22.03.2018 Views

Evliyalar Ansiklopedisi - Turkiye Gazetesi Yayinlari

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

Türbesi Denizli Merkez Ilbadı mahallesindeki eski büyük mezarlığın ortasındadır.<br />

ŞEYH MERZÜBÂN-I VELÎ;<br />

On üçüncü yüzyılda yaşamış velîlerden. Asıl adı Mahmud'dur. Merzübân lakabı sınır<br />

muhâfızı, hâkim, pâdişâh anlamındadır. Peygamber efendimizin torunlarından olup seyyiddir.<br />

Anadolu'nun Türkleşmesi ve İslamlaşması döneminde şeyhi, Tac'ül-Arifîn Ebü'l-Vefâ<br />

hazretlerinin mânevî işaretleriyle on ikinci asır sonlarına doğru Buhara'dan Anadolu'ya<br />

gelmiştir. Sivas ili Zara ilçesi yakınlarındaki Tekke köyüne yerleşerek halkı irşâda<br />

başlamıştır. Pekçok kerâmetleri görülmüştür. Anadolu Selçuklu Sultanı Alâeddin Keykubad,<br />

doğuda bir sefere giderken, yolu üzerindeki Zara'ya uğramış ve Şeyh hazretleriyle görüşüp<br />

kerâmetine mazhar olmuştur. Zara ilçesinin bugünkü yerinde "Zaro" isimli bir Ermeninin<br />

çifliği vardır. Ağa, sultanı akşam yemeği yedirmek için çifliğine dâvet eder. Yemekten sonra,<br />

3-4 km uzakta bir ışığın yandığını farkeden Sultan, Zaro Ağaya ışık yanan yerde köy olup<br />

olmadığını sorar. Ağa da; "Köy yok efendim, fakat orada bir sarhoş adam var, civar<br />

köylerden avane toplayıp âlem yapıyorlar. Bu yüzden zaman zaman bizi de rahatsız<br />

ediyorlar." der. Zekî bir insan olan Alâeddin Keykubad, Ağa'nın bu sözlerinden şüphelenip;<br />

"Ağa, öyleyse o sarhoşa içki göndermek gerek." der. Sabahleyin bir katır yükü içki yükletip<br />

askerleriyle Şeyhe gönderir. Katır, Şeyhin Dergâhına yaklaşınca, daha ileri gitmez. Bunun<br />

üzerine içkiyi götüren asker, Şeyhe gidip; "Sultanın kendisine içki gönderdiğini, fakat katır<br />

yorulduğu için getiremediğini, içkileri gelip kendisinin almasını söyler." Şeyh hazretleri<br />

askere;"Sultanına selam söyle, gönderdiği içkiler yağ bal olsun, askerine yedirsin." der.<br />

Asker geri döner, durumu Sultan'a anlatır. Katırdaki yükler indirilir, gerçekten de içkilerin<br />

yağ, bal olduğu görülür. Alâeddin Keykubad bu zâtın büyük bir velî olduğunu anlar, gidip<br />

elini öpüp hayır duasını ister. Kendisine istediği kadar arazi vakfeder. Şeyh de bu arazilerin<br />

gelirleriyle medrese kurdurup yüzlerce insan yetiştirir.<br />

Kendisinden sonra, torunları da bu işe devam etmiş Tekke ve Zaviyelerin kapatılmasına<br />

kadar hizmeti sürdürmüşlerdir. Bugün bu mübarek zâtın türbesi sıkıntıya düşen, derdi olan<br />

pekçok kişi tarafından ziyâret edilir, himmet beklenir.<br />

1) Baki Ay ve Ömer Hocaoğlu şahsi arşivinden<br />

2) Zara Folkloru<br />

3) Dünden bugüne Zara<br />

4) Yakup Bozalioğlu şahsi fotoğraf albümünden<br />

5) Faruk Aburşu'nun şahsî arşivindeki "Şeyh Merzübân Vakfiyesi" örneğinden<br />

ŞEYH MESUT HORASANÎ<br />

Urfa evliyâsından. Seyyid Ahmed Rufâî hazretlerinin torunu olduğu dışında hakkında bilgi<br />

yoktur. Türbesi Urfa'da olup ziyâret edilmektedir.<br />

ŞEYH MUHAMMED AYNÎ;<br />

Anadolu velîlerinden. Doğum târihi bilinmemektedir. 1859 (H.1276) senesinde vefât etti.<br />

Türbesi Eruh'ta Aynî köyündedir. Babası Şeyh Muhammed, mürşid-i kâmil bir zâttı.<br />

Memleketinde ilim tahsîline başlayıp ilm-i âletten Şerh-i Şemsiyye kitabına kadar okudu.<br />

İlim tahsîli sırasında bir gün Şeyh Sâlih Sübkî'yi ziyâret için Basret köyüne gitti.Şeyh Sâlih<br />

hazretleri onun mürşid olmaya istidâtlı ve kâbiliyetli bir kimse olduğunu görerek onu

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!