22.03.2018 Views

Evliyalar Ansiklopedisi - Turkiye Gazetesi Yayinlari

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

CÂMİYE GİDELİM<br />

Ebû Bekr-i Şiblî hazretlerinin hizmetinde bulunan Bekr Dîneverî şöyle anlatır: "Hazret-i Şiblî'nin<br />

ömrünün son günlerinden bir cumâ günüydü. Hastalığı biraz geçtiği için bana; "Câmiye gidelim."<br />

dedi. Berâber giderken bana karşıdan gelmekte olan şahsı işâret etti ve; "Şu şahsı görüyor musun?"<br />

deyince; "Evet." diye cevap verdim. Bunun üzerine; "İşte onunla yarın bizim işimiz olacak." dedi. O<br />

gece Şiblî hazretlerinin hastalığı arttı ve vefât etti. Bana; "Falan yerde sâlih bir kimse var sabahleyin<br />

haber ver de cenâzeyi yıkasın." dediler. Sabah olunca târif edilen zâtın evine gidip kapısını çaldım.<br />

Hâne sâhibi; "Şiblî hazretleri vefât mı etti?" diye sorunca; "Evet." dedim. Dışarı çıkınca bir de baktım<br />

ki, Şiblî hazretlerinin dün işâret ettikleri kimse değil mi? Hayret ederek "Lâ ilâhe illallah" dedim. O<br />

zât; "Neden hayret ettin?" deyince, Şiblî hazretlerinin, kendisini göstererek söylediklerini naklettim."<br />

KAVGANIN ESÂSI<br />

Ebû Bekr-i Şiblî bir gün yolda giderken, buldukları bir ceviz için kavga eden iki çocuk gördü. Şiblî<br />

hazretleri cevizi alıp onlara; "Sabredin, bu cevizi size paylaştırayım." dedi. Sonra cevizi açınca,<br />

cevizin içi boş çıktı. Bu sırada şöyle bir ses duydu: "Eğer taksim yapan ve kısmet dağıtan biriysen,<br />

şimdi bunu da taksim etsene." Bunun üzerineŞiblî hazretleri, "Bütün bu kavga, içi boş bir ceviz için,<br />

taksim etmek ise bir hiç içinmiş!" dedi.<br />

MÜHİM OLAN GÖNÜLDÜR<br />

Ebû Bekr-i Şiblî ki, âşıktı Zülcelâle,<br />

Ve tasavvuf yolunda, ermişti tam kemâle.<br />

Nefsî arzûlarının, yapmazdı bir tekini,<br />

Yaşıyan ölü gibi, addederdi kendini.<br />

Bir elbise yaptırdı, üstüne yeni, düzgün,<br />

Ve onu giyinerek, dışarı çıktı bir gün.<br />

Gördü kimin üstünde, var ise, yeni esvâb,<br />

İnsanlar onun ile, oluyor hep muhâtab.<br />

Kimin üzerinde de, varsa eski elbise,<br />

Onlarla ilgilenen, olmuyordu hiç kimse.<br />

İşbu hâl, kendisine, oldukça etti tesir,<br />

Durdu, düşündü biraz, oldu çok müteessir.<br />

Oracıkta evine, dönerek tekrar yine,<br />

Eski elbisesini, giyindi üzerine.<br />

Dediler ki: "Efendim niçin böyle ettiniz?<br />

Yenileri çıkarıp, tekrar eski giydiniz?"<br />

Buyurdu: "İnsanların, hâline ettim nazar,<br />

Çok taaccüp eyledim, üzüldüm bî-ihtiyar.<br />

Gördüm ki hep insanlar, bakıyor dış kalıba,<br />

Halbuki mühim midir, giyilen kaftan, abâ?<br />

Hak teâlâ indinde, zâhir mühim değil hiç,<br />

Mühim olan gönüldür, her şey onda mündemiç.<br />

Bakmıyor Hak teâlâ, kişinin dış hâline,<br />

Lâkin nazar ediyor, niyetine, kalbine.

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!