22.03.2018 Views

Evliyalar Ansiklopedisi - Turkiye Gazetesi Yayinlari

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

aşladı. O zaman Germiyan beyi olan İkinci Yâkûb'a mersiyeler yazıp, nasîhatlerde bulundu.<br />

Onun husûsî doktoru oldu.<br />

Çelebi SultanMehmed, Karaman seferi sırasında Ankara'da hastalandı.Tedâvî etmesi için,<br />

Şeyhî Ankara'ya çağırıldı. Tedâvîde başarı gösterdiği için, taltîf edildi. Ona Tokuzlu köyü<br />

tımar olarak verildi. Bundan sonra Sultan Mehmed'in husûsî doktoru oldu. Böylece Osmanlı<br />

devletinin ilk "Reis-i etibbâ"sı Tabiblerin reisi ünvânını aldı. Şeyhî'nin Osmanlı hânedânı ile<br />

ilk temâsı, Emîr Sultan'a talebe olması ile başladı. Emîr Süleymân, Şeyhî'deki şiire olan<br />

kâbiliyeti görünce, onu şiire teşvik etti. Zamânın tanınmış şâiriAhmedî ile her zaman istişâre<br />

ederdi. Latîfî ile de sık sık buluşup görüşürlerdi. Fakat ömrünün çoğunu, Kütahya'da<br />

Germiyan Beyiİkinci Yâkûb'un hizmetinde geçirdi. Yâkûb Beyin istişâre ettiği en yakını ve<br />

yardımcısı idi. Şeyhî, Yâkûb Bey için birkaç kasîde ve Terci-i Bend yazdı.<br />

Sultan İkinci Murâd Hân pâdişâh olunca, Şeyhî'nin Osmanlı sarayı ile irtibâtı daha da<br />

sıklaştı. Hüsrev-ü-Şîrîn mesnevîsini Sultan İkinci Murâd Hânın emri ile Nizâmî'den tercüme<br />

etmeye başladı. Bin beyit kadar tercüme ettikten sonra, Sultan İkinci Murâd'a sundu. Tekrar<br />

memleketine döndü.<br />

Şeyhî'nin tasavvufta yükselmesi ve tanınması, Hacı Bayrâm-ı Velî ile tanışmasından ve ona<br />

intisâbından sonradır. Aynı zamanda Hacı Bayram-ı Velî'nin halîfesidir. Müstekimzâde<br />

Süleymân Sâdeddîn Efendi, Şeyhî'nin tasavvufta çok yükseldiğini nakletmektedir.<br />

Şeyhî'yi, gerek şiirlerindeki sanat üstünlüğünden, gerekse Germiyan beyi İkinci Yâkûb ve<br />

İkinci Murâd Hândan gördüğü yakın ilgi ve ihsânlardan dolayı çekemeyip tenkid edenler<br />

olmuştur. Fakat, Şeyhî bunları hoş karşılamış, sükûn, tevekkül ve teslîmiyetini bozmamıştır.<br />

Şeyhî'nin Dîvân, Hârnâme ve Hüsrev-ü-Şîrîn isimli üç eseri vardır.<br />

1) Dîvân: İstanbul kütüphânelerinde altı yazma nüshası olup, Fâtih-Millet Kütüphânesi Ali<br />

Emîrî kısmında, aslının aynısı mevcuttur. Dîvân'ındaki şiirlerinde Sâdî-i Şîrâzî'nin tesiri<br />

görülür.<br />

2) Hârnâme: Şeyhî'nin bu mesnevîsi, Türk hiciv ve mizah edebiyâtının şâheseridir. Şeyhî bu<br />

eserinde, zamânının Osmanlı sultanları olanÇelebi Sultan Mehmed ve İkinci Murâd Hâna<br />

nasîhat etmektedir. Pâdişâhlara; cömertlik, şecâat, adâlet, dîne bağlılık ve hizmetin<br />

yakıştığını söyler. Arûz vezni ile yazılmış olan Hârnâme, dört kısımdan meydana gelmiştir.<br />

İlk on iki beyti tevhîd ve nâttır. Yirmi altı beytlik kısmı pâdişâhı över. Bundan sonraki<br />

kısımda ise, esas konuya geçerek; semiz, besili bir öküzün boynuzlarına imrenen bîçâre bir<br />

eşeğin, boynuz aramağa gidip, başına birçok hâdiseler geldikten sonra iki kulağı da kesilmiş<br />

olarak geri dönüşünü anlatır. Şeyhî, bu küçük mesnevîsinde; mesnevîde bulunması gereken<br />

bütün özellikleri, şaşılacak derecede bir nisbet ve tenâsüp ile göstermiştir. Tasvirlerin çok<br />

canlı oluşu, nezâket, incelik, mükemmel alay ediş kâbiliyeti ile Türk mizah ve hiciv<br />

edebiyâtında mümtâz bir yer almıştır.<br />

3) Hüsrev-ü Şîrîn: Şeyhî'nin en kıymetli eseridir. Mesnevî şeklinde yazılmıştır. Bu eser,<br />

kendinden önce gelen şâirler arasında en güzel yazılandır. Şeyhî, Hüsrev-ü-Şîrîn'i İkinci<br />

Murâd Hân için yazmıştır. İkinci Murâd Hânın tahta geçmesi ile yazmağa başlamış, vefâtına<br />

kadar devâm etmiştir. Altı bin dokuz yüz kırk dört beyittir. Yedi yüz yetmiş beş beytlik ilk<br />

kısımda; duâ, münâcaat, tevhîd, nât, insanın yaratılışı ve Allahü teâlânın hikmetleri<br />

anlatılmıştır. On beş parçası mesnevî ve kasîde şeklinde yazılmıştır. Esâs hikâye, on bir<br />

bölümdür. Yirmi altı gazel, Hüsrev ve Şîrîn'in dilinden yazılmıştır. Münâcaat ve yedi<br />

bendlik terci-i bendi vardır. Şeyhî, bu eserini bitiremeden vefât etmiştir.<br />

1) Şakâyik-ı Nu'mâniyye Tercümesi (Mecdî Efendi); s.128

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!