22.03.2018 Views

Evliyalar Ansiklopedisi - Turkiye Gazetesi Yayinlari

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

getirmeyi niyet etti. Daha sonra niyet ettiği şeylerin yarısını getirip aralarında taksim etmeyi<br />

ve diğer yarısını da sonra getirmeyi düşündü. O gece rüyâsında Peygamber efendimizi<br />

yanında hazret-i Ebû Bekr ve Ali olduğu hâlde gördü. Ebü'l-Hasan bin Alâl, rüyâsında<br />

görmenin sevinciyle Resûlullah efendimize koştu ve; "Yâ Resûlallah, Allahü teâlâya benim<br />

için duâ buyurun!" diye arz edince, Resûlullah efendimiz hazret-i Ebû Bekr'e dönüp; "Ey Ebû<br />

Bekr, ver!" buyurdu. Hazret-i Ebû Bekr bir çöreği mübârek eliyle iki parçaya böldü ve<br />

yarısını Ebü'l-Hasan bin Alâl'a verdi. O esnâda Ebü'l-Hasan bin Alâl uyandı ve o çörek<br />

parçasını yanıbaşında buldu. Hemen hanımını ve çocuklarını uyandırdı ve rüyâsını anlattı. Bu<br />

rüyâ ve sonundaki hakîkat, Ebü'l-Hasan bin Alâl'ın îmânını kuvvetlendirdi. Bundan sonra<br />

ibâdet aşkı daha da artıp, Allahü teâlâya şükredip devamlı ibâdete koyuldu. Ertesi gün<br />

Ebü'l-Hasan bin Alâl, Ali eş-Şüsterî'nin huzûruna, vermeği kararlaştırdığı para ve<br />

yiyeceklerin yarısıyla geldi ve onları verdi. O zaman Ali eş-Şüsterî; "Ey Ebü'l-Hasan bin<br />

Alâl, biraz yakına gel. Eğer ilk önce getirmeyi niyet ettiklerinin hepsiyle gelseydin, çöreğin<br />

diğer yarısına da kavuşurdun." buyurdu."<br />

Ebü'l-Hasan Ali, hacdan dönerken, hasta bir hâlde Şam'dan Dimyat'a gidiyordu. Dimyat<br />

sâhiline geldiğinde, orada bulunan köyün ismini sordu. Et-Tiynetû dediler. Orada vefât etti.<br />

Talebeleri, omuzları üzerinde cenâzeyi Dimyat'a getirdiler ve oraya defnettiler.<br />

Ebü'l-Hasan Ali, birçok eser yazmıştır. Bunlardan bâzıları şunlardır: 1) El- Urvet-ül-Vüskâ,<br />

2) El-Makâlid-ül-Vücûdiyye fî Esrâr-is-Sûfiyye, 3) Dîvân-ı Şiir, 4)<br />

Er-Risâlet-ül-Kudsiyye fî Tevhîd-il-Âmmeti vel-Hâssatı vel-Merâtib- il-Îmâniyye<br />

vel-İslâmiyye vel-İhsâniyye, 5) Er-Risâlet-ül- İlmiyye.<br />

1) Mu'cem-ül-Müellifîn; c.7, s.135<br />

2) Esmâ-ül-Müellifîn; c.1, s.711<br />

3) El-A'lâm; c.4, s.305<br />

4) Câmiu Kerâmât-il-Evliyâ; c.2, s.178<br />

5) Lisân-ül-Mîzân; c.2, s.240<br />

6) İslâm Âlimleri <strong>Ansiklopedisi</strong>; c.8, s.107<br />

T<br />

TÂCÜDDÎN İBRÂHİM HALVETÎ;<br />

Büyük velîlerden. İsmi İbrâhim, lakabı Tâcüddîn'dir. Seyyid olup, soyu Peygamber<br />

efendimize ulaşır. Kayseri'de doğdu. Doğum târihi bilinmemektedir. 1455 (H.860) târihinde<br />

Kayseri'de vefât etti. Kayseri'de kendi adı ile anılan Tâceddîn Mahallesi Etiler Okulu<br />

avlusundaki türbede yatmaktadır.<br />

İbrâhim Halvetî hazretleri gençliğinde babasının işi gereği ticâretle uğraştı. Bu sebeple birçok<br />

yerleri dolaştı. Sâlih bir zât olan babası Cemâleddîn İbrâhim Efendi, Nakşibendî yolunda idi.<br />

Oğlunun da velî bir zâtın terbiyesine girmesini çok isterdi.<br />

İbrâhim Halvetî bir gece rüyâsında ceddi hazret-i Ali'yi gördü. Hazret-i Ali efendimiz<br />

kendisine tebessüm edip, başına bir taç koydular ve; "Ey oğlum! Sen Halvetî büyüğü bir zât<br />

ile terbiye olunursun." buyurdular. İbrâhim Halvetî kalkınca, kendisine rüyâda bir işâret<br />

verildiğini anlayıp, bu yolun büyüklerinden birisine gitmek istedi. Şehri dolaşmaya başladı.<br />

Gezerken ticâretle uğraşan bir arkadaşı ile karşılaştı. O; "İbrâhim! Erzincan'a gidip malımızı<br />

orada pazarlamak isteriz. Arzu edersen sen de gel." dedi. Seyyid İbrâhim kabûl edip, yola<br />

çıktılar. Erzincan'a varınca, orada bir müddet kaldılar. Bir Cumâ günü câmiye gittiler.

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!