22.03.2018 Views

Evliyalar Ansiklopedisi - Turkiye Gazetesi Yayinlari

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

2) Kâmûs-ul-A'lâm; c.4, s.2894<br />

3) Rehber <strong>Ansiklopedisi</strong>; c.16, s.74<br />

4) İslâm Âlimleri <strong>Ansiklopedisi</strong>; c.13, s.76<br />

5) Faruk Timurtaş; Şeyhinin Hüsrev ü Şîrîni<br />

6) Fâruk Timurtaş, Hârnâme<br />

7) Fâruk Timurtaş, Şeyhî, Hayâtı Sanatı<br />

ŞEYHMUZ SULTAN; (Bkz. Mûsâ bin Mâhîn Mardînî).<br />

ŞEYH-ÜL-MEŞÂYIH BEHRÂM;<br />

Hindistan'da yetişen evliyânın büyüklerinden. Şeyh-ul-meşâyıh olarak bilinir. Doğum ve<br />

vefât târihi kaynaklarda yoktur. Yalnız on yedinci asrın birinci yarısında vefât ettiği<br />

bilinmektedir.<br />

Küçük yaşından îtibârenPâni-pût'a gidip ilim ve irfân ehlinden büyük velî Kutb-u<br />

Rabbânî'nin ilim meclisinde ve sohbetinde bulundu. Çok istifâde edip ilmî ve tasavvufî<br />

yüksek derecelere ulaştı. Hocası tarafından, insanlara Allahü teâlânın dînini ve sevgili<br />

Peygamberimizin güzel ahlâkını anlatmakla vazîfelendirilip, Bertâde kasabasına gitti. Daha<br />

sonra hocasının emriyle tekrar Beytûlî'ye döndü. İnsanlara iyilikleri emredip, kötülüklerden<br />

sakındırma vazifesiyle meşgûl oldu. Vefât edinceye kadar bu yüksek vazifeye devâm edip,<br />

Beytûlî'de vefât etti. Kabri oradadır.<br />

Şeyh Behrâm hazretleri, insanlara doğru yolu göstermek için vazifeli olarak Bertâde'de<br />

bulunduğu sırada, Cemûn Nehrinin suları yükselip Beytûlî kasabasını sel basma tehlikesi baş<br />

göstermişti. Beytûlî kasabasının halkı Kutb-i Rabbânî'ye çok bağlı oldukları için bu tehlike<br />

ânında ondan himmet (yardım) istediler. Pâni-pût'a gidip Beytûlî kasabasına teşrif etmesini<br />

özellikle arzu ettiklerini belirttiler. Kutb-i Rabbânî bir mektup yazıp onları Bertâde'de<br />

bulunan talebesi Şeyh Behrâm'a gönderdi. "Ben gelemiyeceğim. Bu mektubu Bertâde'de<br />

bulunanŞeyh Behrâm'a götürüp verin. O muhakkak sizinle gelecek, orada kalacak ve onun<br />

bereketiyle Allahü teâlâ sizi bu tehlikeden kurtaracaktır." dedi ve duâ ederek gönderdi. Onlar<br />

da emre uyup Şeyh Behrâm'ın huzûruna gittiler. Mektubu verdiler. Şeyh Behrâm mektubu<br />

alınca hürmet ve saygı ile ayağa kalktı, mektubu öpüp yüzüne sürdü, okudu ve Beytûlî'ye<br />

gitmek üzere yola çıktı. Beytûlî'ye yaklaşınca nehrin kenarına varıp, bastonunu yere vurdu ve<br />

oraya yerleşti. Ertesi sabah nehrin suları çekilip kasabadan uzaklaştı. O günden zamânımıza<br />

kadar bir daha tehlike olmadı. Bunu gören halkın Şeyh Behrâm'a muhabbet ve bağlılıkları<br />

arttı. Şeyh Behrâm da orada yerleşti. Vefât edinceye kadar oradan ayrılmadı. Kabri de<br />

oradadır. Çok ziyâret edilip, çâresi bulunmayan hastalar oraya götürülür, oradaki kuyudan su<br />

alıp yıkanır. Allahü teâlânın lütfuyla şifâ bulur.<br />

Nakledilir ki: 1647 senesinde Mirzâ Muzaffer, Beytûlî ve çevresini zabtetmesi için bir<br />

Hindûyu görevlendirip gönderdi. Dinsiz ve zâlim olan bu Hindû oraya gelince, kasaba halkı<br />

çok sıkıntı çekti. Müslümanlara yapmadığı zulüm ve işkence kalmadı. Beytûlî ve civârını<br />

istilâ edip, Şeyh Behrâm'ın türbesinin bulunduğu yeri dahî kendisine bağlamak istedi. Kasaba<br />

halkı ve ileri gelenleri, ne kadar mâni olmak istedilerse de fayda vermedi. Yaptığı zulüm ve<br />

işkence, insanların canına yetti. O sırada Seyyidlerden biri, Şeyh Behrâm'ın nûrlu kabrine<br />

gidip, onu vesîle ederek Allahü teâlâya duâ etti. İki elini yere vurarak; "Ey hazret! Murdar ve<br />

zâlim bir Hindû, hizmetçilerinin gününü kara etti. Evlerimizde bir günlük azığımız dahi<br />

kalmadı. Biz dünyâda ve âhirette senin mâkamını sığınak edindik. Dünyâda hâlimiz böyle<br />

olursa, âhirette hâlimizin nâsıl olacağını Allahü teâlâ bilir. Siz vilâyet sâhibi ve Allahü

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!