22.03.2018 Views

Evliyalar Ansiklopedisi - Turkiye Gazetesi Yayinlari

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

söylenen kabrin, hakîkatte onun kabri olmadığını söyledikleri arzedildi. Bunun üzerine<br />

Şihâbüddîn Ba'levî, Ahmed bin Îsâ'nın kabrini ziyâret etti. Kabri ziyâret esnâsında, bir heybet<br />

hâli onu kapladı. Bu hâli geçtikten sonra; "İmâm Ahmed bin Îsâ'nın rûhâniyeti ile görüştüm.<br />

Ona, buranın kabri olup olmadığını sordum. O da bana; "Evet, kabrim hakîkaten burasıdır"<br />

dedi. Sonra ona bir hâcetimi, ihtiyacımı arz ettim. Bana, hâcetimin kolaylıkla halledileceğini<br />

söyledi" dedi. Sonra Bûr denen köydeki câmiye gitti. Oturur oturmaz o hâceti yerine geldi.<br />

Şihâbüddîn Ba'levî, Terîm'deki evinde, Huccet-ül-İslâm İmâm-ı Gazâlî'nin rûhâniyeti ile<br />

görüştü. İmâm-ı Gazâlî'den bütün kitaplarını okuduğunu ve bu kitapları okutmaya izin<br />

verdiğine dâir icâzet istedi. İmâm-ı Gazâlî de ona icâzet (diploma) verdi.<br />

Şihâbüddîn Ba'levî, birisinden, evine kapı yapmak için tahta istedi. O şahıs da; "Kur'ân-ı<br />

kerîmi ezberlememi temin edersen, sana istediğin o tahtayı veririm" dedi. Bunun üzerine<br />

Şihâbüddîn Ba'levî o şahsa; "Ağzını aç!" buyurdu. Bu şahıs ağzını açınca, ağzına üç kere<br />

ağzının suyundan sürdü. O şahıs, ondan sonra sür'atli bir şekilde Kur'ân-ı kerîmi ezberledi.<br />

Şihâbüddîn Ba'levî, talebesi Abdullah Ayderûs'a şöyle dedi: "Uzak bir memleketin halkı,<br />

senden istifâde edecek. Hadramut halkı seni görmeyi çok arzulayacak." Nitekim, bir müddet<br />

sonra, Şihâbüddîn Ba'levî'nin dediği çıktı. Abdullah Ayderûs, Hindistan'a gitti. Oradaki<br />

Ahmedâbâd şehrinde vefât edinceye kadar kaldı.<br />

Şihâbüddîn Ba'levî, talebelerinden bâzılarına, insanlara fâideli olabilecekleri işleri yapmak<br />

husûsunda izin vermişti. İbn-i Şerîf'e, yılanların zarar vermemesi husûsunda duâ yazmaya<br />

izin vermişti. İbn-i Şerîf, yılanın zararından korunmak için mürâcaat edenlere, bâzı âyet-i<br />

kerîmeleri yazıp verirdi. Bu yazıları taşıyanları yılanlar sokmazdı. İbn-i Mudâda, burnundan<br />

hasta olanlara duâ yazardı.<br />

1) Câmiu Kerâmât-il-Evliyâ; c.1, s.328<br />

2) Nûr-us-Safîr; s.203<br />

3) İslâm Âlimleri <strong>Ansiklopedisi</strong>; c.14, s.375<br />

ŞİHÂBÜDDÎN-İ SÜHREVERDÎ;<br />

Evliyânın büyüklerinden ve fıkıh âlimi. İsmi Ömer, babasınınki Muhammed'dir. KünyesiEbû<br />

Abdullah'tır. Ebû Hafs veEbü'l-Kâsım Sûfî de denildi.Nesebi, soyu Ebû Bekr-i Sıddîk'a<br />

ulaşır. Şeyh Ebü'n-Necîb'in kardeşinin oğludur. 1144 (H.539) senesinde Sühreverd'de doğdu.<br />

1234 (H.632) senesi Muharrem ayında vefât etti.<br />

Şihâbüddîn Sühreverdî, ilim öğrenmek için Bağdât'a gitti. Amcası büyük âlim Ebü'n-Necîb<br />

Abdülkâhir'in sohbetlerinde bulundu. Ondan tasavvuf ilimlerini öğrendi. Aynı zamanda<br />

Abdülkâdir-i Geylânî hazretlerinin sohbetlerinde de bulundu. Basra'da da Ebû Muhammed<br />

bin Abdullah'ın sohbetlerine devâm etti.Ebû Hafs Sühreverdî; amcasından, Ebû Muhammed<br />

Hibetullah bin Şiblî, Ebü'l-Feth bin Battî, Ma'mer bin Tâhir, Ebû Zür'a Makdisî, Ebü'l-Fütûh<br />

Tâî ve birçok âlimden hadîs-i şerîf dinleyip, rivâyette bulundu.<br />

Ebû Hafs Sühreverdî, fakih, fâzıl, sûfî, verâ sâhibi, zâhid, ârif, ilm-i hakîkatte zamânın şeyhi<br />

idi. Şâfiî mezhebinde idi. Çok ibâdet ederdi. Eline geçen malı mülkü fakir ve muhtaçlara<br />

dağıtırdı. Fıkıh ilmini, amcasından ve Ebü'l-Kâsım ibni Fadlân'dan öğrendi.<br />

İbn-i Neccâr onun hakkında; "Ebû Hafs Ömer Sühreverdî, ilm-i hakîkatte zamânının şeyhi<br />

idi. Riyâzet ve mücâhede yolunu tuttu. Fıkıh, mukâyeseli hukuk ve Arab dili ve edebiyâtını<br />

okudu. Birçok âlimden hadîs-i şerîf dinledi. Sonra tasavvuf yolunu tuttu. Önceleri zikir ve<br />

ibâdetle meşgûl oldu. Sonra insanlara vâz vermeye başladı. Amcasının Dicle kenarındaki<br />

medresesinde ders verdi. İslâm beldelerinin her tarafından onun sohbet ve derslerini

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!