22.03.2018 Views

Evliyalar Ansiklopedisi - Turkiye Gazetesi Yayinlari

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

hazretlerinin yanına gidelim. O bir çâre bulur." dedi.<br />

Dediği gibi yaptılar. Tâcüddîn bin Rıfâî'ye, Hülâgu zâliminin müslümanlara yaptığı zulmü anlatıp, bu<br />

belânın yakın zamanda, kendilerine de ulaşacağından endişe ettiklerini bildirdiler. O da, o beldede<br />

bulunan müslümanları toplayıp:<br />

"Âlim olanlarınız ve olmayanlarınız bana yardım edin. Allahü teâlânın izni ile bu kâfirin şerrinden<br />

bütün müslümanları kurtaralım." buyurdu.<br />

Orada bulunan herkes, ne emrederse yapmaya hazır olduklarını bildirdiler. O da hepsini toplayıp, bir<br />

gece, bulundukları beldenin etrâfına genişçe bir hendek kazdılar. Hendeği odun ile doldurdular.<br />

Ayrıca demir, bakır, kurşun ne buldularsa o hendeğe doldurdular ve müdhiş bir ateş yaktılar.<br />

Tâcüddîn bin Rıfâî oraya gelip iki rekat namaz kıldı. Orada bulunanlar da ikişer rekat namaz kıldılar<br />

ve duâ ettiler. Bir saat kadar sonra Hülâgu'nun askerlerinden bir kısmı oraya geldi. Allahü teâlânın<br />

hikmeti, Tâcüddîn bin Rıfâî'yi ve diğer müslümanları göremediler. Ateşin yanına kadar geldiler.<br />

Tâcüddîn, emir verdi. Zulüm askerlerinden yakaladıklarını ateşe attılar. Hiçbirisi bir karşılık<br />

veremedi. Onların, hepsi silâhlı idi ve müslümanların hiç silâhları yoktu. Orada bulunan müslümanlar<br />

diyorlar ki: "Onların hepsi silâhlı oldukları hâlde silâhlarını kullanamadılar. Biz çok hayret ettik."<br />

O beldede bulunan müslümanlar, Tâcüddîn hazretlerinin bereketi ve kerâmetiyle böylece büyük bir<br />

belâdan kurtulup, selâmete kavuştu.<br />

1) Câmiu Kerâmât-il-Evliyâ; c.1, s.370<br />

2) İslâm Âlimleri<strong>Ansiklopedisi</strong>; c.9, s.300<br />

TACÜDDÎN VELÎ<br />

Horasan'dan Malatya civârına gelip İslâmiyeti yayan gâzi dervişlerden. Hangi devirde<br />

yaşadığı bilinmiyor. Kabri Malatya'nın Dârende ilçesinin Karadiğin köyünde olup ziyâret<br />

edilmektedir.<br />

TÂCÜDDÎN ZÂHİD-İ GEYLÂNÎ;<br />

İslâm âlimlerinden ve evliyânın büyüklerinden. İsmi İbrâhim, babasınınki Rûşen Emir'dir.<br />

Künyesi Ebü's-Safvet, lakabı Tâcüddîn'dir. Doğum târihi bilinmeyen İbrâhim Zâhid-i<br />

Geylânî, Âzerbaycan'da bulunan Geylân nâhiyesine bağlı Siyâverû isimli köyde doğdu. 1305<br />

(H.705) senesinde Geylân yakınlarında bulunan Lenger-i Künân denilen yerde vefât etti.<br />

Kabri oradadır.<br />

İlim tahsîline Geylân'da başlayan İbrâhim Geylânî'nin, baba ve dedeleri de kendisi gibi ilim<br />

ve fazîlet sâhibi idiler.<br />

Seyyid Cemâleddîn-i Ezherî, hocası Şihâbüddîn-i Tebrîzî'nin huzûrunda kemâle gelip,<br />

insanlara İslâmiyet bilgilerini anlatmak üzereGeylân'a gitmesi emredilince, Geylân'a gelip<br />

yerleşti. Bu günlerdeİbrâhim Zâhid çocuk olup, kitapları koltuğunda mektebe gidip<br />

geliyordu. Cemâleddîn hazretleri bir gün yolda, aynı şekilde mektebe gitmekte olan İbrâhim<br />

Zâhid'i gördü.Elini başına koyarak; "Hocam Şihâbüddîn, bizi buraya, bu mâsûm yavruyu<br />

yetiştirmek üzere gönderdi." buyurdu.<br />

İbrâhim Zâhid-i Geylânî, zâhirî ilimlerde tahsîlini tamamlamak üzere Şîrâz'a gitti. Orada<br />

zâhirî ilimleri ikmâl ettikten sonra, bâtın yolunda da ilerlemek için, Ehl-i sünnet âlimlerinden<br />

ve evliyânın büyüklerinden olan Sa'dî-i Şîrâzî hazretlerinin huzûruna vardı. Ona talebe oldu.<br />

Onun sohbetleri bereketi ile, yüce makamlara, üstün derecelere kavuştu.<br />

Sâ'dî-i Şîrâzî hazretleri, bir gün İbrâhim Zâhid'e; "Evlâdım! Bizim yanımızdaki terbiyen<br />

tamam olmuştur. Bundan sonraki yetişmen ve yükselmen ise, Seyyid Cemâleddîn'e havâle

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!