yerine getirdiler.<br />

Peygamber efendimiz, Ebü'l-Vefâ'ya dönerek; "Yâ Ebü'l-Vefâ! Sana yedi yâren verdik. Kim<br />

bunlara ihlâs ve sıdk ile riyâsız muhabbet besler ve mürîd olursa, kıyâmet gününde benim<br />

bayrağım altında haşrolunur. Benim evlâdım olan seyyidlere kim hürmet ederse, aynen bana<br />

hürmet etmiş olur. Bana hürmet eden, Allahü teâlâya hürmet etmiştir. Allahü teâlâya hürmet<br />

eden, Cennet'i kazanmıştır. Benim evlâdıma kim hürmet etmezse, bana hürmet etmemiş olur.<br />

Bana hürmet etmeyen, Allahü teâlâya hürmet etmemiştir. Allahü teâlâya hürmet etmeyenin<br />

yeri ise Cehennem'dir.<br />

Ey Ebü'l-Vefâ! Sana ve yârenlerine vasiyetim olsun. Kıyâmete kadar kimseyle kavga ve<br />

anlaşmazlık çıkarmayın. Çünkü kavga ve anlaşmazlık karışan silsilenin nesli helâka uğrar. Ey<br />

Ebü'l-Vefâ! Benim sünnetimi yerine getirip bu yedi yârenin eteğine yapışan saâdete ulaşır.<br />

Bunlardan uzaklaşan, benden uzaklaşmış olur." buyurdu. Ben bu ahde sâdık kalacağımı<br />

söyledim ve bu yedi zâtı da cân u gönülden yârenliğe kabûl ettim. Peygamber efendimiz duâ<br />

ettiler. Kapı çalınmasıyla uyandım."<br />

Hanıma, "Git, bak kim gelmiş?" dedim. Hanım kapıyı açınca, o yedi zâtı gördü ve bana;<br />

"Yedi kişi geldi, seni soruyorlar." dedi. Onları içeri dâvet ederek, yemek yedirdim ve;<br />

"Gelmenizin sebebi nedir?" diye sordum. Onlar da; "Rüyâmızda Peygamber efendimizi<br />

gördük. BizeTâc-ül-Ârifîn Seyyid Ebü'l-Vefâ sizin zâhiren ve bâtınen atanız oldu. Ona gidin,<br />

buyurdu." dediler. Ben de onlara gördüğüm rüyâyı anlattım. Onlar zâhiren de bana bîat<br />

ettiler.<br />

Tâc-ül-Ârifîn Seyyid Ebü'l-Vefâ'yı, halka hizmet edip gâfilleri doğru yola sokmak için<br />

devamlı çalışır gören Ehl-i sünnet düşmanları, onu çekemediler. Halîfe Kâim Biemrillah'a;<br />

"Zeynel Âbidîn oğullarından bir kimse vardır. Ona büyük bir halk topluluğu tâbi oldu.<br />

Hilâfet benim hakkımdır diye iddiâda bulunuyormuş. Şimdiden çâresine bakılmazsa, ileride<br />

büyük fitne olur." diye Ebü'l-Vefâ hazretlerine iftirâ ederek şikâyette bulundular. Bu şikâyet<br />

üzerine halîfe hayli tasalanıp, şüpheye düştü. Ebü'l-Vefâ hazretlerinin nasıl bir zât olduğunu<br />

merak ederek, onu çağırmak için adam gönderdi.<br />

Gönderdiği kimseler, Tâc-ül-Ârifîn'in yanına gelip; "Halîfe hazretleri sizi istiyor." dediler. O<br />

da; "Dâvete icâbet etmek lâzımdır." deyip, halîfenin yanına gitmeye niyet etti. Bunu duyan<br />

halk; "Sizinle biz de gelelim." dediler. Seyyid Ebü'l-Vefâ hazretleri onları bundan men etti

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!