22.03.2018 Views

Evliyalar Ansiklopedisi - Turkiye Gazetesi Yayinlari

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

ana bizzat yapmak cesâretinde bulunsaydı, ona ilk ve son cevâbı şu kırbacım verirdi." İyice<br />

hiddetlenen Şeyh Şâmil şöyle devâm etti: "Ona söyle! Kahraman tebeamın kalblerinde kök<br />

salan bu eşsiz zafer inancını kökünden kazımadıkça, bu mübârek vatan topraklarını en son<br />

kaya parçasına kadar karış karış müdâfaa etmekten bizi men edemeyeceksiniz. Dînim ve<br />

vatanım uğrunda, bütün çocuklarımı ve âilemi kılıçtan geçirseniz, zürriyetimi kurutsanız, en<br />

son tebeamı öldürseniz, tek başıma son nefesimi verinceye kadar sizinle savaş edeceğim.<br />

Nikola'yı tanımıyorum. Son cevâbım budur." Daha sonra ayağa kalktı. Hiçbir şey söylemeye<br />

cesâret edemeyen General, huzurdan ayrılıp, Çar'ına durumu bildirdi. Çar, hazır bu yol<br />

açılmışken, ikinci bir teşebbüs olmak üzere Kafkas orduları başkumandanı General Feze'yi,<br />

İmâm Şâmil'e tekrar gönderdi. Onun da aldığı târihî cevap şudur:<br />

"Ben, Kafkas müslümanlarının hürriyete kavuşmaları için silaha sarılan gâzilerin en aşağısı<br />

Şâmil! Allahü teâlânın himâyesini, Çar'ın efendiliğine fedâ etmemeye yemin eden, özü sözü<br />

doğru bir müslümanım. Daha önce Çar Birinci Nikola'yı tanımadığımı, emirlerinin bu<br />

dağlarda geçersiz olduğunu General Klugenav'a anlayacağı şekilde tekrar tekrar söylemiştim.<br />

Bu sözleri sanki taşa söylemişim gibi, Çar, hâlâ görüşmek için beni Tiflis'e dâvet ediyor. Bu<br />

dâvete icâbet etmeyeceğimi bu mektubumla son defâ size bildiriyorum. Bu yüzen fânî<br />

vücûdumun parça parça kıyılacağını ve sırtımı verdiğim şu vatan topraklarında taş üstünde<br />

taş bırakılmayacağını bilsem, bu kesin karârımı hiçbir zaman değiştirmeyeceğim. Cevâbım<br />

bundan ibârettir. Nikola'ya ve onun kölelerine böylece mâlûm ola!"<br />

Şeyh Şâmil, teşkilâtlandırdığı yiğitleri hem din bilgilerinde yetiştirir, hem de askerî<br />

eğitimden geçirirdi. Köylerde bulunan bütün çocukların Kur'ân-ı kerîm okumasını sağlar,<br />

büyüklerin; tefsîr, hadîs, fıkıh gibi dînî ilimlerin yanısıra, zamânın fen bilgilerinde de<br />

yetişmesi için uğraşırdı. Din bilgisi olmayan câhillerin Ruslara aldanacağını, vatanını<br />

koruyamayacağını, böylece hem dünyâda esâret altında kalacağını, hem de âhirette acı<br />

azâblara dûçâr olacağını buyururdu. Bu sebeple, emri altındaki her köy, kasaba ve şehirde<br />

medreseler açtırır, hem din, hem de fen ilimlerinin okutulması için uğraşırdı. Kendisi bizzat<br />

bu derslere katılır, talebelerine ders verirdi. Başarılı talebelerine mükâfâtlar dağıtırdı.<br />

Medresede okutulan dersler yanında, silâh kullanmak, kılıç çekmek, ok atmak, ata binmek<br />

gibi konularda eğitimler yaptırır, savaş ânında herbiri birer komutan olacak şekilde<br />

yetiştirirdi. Bundan dolayı Şeyh Şâmil, hem milletinin, askerinin devlet reîsi, kumandanı,<br />

hem de hocası, imâmı idi. Bu sebeple Kafkasyalı müslümanlar, onu canları gibi çok severler,<br />

her emrine şartsız itâat ederlerdi. Vatanlarını Ruslara karşı müdâfaa etmek ve bu uğurda<br />

şehîd olup Allahü teâlânın rızâsını kazanmak, her Kafkasyalı müminin yegâne arzusu idi.<br />

Çocuklarını, Allahü teâlânın dostlarını sevecek, düşmanlarından da nefret edecek şekilde<br />

yetiştirirlerdi. Onlar için Rusları sevmek, onlara boyun eğip emirlerine girmek kadar tehlikeli<br />

bir şey olamazdı. Her çocuğa, İmâm Şâmil'in ve diğer âlimlerin muhabbeti, Ruslara olan<br />

düşmanlık anlatılırdı. "Hubb-i fillah ve buğd-ı fillah"ın (Allahü teâlânın dostlarını sevmek,<br />

düşmanlarından nefret etmek), îmânın asıl sebebi, şartı olduğu, bu olmadıkça hiçbir ibadetin<br />

cenâb-ı Hakk'ın katında makbûl olmadığı öğretilirdi.<br />

Rus kuvvetleri hep hezimete uğradı. Yenileri birbirini takib etti. Çar Birinci Nikola, bu<br />

hezîmetlerden sonra, bütün Kafkasya'yı fethetmek, Şeyh Şâmil'i ele geçirip bütün<br />

müslümanlara kötü günler yaşatmak maksadıyla, ordularının en seçkin generallerini bu işde<br />

vazifelendirdi. Napolyon'u mağlub eden bu meşhûr generaller; Fraytag, Svarts, Klugenav,<br />

Argutinski idi. Kalelere bıraktıkları ihtiyat kuvvetleriyle birlikte elli bini bulan bu seçme<br />

ordu, dört koldan harekete geçti. Netice yine Rus ordularının hezimeti ve bir avuç<br />

müslümanın zaferi idi.<br />

Şeyh Şâmil'in, bu kadar kısa sürede, harp târihinde ender rastlanan bir zaferi kazanması ile,<br />

Avaristan baştanbaşa düşman çizmelerinden temizlendi. Rusların yirmi beş müstahkem<br />

mevkii zapt ve tahrîb edildi. İki binden ziyâde Rus askeri esir alınıp, binlercesi öldürüldü. En<br />

mühimi, yenilmez sanılanRus ordularını çok az bir müslüman Türk'ün îmân gücü ile nasıl

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!