22.03.2018 Views

Evliyalar Ansiklopedisi - Turkiye Gazetesi Yayinlari

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

hâllerine aynen uymağa çalışırdı. Allahü teâlânın rızası olmayan hiçbir sözü söylemez, hiçbir<br />

işe kalkışmazdı. Vakitlerini ilim öğrenmek ve öğretmek, Allahü teâlâya ibâdet edip<br />

zikretmekle geçirirdi. Tatlı dilli, güler yüzlü ve çok cömert idi. İnsanlara merhameti çok<br />

fazlaydı. Onun işi gücü, insanlara iyilik etmekti. Haram ve şüphelileri terk eder, mübahları<br />

zarûret mikdârı kullanırdı. İnsanlar tarafından çok sevilirdi. Kâhire'de vâz ettiği zaman,<br />

mahşerî bir kalabalık olur, herkes dersine koşardı. Onun vâzını dinleyenler çok istifâde<br />

ederlerdi. Talebeleri arasında Ebû Hayyân Muhammed bin Yûsuf Nahvî ve Kemâleddîn<br />

Abdüzzâhir gibi âlimler de hazır bulunurdu. Yeri geldiğinde hakkı söylemekten çekinmezdi.<br />

Kalbi bozuk olanlar, onun celâllenmesinden çok korkarlardı. Allahü teâlânın râzı olmadığı<br />

bir işi yapanı, O'nun emrine muhâlefet edeni gördüğü zaman, hemen emr-i mârûf yapardı.<br />

Allahü teâlânın yasak ettiğini yapmaktan men eder, emrettiğinin yapılmasını nasîhat ederdi.<br />

Allahü teâlâya ve O'nun sevdiklerine olan muhabbetini dile getiren şiirleri ihtivâ eden bir<br />

Dîvân'ı vardır.<br />

Bir hıristiyan vardı. İbrâhim Ca'berî hazretlerinin talebelerine sıkıntı verip eziyet ederdi.<br />

Durumu kendisine haber verdiklerinde, çok üzüldü.Hıristiyana adam gönderip onlara bir<br />

daha eziyet etmemesini tenbîh ettirdi. "Eğer yaptığında ısrâr eder ve onlara bir daha eziyet<br />

etmeye kalkışırsa, Allah'a yemîn ederim ki, onun kafasını şu kalemi kestiğim gibi keserim."<br />

buyurdu. O hıristiyan bu sözleri duyunca, "O, dediklerini yapamaz." diye düşündü. Eline<br />

fırsat geçtiği bir sırada yine o mübârek insanın talebelerinden birine eziyet etmeye kalkıştı.<br />

Durumdan haberdâr edilen İbrâhim Ca'berî hazretleri, cebinden çakısını çıkardı. Kalemin<br />

ucunu önceki târifi gibi tutup, kalemi açar gibi yaptı. O anda mâsûm insanlara zulmetmekten<br />

zevk alan o zâlim kimsenin başı gövdesinden ayrıldı. Bu hâdiseden sonra kimse onun<br />

talebeleri hakkında kötü düşünemez oldu.<br />

Ölüm hastalığında, yanındakilere Bâb-ün-Nâsır'da Hüseyniye Türbesine götürmelerini ricâ<br />

etti. Orada defnedileceği yeri gösterip vasiyette bulundu ve kabrine şöyle hitab etti: "Ey<br />

kabircik! Senin eksiğin burada." Çok geçmeden 1288 (H.687) senesinde vefât etti denilen<br />

yere defnedildi.<br />

ÇÂRE BULAMADILAR<br />

Zamânın Mısır sultânı, Kelb-i Zevberî'ye mektup yazıp, İbrâhim Ca'berî'den şikâyet etti. İnsanların,<br />

ona kendisinden daha çok hürmet etmesini çekemiyordu. Bâzı âlimler de toplandılar ve sultânın<br />

hürmete daha lâyık olduğu husûsunda fetvâ verdiler. İbrâhim Ca'berî hazretlerine durumu haber<br />

verdiklerinde, onların bu hâllerine üzüldü. Allahü teâlânın bu sevgili kulunu üzmenin cezâsı olarak<br />

fetvâ verenlerin hepsinin ve hükümdârın idrâr yolları kapandı. Doktorlar çâre bulamadılar. Çok sıkıntı<br />

çektiler. Çâresiz kalıp, Ca'berî hazretlerinin huzûruna, başta hükümdâr olmak üzere, fetvâ veren<br />

ulemâ, sıkıntılı bir şekilde geldiler. Özür dileyip, kendilerinin affedilmesini istediler. Allahü teâlânın<br />

kullarına merhamette zamânının en önde gelenlerinden olan İbrâhim Ca'berî hazretleri de onları<br />

affedip, kendi ibriğini verdi. Ondan aldıkları suyla istincâ ettiler. Hepsinin idrâr yolları açıldı. Tövbe<br />

edip, Allahü teâlânın sevgili kullarına sataşmayacaklarına söz verdiler.<br />

1) Câmiu Kerâmât-il-Evliyâ; c.1, s.240<br />

2) Tabakât-ül-Kübrâ; c.1, s.203<br />

3) Tabakât-ül-Evliyâ; s.412<br />

4) Tabakât-üş-Şâfiiyye; c.8, s.123<br />

5) El-Bidâye ven-Nihâye; c.13, s.312<br />

6) Fevât-ül-Vefeyât; c.1, s.49

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!