22.03.2018 Views

Evliyalar Ansiklopedisi - Turkiye Gazetesi Yayinlari

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

eklemeye başladı. Kafkasya'da, İslâmiyeti yok etmeğe uğraşan Ruslara karşı verdiği<br />

amansız mücâdeleyi iftihar gözyaşlarıyla tâkib eden müslüman Türk milleti, Şeyh Şâmil'e<br />

hayran idi. Onun esâretten kurtulup İstanbul'a geldiği gün, yer yerinden oynamış, halk sâhile<br />

dökülmüştü. Rus vapuru Dolmabahçe Sarayı önüne demirlediğinde, Sultan Abdülazîz'in<br />

saltanat kayıkları, İmâm Şâmil ve âile efrâdını saraya getirdiler. Abdülazîz Hân, onu sarayın<br />

kapısında karşılayıp, büyük bir hürmetle; "Babam kabrinden kalksaydı ancak bu kadar<br />

sevinebilirdim" diyerek, çok iltifâtlarda bulundu. Sarayda hâl hatır sohbetleri arasında<br />

SultanAbdülazîz, her türlü emrine hazır olduğunu bildirdi. Bunun üzerine Şeyh Şâmil;<br />

"Pâdişâhım! Hayâtımın şu son günlerini aşkıyla yandığım sevgili Peygamberimin huzûr-ı<br />

şerîflerinde geçirmek istiyorum. Bunun teminini zât-ı âlinizden istirham ediyorum" dedi. Bu<br />

arzuyu büyük bir îtinâ ile yerine getirmek için Rus sefirini saraya çağırttı. Durumu anlatıp,<br />

Çar'a bildirmesini emretti. Rus Çarı İkinci Aleksandr kabûl edip, Şeyh Şâmil'in Rusya'ya geri<br />

dönmemesini bildirdi. Buna ziyâde memnun olan Şeyh Şâmil, İstanbul'da kısa bir müddet<br />

kaldı. Başta Sultan Abdülazîz'in ve İstanbulluların gösterdiği yakın alâkaya,<br />

misâfirperverliğe hayran oldu. Bu kadar ilgiye rağmen bir an önce Hicaz'a gitmek istediğini<br />

pâdişâha bildirdi. Abdülazîz Hân onun için en mükemmel vapurunu hazırlatıp teşyî eyledi.<br />

Vapurun her uğradığı yerde, halk görülmemiş bir heyecanla Şeyh Şâmil'i karşılıyor, onun<br />

duâsını almak yarışına giriyorlardı.Mısır'a geldiklerinde, Hidiv İsmâil Paşa, onu şânına lâyık<br />

karşıladı. O sırada İsmâil Paşa'nın yanında,Cezâyir'i Fransız istilâsından kurtarmak için çok<br />

gayret gösteren büyük âlim, mücâhid, gâzî, Abdülkâdir Efendi de misâfir bulunuyordu. İki<br />

kahraman âlimin sohbetleriyle şereflenen İsmâil Paşa, onlarıKâhire'de bir ay kadar misâfir<br />

etmek bahtiyarlığına kavuştu. Sonra İskenderiyye'ye kadar giderek Cidde'ye uğurladı.<br />

Peygamberimizin ve Kâbe'nin hasretiyle yananŞeyh Şâmil'in heyecânı, oralara yaklaştıkça<br />

artıyordu. O sırada Mekke emîri olan Şerîf Abdullah da, Şeyh Şâmil'i çok seviyordu. Onu<br />

büyük bir îtibarla karşıladı. Hicaz'da, onun büyük bir âlim ve kahraman olduğunu işiten<br />

herkes, onu görmeye can atıyor, ilgi ve hürmet gösteriyordu.<br />

Şeyh Şâmil, büyük bir îtinâ ile bütün şartlarına âzamî titizliği göstererek haccını yaptıktan<br />

sonra, ömrünü O'nun sünnet-i seniyyesini yaymak için uğraştığı, bu uğurda ölümü göze<br />

aldığı, sevgili, muhterem, mübârek Peygamberi, iki cihânın efendisi Muhammed<br />

aleyhisselâmın huzûr-ı şerîflerine gitmek için, nûrlu Medîne yollarına düştü. Her an aşkıyla<br />

yandığı efendisine yaklaşıyor, şimdiye kadar içinde kopan fırtınalar her geçen sâniye daha da<br />

şiddetleniyordu. Medîne-i münevvere görünmeye başladığında oldukça heyecanlanan Şeyh<br />

Şâmil, toprağa kapanarak, hocası Mevlânâ Hâlid-i Bağdâdî hazretlerinin şu şiirini terennüm<br />

etmeye başladı.<br />

"Server-i âlem sana âşık olup da, yanarım!<br />

Her nerede olsam o güzel cemâlin ararım.<br />

Kâbe kavseyn tahtının sultânı sen, ben hiçim.<br />

Misâfirinim dememi saygısızlık sayarım.<br />

Her şey cihânda senin şerefine yaratıldı,<br />

Rahmetin bana da yağsa, o ân olur bahârım.<br />

Acıyıp bir bakınca, ölü kalbler dirilttin,<br />

Sonsuz merhametine, sığınıp, kapın çaldım.<br />

İyilik kaynağısın dermanlar deryâsısın!<br />

Bir damla lütfet bana, derde devâsız kaldım.<br />

Herkes gelir Mekke'ye, Kâbe, Safâ, Merve'ye,<br />

Ben ise senin için, dağlar tepeler aştım.<br />

Saâdet tâcı giydirildi, rüyâda başıma,

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!