22.03.2018 Views

Evliyalar Ansiklopedisi - Turkiye Gazetesi Yayinlari

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

MİSÂFİRE İKRÂM<br />

Bir defâsında seyahate çıkan İbrâhim Zâhid hazretlerinin yolu Erdebîl'e düştü. Orada Abdülmelik<br />

Mescidi diye bilinen bir mescidde misâfir oldu. Mescidin vazifeli müezzini o gece rüyâsında,<br />

mescidin bânîsi (inşâ ettireni) olanAbdülmelik hazretlerini gördü. Abdülmelik, müezzine; "Bu gece<br />

mescidimize bir misâfir geldi. Git bak. Onu ağırla." dedi. Müezzin de, misâfire ikrâm edecek bir şeyi<br />

bulunmadığını söyledi. Bunun üzerine Abdülmelik; "Evin falanca yerindeki yağ ile, falan kimsenin<br />

hediye ettiği pirinci ve filan yerdeki eti pişir. Mescidde bulunan misâfirimize ikrâm et!" dedi. Bundan<br />

sonra uyanan müezzin, rüyâya îtimâd etmeyip tekrar yattı. Aynı rüyâyı tekrar gördü. Uyandı. Tekrar<br />

yattı. Aynı rüyâyı üçüncü defâ görüp biraz da îkâz edilince, kalktı ve mescide geldi. İbrâhim Zâhid<br />

mescidde oturup, Allahü teâlâyı zikretmekle meşgûldü.Müezzin ona, rüyâdan hiç bahsetmeden;<br />

"Efendim! Hoş safâ geldiniz. Bir şeyim yok ki size ikrâm edeyim." dedi. O da; "Şimdi geri git,<br />

Abdülmelik'in târif ettiği şekilde yemek yap getir! Ona îtirâz etme! Sonra zarar görürsün." dedi. Onun<br />

bu apaçık kerâmeti karşısında hayrete düşen müezzin, karşısındaki şahsın, sıradan bir kimse olmayıp<br />

velîlerden olduğunu anladı ve ellerine sarıldı. Hemen gidip yemeği hazırladı. İbrâhim Zâhid<br />

hazretlerine ikrâm etti ve talebeleri arasına katıldı.<br />

ŞEYH ZÂHİD'İN EMRİ<br />

Bir gün İbrâhim Zâhid-i Geylânî hazretlerinin huzûruna, gözyaşları içinde bir kadıncağız gelerek, çok<br />

sıkıntıda olduğunu, duâsını almaya geldiğini, derdine hiç kimsenin çâre bulamadığını, lütfen<br />

kendisine bir çâre göstermesini ricâ edip, derdini şöyle anlattı: "Dünyâda bir oğlumdan başka kimsem<br />

yoktur. Oğlum bir hastalığa tutuldu. Hastalığın verdiği elem ile, kendinden geçmiş bir şekilde bir<br />

ağacın altında uyurken, bir yılan gelip, ağzından midesine girdi. Hâlen orada. Bâzan çok elem veriyor.<br />

Çok yerlere mürâcaat ettim. Fakat bir netîce alamadım. Ne olur siz yardımcı olunuz!" Kadının<br />

anlattıklarını üzüntü ile dinleyen İbrâhim Zâhid'in önde gelen talebelerinden Şeyh Sâfî de orada idi.<br />

İbrâhim Zâhid bu talebesine buyurdu ki: "Git, o yılana; "Şeyh Zâhid'in emri var." de. Oradan çekip<br />

gitsin ve bir daha o yiğide zarar vermesin." Kadın biraz rahatlamış olarak evine döndü. Biraz sonra da<br />

Şeyh Safî o eve geldi. Bu hâli haber alanlar meraklanıp, acabâ nasıl olacak diye o kadının evine<br />

toplanmışlardı. Şeyh Safî, delikanlının yanına varıp, hocasının söylediklerini söyledi. Sözünü bitirir<br />

bitirmez, gencin ağzından çıkan yılan, oradan uzaklaşıp gözden kayboldu. Bu hâli görenler, hayrette<br />

kaldılar. Genç ve annesi, sevinçlerindenAllahü teâlâya çok şükredip, İbrâhim Zâhid ve talebelerine<br />

çok duâ ettiler. Onlara olan muhabbetlerini arttırdılar.<br />

1) Lemezât (Süleymâniye Kütüphânesi, Hâlet Efendi Kısmı, 281 numaralı kitap)<br />

2) Menâkıb-ı Safiyyüddîn Erdebîlî (SüleymâniyeKütüphânesi,Hekimoğlu Kısmı, 775<br />

numaralı kitap)<br />

3) İslâm Âlimleri <strong>Ansiklopedisi</strong>; c.11, s.96<br />

4) Silsilenâme-i Celvetî; s.65<br />

TÂC-ÜL-ÂRİFÎN (Ebü'l-Vefâ);<br />

Evliyânın büyüklerinden olup seyyiddir. Künyesi Ebü'l-Vefâ, ismi Muhammed, lakabı<br />

Tâc-ül-Ârifîn'dir. Kakis diye de anılır. Seyyid Ebü'l-Vefâ 1026 (H.417) senesi Receb ayının<br />

on ikinci günü Irak'ın Kusende denilen mevkiinde dünyâya geldi. Seyyid Ebü'l-Vefâ, kerâmet<br />

ve hârikada asrının reîsiydi. Zamânın birçok âlimleri ondan istifâde etti ve feyz aldı. Binlerce<br />

talebesi vardı. 1107 (H.501) senesi Rebî'ülâhir ayının yirminci günü, seksen dört yaşında iken<br />

Bağdat'ta vefât etti. Cenâzesini Adiyy binMüsâfir yıkadı, kefenledi ve defnetti.<br />

Seyyid Ebü'l-Vefâ hazretlerinin babasının ismi, Seyyid Muhammed Arîzî olup, zamânının<br />

büyük velîlerinden idi. Yaşadığı beldenin hâkimi, seyyidlere çok eziyet vermeye başlayınca,

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!