22.03.2018 Views

Evliyalar Ansiklopedisi - Turkiye Gazetesi Yayinlari

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

Orada Şeyh Muhammed Aynî'nin kerâmet sâhibi kızı Fâtıma-ı Sâliha ile evlendi. Kayın<br />

babasından tasavvuf yolunda feyz alıp, kemâle erdi. Bu hocasının emri ile ona vekil olarak<br />

insanları irşâd için Basret köyüne gitti. Ders ve sohbetlerinde pekçok talebe toplanırdı.<br />

Pekçok âlim ve sâlih insan yetiştirmiştir.<br />

Talebelerinin meşhurlarından ve halîfesi Şeyh Ömer Zerkânî şöyle anlatmıştır: "HocamŞeyh<br />

Hâlid Zibârî hazretlerinden çeşitli ilimleri öğrenmekte olduğum sıralarda bir gün huzûrunda<br />

ders alıyordum. Başımı elimdeki kitaba eğerek, dersle meşgul olduğum sırada, başımı<br />

kaldırdım. Fakat hocamı göremedim.Sağa sola baktım. Ortalıkta görünmüyordu. Fakat ders<br />

odasından dışarı çıkmamıştı. Az önce karşımda oturuyordu. Şaşırdım, elindeki kitab da<br />

oturduğu yerdeydi. Beni bir titreme, korku ve dehşet kapladı. Ne yapacağımı bilemiyordum.<br />

O sırada pencerenin demiri üzerine beyaz bir kuş kondu. Sonra da uçup gitti. Ben bu kuşa<br />

bakıp başımı çevirdiğimde hocamı karşımda oturur gördüm. Derse başlayıp bitirdikten sonra<br />

bana, kerâmetini gördüğüm için; "Bunu mümkün mertebe hiçbir yerde anlatma!" buyurdu.<br />

Bir defâsında insanları Allahü teâlânın emirlerine uymaları, dünyâya düşkün olmamaları<br />

husûsunda irşâd için köyleri dolaştı. Meşhur âlim Molla Muhammed Barşinî'nin köyü<br />

Barşa'ya da gitti. Sabah namazından sonra insanlara nasîhat etmek için yüksek bir yere<br />

oturdu. Huzûrunda binden fazla insan toplandı. Aralarında pekçok âlim vardı. Bu insanlara<br />

gâyet güzel vâz etti. Haramlardan sakınmaları husûsunda uyardı. Fakat insanlar bu güzel ele<br />

geçmez nasîhatlerden de etkilenmediler.Bu hâli görünce; "Allahü teâlâya yemin ederim ki,<br />

eğer şu ağaca vâzetseydim, Allahü teâlânın azametinden dolayı yanar, yıkılırdı." diyerek<br />

karşısındaki dut ağacını gösterdi ve ağaca baktı. O sırada ağaç büyük bir gürültüyle<br />

kökünden sökülüp yere yıkıldı. Etrafa fırtına sesi gibi şiddetli bir ses yayıldı. Orada bulunan<br />

insanlar, bu hâli görünce, hayret içinde ağlaşmaya başladılar. Kalpleri uyanıp, hepsi Şeyh<br />

Hâlid Zibârî hazretlerinin huzûrunda tövbe ettiler.<br />

Ömrünün sonuna kadar insanları irşâd ile meşgûl oldu. Son olarak insanlara nasîhat için<br />

Cizre'ye gittiği sırada hastalandı. Oradan Basret köyüne getirildi. Bir iki gün sonra kırk iki<br />

yaşında vefât etti.Şeyh Hüseyin ve Şeyh Muhammed Hâlid onun halîfelerindendir.<br />

1) Kitâbu Ahvâl-üd-Dürriyye fî Silsilet-iz-Zibâriyye<br />

ŞEYH HASAN;<br />

Meşhûr velîlerden. İsmi Hasan bin Muhammed bin Behâ'dır. Alacahisar'da doğup, büyüdü.<br />

1609 (H.1018) senesinde vefât etti. İlim tahsîlini İstanbul'da yaptı. İstanbul'da Mirahor<br />

Zâviyesinde yerleşip zâhir ve bâtın ilimlerinde yetişmek için çalıştı.<br />

Dâimâ oruç tutar, dînî ilimleri öğrenmek için çalışırdı. Şeyhülislâm Şeyhî Efendinin<br />

sohbetlerine devâm etti. Sonra İbrâhim Gülşenî'nin halîfelerinden Hasan Zarîfî'ye talebe oldu.<br />

Tasavvufta epey yol katetti. Fakat tam olarak yetişmeden hocası Zarîfî Efendi vefât etti.<br />

Bunun üzerine Şeyh Yâkûb Efendinin hizmetine girdi ve talebesi oldu. Halvetiyye ve<br />

Celvetiyye yollarının feyzlerine kavuştu.<br />

İlim tahsîl ettiği sıralarda kendini o kadar ilme vermişti ki, odasına girer kapısını kilitletirdi.<br />

Sâdece namaz ve ders vakitlerinde açtırırdı. Odasında dâimâ çalışmakla, ibâdet ve zikir ile<br />

meşgûl olurdu. Devamlı yalnız kalmayı tercih eder, mânen yükselmek için gayret gösterirdi.<br />

Onu tanıyan dervişlerden Yahyâ Dede şöyle anlatmıştır: "Hasan Efendi ile ve diğer<br />

dervişlerle erbeîne girdik, on beş günde bir yemek yerdik. Geceleri bin rekat namaz kılardık.<br />

Dervişlerden bir kısmı buna tahammül edemeyip bu safâdan, yüksek hallerden mahrum<br />

oldular."

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!